English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Paramız var

Paramız var Çeviri Fransızca

469 parallel translation
Yeterince paramız var.
On a assez d'argent.
Hiç paramız yok sanıyorsun galiba? Tomarla paramız var.
Vous croyez qu'on est sans le sou?
Maggie, biz aşığız. Ve yeterince paramız var.
Maggie, nous avons gagné assez d'argent.
Hiç görmediğimiz kadar çok paramız var.
On s'est fait un tas de fric.
Pierre'in o sıçanla işini görmesine yetecek paramız var artık.
On a assez pour que Pierre s'arrange avec ce salaud.
Artık paramız var, öyle değil mi?
Eh bien, on les a!
Eğer sıkıntın buysa, bizim paramız var.
Nous avons de l'argent.
- Ama paramız var mı ki?
- Bonne idée! - Tu as l'argent?
Şimdi harcayacak çok paramız var.
En ce moment, on a un sacré paquet à dépenser.
Zosh, hiç paramız var mı?
Zosh, on a de l'argent? II m'en faut.
Çok teşekkürler. Ama bizim paramız var.
Merci, mais on a de quoi payer.
Elektrikli çim makinesi alacak paramız var mı?
On pourrait avoir une tondeuse électrique pour notre gazon?
- Kaç paramız var?
- On a combien?
Saraghina bak, paramız var.
Saraghina regarde, l'argent!
Saraghina, paramız var. Para.
Saraghina, l'argent, on a l'argent!
Paramız var!
On est riches!
Kuruyabileceğimiz bir yer var mı? Pasaportumuz ve paramız var.
Nous avons des passeports et de l'argent.
Shandor, harcayacak paramız var.
Gueule pas! T'auras ta part, Shandor.
Paramız var, hem de çok, değil mi?
De l'argent, on va en avoir? Tequila!
- Keşke daha fazla olsaydı. Yeteri kadar paramız var.
- On a assez d'argent.
Harcayacak bir sürü paramız var ve endişelenecek hiçbir şey yok.
On a du fric à dépenser et pas de soucis.
- Taksiye verecek paramız var mı? - Elbette.
- Tu m'offres un taxi?
Charles'ın kitaplarının telif haklarından bir sürü paramız var.
On va être riches désormais grâce aux royalties sur les livres de Charles.
10.000 tane bakımlı sığırımız, bir dolu toprağımız ve bankada tonla paramız var.
On a 10000 têtes de beau bétail, une vallée d'herbe tendre et de l'argent en banque.
Şimdi, 200 işçiyle, üretip satmak için yeterli paramız var.
On est assez riches pour fabriquer nous-mêmes avec 200 ouvriers.
- Ne kadar paramız var?
Combien on a?
Sadece bizi Pittsburgh'a götürecek kadar paramız var. Senin bokunla ilgilenmek için Detroit'te yapacağımız küçük mola da dahil.
On a juste assez pour aller à Pittsburgh avec un petit arrêt à Detroit.
Biliyorum, çok pahalıya çıkacak bu ama, bir sürü paramız var.
Oui, je sais, ce sera très onéreux, mais nous avons de l'argent.
Paramız var mı yok mu onu kontrol ediyorlar.
Ils vérifient tout le monde, pour voir si on a de l'argent.
Hayır, var. Bir sürü nakit paramız var.
Si, si, j'ai plein de liquide.
Dinle Sally, paramız var.
Ecoute, Sally, - On a de l'argent.
Zengin olduk. - Ne kadar paramız var?
- On a combien maintenant?
Yeterince paramız var mı?
On a assez d'argent?
Daha çok yiyeceğe ihtiyacımız var ama paramız kalmadı. Doktor arkadaşlarımızdan daha fazla şey talep edemem.
On aurait pu stocker plus, mais nos financiers sont douteux!
Yeteri kadar paramız da var.
Nous sommes à l'aise.
Pahalıya patlayacağını düşünüyorsanız... Yeterince param var.
Vous pensez à l'argent que ça va coûter?
Sanırım ne kadar paramız olursa olsun hepimizin farklı dertleri var.
Quelle que soit notre fortune, nous avons tous des soucis.
Dökümhaneyi yitirmiş olabiliriz... ama Brezilya'da geçinebileceğimiz kadar paramız var.
Mais patron...
Haklarımız için mücadele edeceğiz, bunun için yeterli paramız da var.
Nous allons combattre pour nos droits et avons l'argent pour le faire.
Korkarım paramız hakkında kötü haberlerim var.
De mauvaises nouvelles...
Daha çok bizim paramız, ama Don Calogero iyi işletti ve Tancredi'nin buna ihtiyacı var.
Oui, de l'argent à nous, mais fort bien administré par Don Calogero. Tancredi en a besoin.
Luciani bir süredir işsiz ve çok az paramız var.
- Tu sais...
Elias'tan paramızı alabileceğimiz daha tehlikesiz bir yer daha var.
Il y a un endroit moins dangereux.
Sadece birkaç adamım var, paramız yok, silahımız yok.
Avec quelques hommes, quelques armes et pas un sou.
Paramızı da aldı, ama adam ve silaha sahip bir tek ben varım.
Il a aussi notre argent... mais je suis le seul qui ait des hommes et des pistolets.
" Buna gücümüz yetmez. Paramız yok. Hasta bir oğlum var.
Les gens ne font que se plaindre, pas de fric, le gosse malade, le mari au chômage...
Hala paramız var tabii ya, haklısın!
C'est vrai. Encore plein.
- Ne kadar paramız var?
- 405,1 6 dollars.
Ne paramız ne de silahımız var.
Il n'y a ni armes ni argent.
Bizim çok vaktimiz var ve çok da paramız.
Et on a autant de temps que d'argent.
Evet, Fransız piyadelerimiz, Alman süvarilerimiz var. Paramız İspanyol pesetası, ama yeğenim Fas Sultanı.
Nous avons l'infanterie française, la cavalerie allemande... de l'argent espagnol, mais mon neveu est sultan du Maroc.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]