Ne kadar garip Çeviri Fransızca
499 parallel translation
Seni anlayan biriyle tanıştığında ne kadar garip olsa da hiçbir şeyin önemi kalmıyor değil mi?
Oui, je pense que lorsque tu rencontre quelqu'un comme ça... Qui vous comprends dans votre excentricité et tout... Rien d'autre ne compte vraiment, pas vrai?
Ne kadar garip bir akşam.
Quelle soirée étrange...
Ne kadar garip!
C'est étrange.
Ne kadar garip bir soru baba. 43 yaşındayım.
Alors tu peux regarder les choses en face.
Ne kadar garip.
Comme c'est curieux!
Ama gelin, yeniden, ant için Tanrı'nın önünde. Hiçbir zaman, davranışlarım ne kadar garip olursa olsun, çünkü olur ya, bundan sonra, kendimi deli göstermek isteyebilirim, beni bir başka türlü görünce, sakın kuşku uyandıracak laflar etmeyin : "Ha, ha, anlıyorum." gibi. "Bir söylesek, bir bilseler." Ya da bunlara benzer manalı sözlerle bir şeyler biliyor görünmeyin.
Mais, si bizarre que soit ma conduite, même si je juge bon d'affecter la démence, jurez-moi de ne jamais insinuer que vous savez quoi que ce soit à mon sujet.
Ne kadar garip.
Voilà qui est étrange.
Gönlüm böylesine zenginlikler ile dolu iken muhtaç ve kimsesiz bir kadın olarak anılmam ne kadar garip!
Comme il est étrange qu'on m'appelle femme de peu quand tous ces trésors sont au fond de mon cœur.
Ne kadar garip. Sanki kendimde değilim.
Il me semble ne plus être moi-même.
Ne kadar garip... Daha şimdi babamdan mektup aldım. Annem rahatsızlandığı için Osaka'da inmişler.
C'est curieux, je viens de recevoir une lettre de Père, il dit qu'ils sont descendus à Osaka parce que Mère se sentait mal.
Bazı şeylerin beklediğimiz gibi olmamaları ne kadar garip.
Étrange comment les choses ne tournent jamais de la façon prévue.
- Bu! - Ne kadar garip. Buraya nasıI girmiş?
Incroyable, comment est-ce arrivé là?
Ne kadar garip bir tesadüf.
Curieuse coïncidence!
Bu kadar ünlü bir heykeltıraşla evli, sizin gibi bir kadının böyle hissetmesi ne kadar garip.
C'est curieux, Lady Haloran qu'une femme ayant été l'épouse d'un grand sculpteur réagisse de cette manière.
Hayat ne kadar garip.
La vie est étrange.
Dino, bu sorularla ne kadar garip davrandığının farkında mısın?
Dino, tu sais que t'es bizarre avec tes questions?
- Ne kadar garip bir oyun.
- C'est un jeu étrange.
Ne kadar garip hayvanlar.
Drôles d'animaux!
Ne kadar garip.
Comme tout est étrange.
- Ne kadar garip?
– Pourquoi étrange?
Bunun ne kadar garip olacağını anlayamadıklarını düşünüyorum.
- Oui, je comprends. Je veux dire que je ne pense pas qu'ils se rendent compte combien ce serait ridicule.
Ne kadar garip ve kirli bir zihnin var.
Quelle drôle de sale mentalité!
Ama ne kadar garip ki, nefret ettiğin bir kadını sanki onu sevmişçesine saplantı haline getiriyorsun.
C'est curieux, quand on hait une femme, on se met à l'observer comme si on l'aimait.
Yollarımızın bunca zaman kesişmemesi ne kadar garip.
Et après, nous ne nous sommes pas revus.
Arkadaşın yanlış yatak seçmiş. Kanun kanundur ve bu size ne kadar garip gelse de, kanun saygıyı hak eder.
Quand on batifole dans un plumard, il vaut mieux savoir à qui il appartient.LA LOI C'EST LA LOI!
Ne kadar garip askılar!
Quels cintres bizarres!
Ah, sevgilim, ne kadar garip, ne kadar acı
Quand les racines ont pris, se sont mêlées les branches.
Dallanıp budaklandıktan sonra Ne kadar garip, ne kadar acı
Ça fait mal, chérie, et c'est étrange Cette scie qui mord et te partage.
Şu rüzgar ne kadar da garip, adalet için bir adamı öldürürsen kumlarla onun üstünü örtebiliyor!
Ce vent est bizarre. Si on tue un homme en légitime défense... il l'enfouit sous le sable!
Bir akşam için bu kadar heyecan yetmez mi, Bir de garip bir adamın aşkını ilan etmesini çekmeliyim?
Ne croyez-vous pas que j'ai eu assez d'émotions fortes... sans y ajouter la déclaration d'amour d'un étranger?
Ne kadar garip bir isim!
Quel nom bizarre...
Ne kadar garip bir dünya, değil mi?
À ma première visite, vous prépariez... un déménagement et ma vie se terminait. C'est étrange.
Ne garip, an geçtikten sonra pek çok şey unutulur gider. Oysa uzun zaman önce olanları, çoktan olup gitmiş kadınların ve erkeklerin anısı zihnimde o kadar berrak ve taze ki.
C'est étrange de penser que l'esprit oubliera tant de ce moment, tout en gardant clairement le souvenir de ce qui s'est passé des années plus tôt, d'hommes et de femmes décédés longtemps auparavant.
Ve garip olan şu ki hatta bu David'in kendisi kadar garip. Sen hala onsuz mutlu olamıyorsun.
Peut-être ne pouvez-vous pas vivre sans lui.
Biliyor musun, ne kadar da garip.
C'est drôle.
Uyguladığım testler, kanınızda bugüne kadar hiç görmediğim biçimde garip bir parazit türü olduğunu gösterdi.
L'examen de votre sang révèle la présence d'un parasite étrange... d'une forme qui ne m'est pas du tout familière.
Ne kadar garip, değil mi?
Qu'est-ce qui se passe?
Evet hayatım, fakat bunda bu kadar garip olan ne var?
Qu'y a-t-il d'étonnant?
- Ne kadar da garip.
Quelle coïncidence!
Düşünüyordum da... Şu ailenin o teslim olmuş hali ne kadar da garip...
Il est curieux de constater combien ces personnes semblent résignées.
Bu şekilde tanışmamız ne kadar garip.
C'est une sensation... extraordinaire. C'est curieux, notre rencontre.
insan kalbi ne kadar da garip.
Que le cœur humain est étrange...
Bu kadar ısrarcı olmamı garip karşılayabilirsiniz. Ancak yıllarca, masum birini hapse göndermiş olmanın şüphesiyle yaşamanın nasıl bir şey olduğunu tahmin edemezsiniz.
Peut-être que mon insistance vous semblera étrange, mais vous ne savez pas ce que c'est, 10 ans dans le doute, avec le remords d'avoir fait condamner un innocent.
Babaları çok çirkin ama, ne kadar da güzel kızları var. Bu çok garip!
Ce type bizarre, il est si dégoûtant, et cependant il a fait une aussi belle fille.
Garip, insanlar ne kadar farklı.
On est tous vraiment différents.
Garip, değil mi, Tanrı kadınların içine ne kadar da kötülük yerleştirmiş.
Décidément, notre Seigneur leur a donné tous les vices.
... onların kalesini yok etmemize rağmen ne o, ne adamları bu vakte kadar ortaya çıkmamamaları, çok garip.
On a beau avoir détruit la forteresse, on n'a aucune trace de lui.
Birlikte yaşadığımız onca yıl içinde karşılaştığımız en garip davaya bulaşmamıza kadar cevap alamayacaktım.
La réponse à cette question ne vint qu'après que nous eûmes été confrontés à notre affaire la plus singulière.
Birisini bu kadar sevmek ne garip.
- D'aimer autant quelqu'un.
Ne kadar da garip! Wan Hung-chieh'i, Sung'u öldürmeye göndermiştim.
J'ai envoyé Wan Hong-jie régler son compte au vieux Song.
Kocan hakkında bu kadar garip olan ne?
Qu'est-ce qu'il a de si bizarre?
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34