English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Paramount

Paramount Çeviri Fransızca

151 parallel translation
Şerif, Holden konuşuyor. Paramount Eczanesi az önce,
Hold-up au drugstore!
Paramount'a verdiğim bir hikayem vardı.
J ; avais déposé un scénario original á la Paramount.
Arabayla senaryoyu Paramount'a götürmeni istiyorum.
Attends. Sors la voiture et va porter le scénario á la Paramount.
- Arayan Paramount. - Kim?
- C'est la Paramount.
Paramount Stüdyoları.
- Qui? Les studios Paramount.
İlginç bir şekilde, Paramount'tan birkaç acil telefon daha gelmişti.
Curieusement, il y eut encore d ; autres appels urgents de la Paramount.
Ben olmasaydım işi olmazdı, çünkü bensiz Paramount olmazdı.
Sans moi, il n'aurait pas de travail, le studio n'existerait pas.
Paramount'tan gelen telefonların nedenini öğrendim.
Je sais pourquoi la Paramount téléphonait.
FLAŞ HABER
PARAMOUNT NEWS NOUVELLES DE dernière HEURE
Paramount News Prenses Ann'in Londra'ya yaptığı ziyareti özel haber yaptı. Avrupa başkentlerinde yapacağı iyi niyet turunun ilk ayağı büyük bir coşkuyla karşılanıyor.
Paramount News vous présente un reportage spécial sur la visite de la princesse Ann à Londres, le premier arrêt de sa tournée d'amitié parmi les capitales européennes.
Saat geç, ama eminim MGM, Fox, Paramount şirketleri bu haberle uyanmaktan hiç şikayetçi olmazlar.
II est tard, mais la MGM, la Fox ou la Paramount aimeraient qu'on les réveille avec la nouvelle.
Paramount'tan yeni bir kız var.
II y a une petite nouvelle de la Paramount.
Paramount Film Şirketi'ne,
A la Paramount,
Ben denizi ilk kez Paramount filminde gördüm.
- La première fois quej ai vu la mer, c'était au Paramount.
Sataşmalar ve küçük aşağılamalar eğlenceliydi. Karakteri beslediler ve senaryolara zenginlik kattılar. İşe yaradığı müddetçe, "Hadi kullanalım." dedik.
Il faut une kyrielle de personnes talentueuses, dévouées et généreuses, prodigues de leur temps, prodigues de leurs idées, et Paramount, prodigue de son argent.
Setin bu yönde olduğu bir plan çekiyorsanız, size bakıyorum ve bu açıdan resim almak istiyorum diyelim, yeni açının arkasında kırmızı fon ya da açık yeşilimsi bir ışık efekti kullanırsam, insanlar bunu kabul ederlerdi, çünkü bilim kurgu çekiyorduk.
Les gars qui font les séries TV à Paramount m'ont dit : "Nous refaisons une nouvelle série Star Trek." J'ai dit : "D'accord, pourquoi pas." Et ils ont dit :
Benim favorilerimden biri lBM Selectric daktiloydu. Yeniydi ve Paramount bunlardan bir kamyon dolusu almıştı. Ofis servisleri onları ofislere yerleştirmekle meşguldüler.
Phlox n'a pas d'âge déterminé, mais est assez vieux pour avoir plusieurs enfants déjà grands, d'une espèce qui vit longtemps, d'une planète peuplée de milliards de gens, appelée Denobula.
Paramount'la anlaşmak üzereyiz, Universal ilgileniyor, ve biz bu şehirde patlama yapıp, Beverly'de havuzlu ve baharat bahçeli güzel bir evde yaşayacağız, bütün varlıklılığımızla ve çocuklarla, Ro.
Paramount et Universal se battent pour la pièce. Nous allons vers le succès, la villa à Hollywood avec piscine, jardin et tout le reste. Et des enfants!
PARAMOUNT HABERLER
ACTUALITÉS PARAMOUNT
Bayanlar baylar, Paramount'un en iyi stüdyo yöneticilerinden...
Mesdames et messieurs, un des grands producteurs de la Paramount...
Paramount'tan Bob Evans sizi yolladı, değil mi?
C'est Bob Evans de la Paramount qui vous envoie?
Paramount ilgileniyor.
Paramount est intéressé.
Bunun kötü olduğunu düşünüyorsan Paramount'ta neler olduğunu görmelisin.
Si tu trouves ça moche, tu devrais voir au paramount!
Paramount mu?
Le paramount?
Hadi bakalım, artistliği bırak, yoksa korku filmi görürsün!
Bon t'arrête ton cinéma ou tu vois ça facon Paramount
Paramount sinemasında.
C'était qui, au Paramount?
Paramount olmaz sizi pislikler!
Pas le Paramount, les nuls!
Söylemiştim. Paramount.
C'est rassurant
Üç yıl önce de Paramount'da oldu.
C'est arrivé à Paramount il y a 3 ans.
Paramount ve Universal'de toplantım var.
Une réunion à Paramount. Et une à Universal.
Kızgın göstericilerin sayılarının arttığı Madison Square Garden'a komşu Paramount'dayım ve burada, Aryan Birliği'nin dinsel kısmının OrtaBatı lideri ve onların en karizmatik sözcüsü olarak meşhur olan, Donald O'Brien'ın ilk kez halk önüne çıkışını protesto etmek için toplandılar.
Devant le Paramount, près du Madison, où se réunit un nombre croissant de manifestants opposés à la 1 ère apparition publique de Donald O'Brien, leader de l'Union Aryenne du Midwest, et son porte-parole le plus charismatique.
Paramount'tan, ben Jodi Baskerville.
Ici Jody Baskerville au Paramount.
Paramount'ta, hemen yanı.
Au Paramount.
Neyse, sonuçta ben Paramount değilim.
je suis pas la Paramount.
Paramount İngiltere'ye gitmemiz için para ödediğine inanamıyorum.
C'est fou : la Paramount nous paie le voyage à Londres.
Paramount'da yapımdan sorumlu başkan yardımcısıyım.
Vice-président chez Paramount.
Paramount'ta başkan yardımcısı.
Producteur chez Paramount.
- Paramount.
Paramount.
Güçlü ve büyümeye endeksli bir endüstriydi. Beş büyük stüdyo vardı. MGM, Warner Brothers, Paramount, RKO ve Fox.
Le système hollywoodien des années 30 et 40, se fondait sur une industrie puissante, verticalement structurée.
Yapım, dağıtım ve hatta gösterim. Zira dünya genelinde kendilerine ait sinema salonu zincirleri vardı.
MGM, Warner Brothers, Paramount, RKO et Fox, contrôlaient toutes les phases du processus.
Sonradan MGM oldu. Paramount'un her şeyde parmağı vardı.
S'il y avait Fred Astaire dans le film, c'était la RKO, plus tard, la MGM.
Kendilerine ait, kendilerine has bir şeyleri yoktu.
À la Paramount, il y avait un peu de tout.
Ve bu Warner Brothers ya da Paramount tarzından oldukça farklıydı.
Si vous travailliez pour la MGM, il fallait adopter le style "maison".
Stüdyonun tarzını yansıtmayan yönetmen doğrudan damgalanırdı.
Un style différent de celui de la Warner ou de la Paramount.
Ama onun dünyası lüks, rüyaları andıran, inanılmaz yapay bir dünyaydı. Paramount Stüdyoları'nda yaratılmış hoş bir dünya.
Mais son monde à lui est un univers voluptueux, onirique, suprêmement artificiel, amoureusement façonné sur les plateaux de la Paramount.
Hayır ama Paramount'ta harika bir yönetmenle konuştum.
Non, mais j'ai parlé avec un beau décideur à la Paramount.
Paramount, Hugh Grant ve Rob Lowe'la birlikte oynamanı istiyor.
Paramount veut que tu joues avec Rob Lowe et Hugh Grant.
Senin yaşındayken kızlardan uzak durabilmek için sahra topu gerekirdi.
À ton âge, seul un canon à eau me tenait loin des filles de la Paramount.
- Spock, sen misin? - Evet, Kaptan. Ne istedin?
Le soir, quand on part et que le soleil brille sur le château d'eau avec le sigle Paramount, on est loin de Leicester, en Angleterre, vous savez.
Paramount ilk etapta, "Bir dakika, bu bir uzay müzikali değil! ," dedi.
J'ai pas pu...
- Paramount'a.
- Chez Paramount.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]