Konuşmalar Çeviri Fransızca
3,995 parallel translation
Arkasında Bay Spinella olsun olmasın, kontrolsüz işçi gücü, organize suç örgütüne dönüşmeden önce, konuşmalarını yumuşatmalı.
Que M. Spinella soit derrière ceci ou pas, il ferait mieux de tempérer ses discours avant que le travail désorganisé ne se transforme en crime organisé.
Havadan sudan konuşmaları duyunca anlarım.
Arrêtons ces banalités, Linda.
Gıda ve İlaç Bürosu ve Florida kanunları ile ilgili konuşmaların kendi bölgemde Oxy satışlarımın neden düştüğünü açıklamıyor.
Tout ton blabla sur la FDA et les lois de la Floride n'expliquent pas pourquoi mes ventes d'oxy ont chutées dans MA circonscription électorale.
Nasıl olur bilirsin. Aralarında konuşmaları gerekiyor ve...
Tu sais bien, ils doivent se concerter...
Telsiz konuşmalarına göre BADO'ya gidiyorlardı.
Ils allaient vers le PEOC.
Kalp atış hızım roket gibi artıyordu ve insanların sakin ve sevgi dolu konuşmalarını duyunca kafayı çekmek istiyordum gerçekten ya da kendimi öldürmek.
Mon rythme cardiaque grimpait rapidement, Et la façon dont les gens me parlaient doucement et se comportaient me donnait vraiment envie de boire... ou de me tuer.
Ebeveyn-öğretmen konuşmalarından nefret ediyorum.
Je déteste les réunions parents - professeurs.
Banka soyguncularının iyi yanı, dilimizi konuşmaları.
Il y a une chose de bien au sujet des braqueurs de banques... ils parlent Anglais.
Huyların kabadayı huyları, konuşmaların kabadayı konuşmaları gibi.
Tu parles et tu agis comme un abruti
İnek konuşmaların işe yarıyor Doktor.
Jouer les Geek marche, Docteur.
Ama Bayan Harris gününün çoğunu parti merkezinde kriz konuşmalarıyla geçiri -
Mais Mlle Harris a passé la plupart de la journée bloquée dans une réunion de crise au siège social du...
Uzun konuşmalar.
De longues discussions.
Motivasyon konuşmaları falan yapıyorum.
Je suis conférencier en motivation en quelque sorte.
Ah, eeh, aptal gözlemciler bu konuşmaları baş başa yapmamızı istiyorlar.
Hum, notre idiot de supérieur, il veut qu'on prenne les dépositions seul à seul.
Şiirsel konuşmalarını seviyorum ama anlamıyorum be kadın.
J'adore ta poésie, mais je ne la comprends pas.
Pekala, dur, hep sen romantik konuşmalar yapıyorsun, neden bu sefer ben yapmıyorum?
Attendez. Vous faites toujours de beaux discours romantiques, donc, hum, pourquoi vous ne me laisseriez pas le faire cette fois?
- Bu tarz konuşmaları takip edemiyorum.
Désolée, ce genre de conversations, c'est pas mon truc.
Bu haftaki konuşmaları önemli.
Voyons ce qu'il dit aujourd'hui.
- Dedi hazret, bunların boş konuşmalar olduğunu hatırlatmama izin verin.
Cependant, laisse moi te rapeller que ceux ne sont que des fausses accusations
Tommy, perili konuşmalar yetti artık.
Tommy, assez de ces conversations sinistres.
Sizin boş konuşmalarınızı dinlerken bizim uygulayacağımız şeytani planıma konsantre olamıyorum.
Hé! Comment me concentrer sur le plan diabolique qu'on vous a concocté si vous n'arrêtez pas de jacasser?
- Unutulmaz konuşmalar.
Des appels inoubliables!
Konuşmalarımız gizli kalacak.
Notre intéraction reste anonyme.
Ve şimdi Orta Doğu'da hepimiz için demokrasi, özgürlük, sosyal adalet, siyasal reform konuşmalarının değiştiğini görüyoruz.
Être totalement renouvelées au Moyen-Orient, et je suis fier d'être ici pour ces raisons. Que Dieu soit avec vous.
Sürekli telefon konuşmalarımı dinliyor.
Toujours à écouter mec coups de fils.
- Konuşmalarımı dinlemeyi bırak, Kyle!
Arrête d'écouter ma conversation Kyle!
Lawrence, hükümetin herkesin telefon konuşmalarını dinleyip e-postalarını okuduğunu söylemiştim ya hani?
Lawrence, tu te souviens que j'avais dit comment le gouvernement écoute les appels téléphoniques de tout le monde et lis tous nos emails?
İnsanların e-postalarını ve telefon konuşmalarını karıştırırken kiminle başlayacağımı nereden bileceğim?
Hey alors euh... je regarde les emails des gens et leurs appels et euh... comment je sais quelle personne surveiller?
Konuşmalarımızı dinliyordu.
Elle espionnait notre conversation.
Tahrik edici konuşmalar yapmana bayılıyorum.
Mon dieu, j'adore quand tu me parles cochon.
Konuşmalarınızın alıştırmasını yapmanız gerekirken el yapımı içki peşindesiniz.
Vous devriez répéter au lieu de perdre votre temps avec de l'alcool maison. D'accord.
Bazı konuşmalarımın yardımı dokundu.
Un peu d'aide digne de confiance.
Özgürlük'ün bütün bu kişisel haklar ve özgürlük konuşmaları. Günün sonunda bir grup eşkiyadan başka bir şey değiller.
Tout ce blabla de Liber8 au sujet de nos droits et sur la liberté et au bout du compte, c'est qu'une bande de criminel.
Bir anlaşma yok. Şimdilik sadece konuşmalar.
Il n'y a pas d'arrangement, nous sommes encore en discussion.
BaşarıIı olmanı herkesten çok ben istiyorum ama bu iş iyi kovboy konuşmalarıyla olmaz.
Écoutez, personne ne veut vous voir réussir plus que moi, mais vous ne pouvais pas juste parler de porter le chapeau blanc.
5 ten sonra kişisel konuşmalar yapabilirsin. özellikle seni güldürüyorlarsa.
Tu as le droit de passer des appels personnels après 5 : 00, surtout si ils te font rire
Konuşmalarımızdan da rahatsız olmasını istemiyorum.
Je la verrais calme par la tempête de mots aussi.
Seninle konuşmalarımın hiçbirine yanıt vermedin.
Toutes les fois où je t'ai parlé, jamais tu ne m'as répondu.
Yanında dikildim aynı kardeşinin yanında senin dikildiğin gibi... Onunla konuşmayı planlayıp ama asla yapmadığım konuşmaları tekrarlayıp durdum.
Je me suis tenu à côté de lui juste comme vous le faites pour votre frère, ma rappelant toutes les conversations que j'avais prévues d'avoir avec lui mais que je n'avais jamais eues.
Tamam, üzücü konuşmalar beni yoruyor.
Ok, cette triste conversation m'exaspère
Boş boş konuşmalarını saatlerce dinleyecek bir arkadaşa.
Vous savez, quelqu'un qui peut l'écouter bafouiller pendant des heures à propos de tout et de rien.
Konuşmaları bitince ne olduğunu öğreniriz.
Attendons de voir où en on est quand ils auront fini de discuter.
Ekibin TED konuşmalarını internetten de izleyebilir.
Votre équipe peut regarder les discours de la conférence TED en ligne.
Konu konuşmalar değil ki, yeni kişilerle tanışmak.
Il ne s'agit pas de négociations, il s'agit de mise en réseau.
Tüm bu adalet hakkında konuşmalar...
Tout votre discours sur la justice...
Konuşmalarıma ilave edeceğim konular gibi gözüksün.
Des petits détails pour ma conversation avec David.
Tüm o cinayet konuşmaları dedikodu. Bana sorarsan tamamen palavra.
Ces histoires de meurtre, c'est de la merde, si tu veux mon avis.
Küfürlü konuşmalar Kod 404 doğrultusunda kesinlikle yasaktır.
Le langage abusif et obscène est interdit en vertu du code 404.
Burada oturmuş oğlumla yaptığım konuşmaları düşünüyordum.
Je suis assis ici, me rappelant les conversations que j'ai eues avec mon fils.
Konuşmalarım kabadayı konuşmaları gibi.
Je parle et j'agis... comme un abruti.
Bana böyle politik konuşmalar mı yapacaksın?
Vraiment?
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuş benimle 497
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuş benimle 497
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16