English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Sessiz

Sessiz Çeviri Fransızca

18,065 parallel translation
Sessiz bir yer.
Calme.
Rüyandaki o sessiz çocuğun Tom olduğu kadar Stephen da olabileceğini düşünüyor musun?
Serait-il possible que la voix de cet enfant dans vos rêves puisse être celle de... Stephen? Autant que celle de Tom?
Sorun yok. Sessiz ol.
Hé, chut, chut.
Tamam. Sessiz ol.
Ça va, chut...
Sessiz ol. Sessiz ol!
Qu'avez-vous?
Ben Sessiz Kurt olarak bilinirim.
On m'appelle Loup Silencieux.
Sessiz Kurt, doğru mu bu?
Loup Silencieux, est-ce vrai?
Sessiz Kurt nerede?
Où est Loup Silencieux?
Peki, ya Sessiz Kurt?
Et Loup Silencieux?
Sessiz Kurt seni bekliyor ama buna rağmen hiçbir şey yapmıyorsun.
Mais Loup Silencieux vous attend, et vous ne faites rien.
Ya Sessiz Kurt?
Et Loup Silencieux?
Batıda Sessiz Kurt olarak bilinir.
Alias Loup Silencieux dans l'Ouest.
Buradakilere göre heyecan, kütüphanede yeni bir "sessiz olun" levhası.
Ils trouvent excitant un nouveau panneau "Silence" à la bibliothèque.
- Arka planda öylece sessiz sedasız dikilmek için garip bir an.
- C'est étrange pour moi de rester en arrière-plan.
Ağzında penis olsaydı çok daha sessiz olurdu.
Il serait plus silencieux avec une queue dans la bouche.
Jeanie, sessiz olun.
Jeanie, tu peux te taire?
Lütfen sessiz ol.
S'il te plaît, silence.
Sen yanımda olmayınca etraf çok sessiz geliyor.
C'était d'un ennui mortel, ici, sans toi.
Herkes sessiz olsun.
Bon, silence, tout le monde.
- Sessiz durma hakkına sahipsin.
Tu as le droit de maintenir le silence...
- Sessiz kalma hakkına sahipsin olacak.
De "garder" le silence...
Sessiz kalma hakkına sahipsin.
Tu as le droit de garder le silence.
Sessiz ol Ben!
Silence, Ben!
Arkada ortada oturan sessiz çocuk hoşuma gitti.
Le gars tranquille à l'arrière me plaît, celui du milieu.
Haydi daha sessiz bir yere gidelim.
Allons à un endroit tranquille.
Hey, sen ortadaki sessiz çocuksun, Jake.
Tu es Jake, le gars tranquille sur la banquette arrière.
Ben biraz sessiz bir tipim, biliyor musun?
Je suis plutôt du genre silencieux.
Ortadaki sessiz çocukten hoşlandığını söylediğinde, bu sadece arabadaki diğer çocukları kızdırmak için miydi, yoksa içten mi söyledin?
Quand tu as dit que le gars tranquille te plaisait, était-ce pour faire enrager les autres ou était-ce vrai?
Arkada oturan sessiz çocuktan hoşlandım mı?
Est-ce que je... trouvais le gars tranquille à l'arrière mignon?
Başkan Aslanyürek, sessiz kalma hakkına sahipsiniz. Söyleyeceğiniz her şey -
Maire Lionheart, vous avez | e droit de garder le silence.
- Sessiz kalma hakkına sahipsiniz.
Vous pouvez garder le silence.
Onun sessiz duruşu aslında biraz düşünmemi sağladı.
En boudant, elle me permettait de réfléchir.
Sessiz kalmaya çalışıyorlar, kendileri hâlledecekler.
- Non. Ils préfèrent régler ça eux-mêmes.
Sessiz olup gözlerinizi kapatın.
Asseyez-vous tranquillement et fermez les yeux.
Çocuklar olmadan ortalık çok sessiz.
La saison est triste sans les enfants.
Tuhaf, sessiz kalıyorsun oysa Mrs. Johnson senin hakkında durmaksızın övgüler yağdırdı.
Étrange, vous vous taisez, alors que Mrs. Johnson ne cesse de chanter vos louanges.
Sessiz olun, bir şey söyleyeceğim.
- Boucle-la, laisse-la parler.
Ofis sessiz olacak...
Le bureau va être un peu calme.
- Sessiz olun. İfade alıyorum burada.
Silence, j'écoute un témoin!
Artık hiçbir şey yok Sessiz.
Ça va.
- Ne yapacağız? - Sessiz ol.
- On fait quoi?
Sessiz.
C'est le silence.
Sessiz olmalısın.
Silence.
Tamamen sessiz olacaksınız çünkü beyninizi kullanacaksınız, ağzınızı değil.
J'exige le silence complet parce que vous activerez vos neurones, pas votre langue.
Neden bu kadar sessiz?
Pourquoi ce lourd silence?
Sessiz ol!
Silence.
Sessiz ol.
Silence.
Sessiz ol dedim Sessiz!
- Chut. - Qui a fait ça? Chut, je vous ai dit!
Pek sessiz sedasız çalışıyor.
Elle joue bien doucement...
Burası da sessiz.
Ici aussi, c'est très calme.
- Sessiz olun.
Silence.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]