English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Konuşuyorlar

Konuşuyorlar Çeviri Fransızca

1,195 parallel translation
Ne? Sence bu ikisi ne konuşuyorlar?
Tu crois qu'ils parlaient de quoi?
En azından benimle konuşuyorlar.
Au moins, ils me parlent.
Tüccarlar, Voyager isimli gemi hakkında konuşuyorlar.
Les marchants parlaient d'un vaisseau qui s'appelle Voyager.
Adam bir saat önce geldi. O zamandan beri konuşuyorlar.
Un type est arrivé il y a une heure, et ils se parlent depuis.
- Ne konuşuyorlar acaba?
- De quoi ils parlent?
Halen Ajan Scully'le konuşuyorlar.
Asseyez-vous. Ils sont encore en train d'interroger Scully.
Bak babalarıyla nasıl konuşuyorlar?
Quelle façon de parler à son père!
Hareket ediyorlar, konuşuyorlar. İçlerinde alıcı ve verici var.
Ils bougent, parlent et ont un systéme radio intégré.
Herzaman konuşuyorlar, ve çok karışık...
Ils parlent tout le temps, et c'est tellement nul...
Adamların göğüslerinde patlayıcılar olduğunu söylüyor. Otomatik silahları varmış ve arapça konuşuyorlar.
Il dit qu'ils ont des explosifs attachés à la poitrine et il pense qu'ils parlent l'arabe.
Otur. Halen Scully'le konuşuyorlar. Ne hakkında?
Ils sont encore en train d'interroger Scully.
Hindular birşeylere sahip olacaklardı, ineklerini yedik diye bizim hakkımızda konuşuyorlar.
En Inde, ils doivent enrager que nous mangions des vaches.
Uyan, küçük dostum. Haydi... - Ölü bir kurbağayla konuşuyorlar.
Une grenouille morte!
Şimdi çocuklarla konuşuyorlar.
Ils sont en train d'interroger les jeunes.
- Kansas City'le konuşuyorlar.
- Ils appellent Kansas City.
Sokakta tuhaf insanlar üzerime gelip duruyorlar ve Jüpiter dilinde konuşuyorlar veya Venüsçe veya başka bir dil.
Des gens etranges m'abordent dans la rue et me parlent dans la langue de Jupiter ou de Venus.
- Benimle konuşuyorlar ve gizli, anlayamadığım beyazlara ait bir dil kullanıyorlar.
- Ils me parlent mais dans une langue magique secrete que je ne peux pas decoder.
Hikayeye göre, Pyramus ve Thisby bir duvardaki çatlaktan konuşuyorlar.
Car Pyrame et Thisbé, dit l'histoire, se parlent par la fente d'un mur.
- Dışarıda böyle mi konuşuyorlar?
- C'est ce qu'ils ont dit?
- Acaba ne hakkında konuşuyorlar? - Hiçbir fikrim yok.
De quoi il parle?
Kaçan çocukla konuşuyorlar. Beni arayan çocukla.
Ils interrogent le môme qui s'est enfui.
Senle konuşuyorlar mı?
Ils... ils te parlent?
- Benimle konuşuyorlar, Alma! Bay Martin, evimizde bir sürü oda var.
M. Martin, on a de la place.
Gün batımında sakince konuşuyorlar
Ils discutent calmement à la tombé de la nuit.
- Ne konuşuyorlar?
- De quoi ils parlent?
Ama kuşlar konuşuyorlar.
Les oiseaux parlent.
Çok fazla söylenti var. İnsanlar çok fazla konuşuyorlar.
Il court trop de rumeurs, le peuple parle trop.
Buraya geliyormuş gibi konuşuyorlar.
On dirait qu'ils vont entrer ici!
- Konuşuyorlar.
Ils bavardent!
Konuşuyorlar ve caz bara gidiyorlar.
Bavarder et écouter du jazz...
Seks hakkında konuşuyorlar.
Elles parlent de sexe.
Sanırım kanyon hakkında konuşuyorlar, içinden nasıl geçeceğimiz hakkında.
Ils parlent du canyon, je suppose. Comment nous faire traverser.
- Öğretmeniyle konuşuyorlar.
Pourquoi?
Hepside Hollywood aktörleri gibi konuşuyorlar.
Ils ressemblaient tous à des acteurs d'Hollywood.
Tanrı aşkına ne hakkında konuşuyorlar? " Biriyle borsayı tartışmak istersem brokırımı çağırırım.
De quoi peuvent-ils bien parler? Si j'ai envie de parler bourse, j'appelle mon courtier.
- Hangi lisanda konuşuyorlar?
- Ça se trouve où? - Peu importe!
Çocuklar konuşuyorlar mı?
Ca jacte, en bas?
İnsanlar yıllardır onun hakkında konuşuyorlar.
Les gens en parlent depuis des années.
Konuşuyorlar.
Ils sont en train de parler.
Bazen aynı şekilde bile konuşuyorlar.
Et pour le reste, ça doit être pareil.
Lanet olsun! Kafiyeli konuşuyorlar.
Putain, c'est en vers!
Oyun hakkında konuşuyorlar. Bayılmışlar.
Ils ont dit qu'ils avaient adoré le spectacle.
Bakıyorum birden tanıdık geldi... Ne biçim konuşuyorlar böyle?
Les gens parlent de trucs immondes sur leurs portables.
Çocuklar hala konuşuyorlar... Sanki bir çeşit hayalet hikayesiymiş gibi.
Les élèves en parlent encore, comme d'une histoire de fantômes.
Hâlâ konuşuyorlar mı?
Ils discutent toujours?
İnsanlar konuşuyorlar.
Les gens parlent.
İnsanlar seni sevdikleri için konuşuyorlar.
- A vrai dire, c'est Miles. Vos amis parlent de vous parce qu'ils s'inquiètent.
- İngilizce konuşuyorlar.
On y parle anglais.
- Ne hakkında konuşuyorlar acaba
De quoi ils parlent?
Belki de o yuzden boyle konusuyorlar boylece ne dediklerini anliyamazsin.
C'est sans doute pour ça qu'ils parlent comme ça. Pour vous embrouiller.
Senin hakkında öyle güzel konuşuyorlar ki.
Il a réalisé et produit des épisodes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]