Ya diğeri Çeviri Fransızca
236 parallel translation
Peki neden? Çünkü ya biri ya diğeri katil olmalıydı...
Et votre petite chérie est la complice sans pitié de cet assassin.
Ya diğeri, bayan Paola?
Et son amie, Paola?
- Ya diğeri?
- Et l'autre?
- Ya diğeri?
Oui, et l'autre?
Ya diğeri?
Et l'autre?
- Menne, ya diğeri?
- Menne, et l'autre?
- Ya diğeri...
- Et l'autre, ne serait pas...?
Ya diğeri?
Et la seconde?
Ya diğeri.
Et pour l'autre chose?
Bir saat içinde size haber veririm. Ya diğeri?
Je vous appellerai dans une heure.
Ya diğeri?
- Et l'autre?
- Ya diğeri.
- Et l'autre?
- Peki ya diğeri?
- Et l'autre? Celui-là...
- Peki ya diğeri?
- Amorcez le passage.
Bir tanesi Paradiso'ya diğeri de komşu kasabaya!
Il me faut deux copies : une pour le Paradiso... et une autre pour le village d'à côté.
Peki ya diğeri?
- Et l'autre?
Ya biri, ya diğeri!
C'est l'une ou l'autre!
- Ya diğeri? - Kim?
- Et l'autre?
Ya diğeri.
Et l'autre.
Ya biri ya da diğeri değil mi?
- ça doit être l'un ou l'autre, non? .
Ya digeri?
Et puis?
- Biri ya da diğeri...
"Un mec ou un autre..."
Seyret şimdi! Biri ya da diğeri de duvarı oynayacak demektir.
Écoutez " Un homme ou un autre devra représenter le mur,
Biri ya da diğeri de duvarı oynayacak demektir.
" Un homme ou un autre devra représenter le mur,
Bu demektir ki Henderson ya da bir başkası anestezi uygularken bir diğeri de kadının arkasına geçti... ve iki eliyle kadının kollarını kavradı.
Un homme, derrière elle, lui tenait les deux bras, et Henderson, ou un autre, l'anesthésiait.
- Ya diğeri?
– La troisième?
biri ya da diğeri
l'un ou l'autre.
Bir grup ormana, diğeri de Volga'ya doğru ilerler.
Un groupe traversera le bois, l'autre, la Volga.
Ya da açıklamak gerekirse, biri madde, diğeri karşıt madde.
Ou, plus précisément, l'un est matière et l'autre antimatière.
Aktör babayı canlandırır, bir diğeri oğlunu, Üçüncü oyuncu zengin adamı oynar ama er ya da geç oyun biter.
"Un acteur joue le père, un autre le fils, un troisième un riche."
Eğer bir yere gideceksem bu yol ya da diğeri fark etmez.
Si je dois y rester, autant que ce soit pour un truc comme ça.
Biri San Francisco'ya şirket merkezine gidecek, diğeri de Washington'a.
Une ira au siège à San Francisco... et l'autre à l'adjudant-major à Washington.
Biri ya da diğeri hiç fark etmez.
On s'en fout, après tout.
Biri kuzeye, diğeri batıya gitti.
L'un va vers le nord, l'autre vers l'ouest.
Diğeri idare eder. Ya.
- Y en a une qui grince.
Belki biri ya da diğeri ya da belki başka biri ve de bir başkası belki. - Kim bilir?
Peut-être l'un ou l'autre, ou encore un, ou l'autre encore, qui sait?
Ya da diğeri.
la Grande quelque chose.
Arkalarında ise sevgilileri ya da kocaları vardır. Bir eli şeyinde, diğeri ise cüzdanındadır.
Dans leur sillage, des cochons baveux... une main à la braguette et l'autre sur le portefeuille.
Hastanede yerine plastik bir tane koydular, diğeri gibi sağlam değil... Kafamla zemin arasında sadece hükümetin plastiği ile yokuş aşağıya..... inmem doğru olur mu bilmiyorum.
A l'hôpital des Vétérans, ils l'ont remplacé par du plastique pas costaud... et je me demande si je dois glisser sur la colline... avec un vague bout de plastique entre le sol et mon cerveau.
- Bir diğeri Kanada'ya taşınmış.
- Un autre s'est installé au Canada. - C'est la même chose.
Biri doğuya bakıyor, diğeri de batıya.
L'un va à l'est, et l'autre à l'ouest.
Peki ya diğeri?
Et l'autre?
Ya biri ya da diğeri olmalı.
C'est l'un ou l'autre.
diğeri yedinci gününe kadar, bir diğeri kırkıncı gününe kadar, ya da bütün bir yıl beklememizi söylerdi.
jusqu'au 3e jour de deuil, un autre jusqu'au 7e, un autre jusqu'au 40e, voire même toute l'année!
Tabi, eğer batıya doğru gidiyorsak... o zaman diğeri kuzey.
Ceci est la voie nord. Bien sûr, si on va vers l'ouest... l'autre voie est celle du nord.
- Peki ya diğeri?
Et l'autre plan?
"Eğer bir kişi gerçeği söylüyor ve.. diğeri de eminse, gerçek er ya da geç açığa çıkar."
"Si quelqu'un dit la vérité, il sera tôt ou tard démasqué."
Biri Amy Cassandra'ya, ait.Diğeri David Cassandra'ya.
Celui d'Amy Cassandra, et celui de David Cassandra.
2 tane siyah Mercedes var, biri doğuya gidiyor, diğeri batıya.
On a deux Mercedes noires, une vers l'est, l'autre vers l'ouest.
Eski asker, Kuzey Sovyet bloğu, biri ya da diğeri.
Des anciens militaires du bloc soviétique. Ca ou autre chose.
Makinede asılı kalmıştı, Twix'i aldığında diğeri de bedavadan düştü... Neden diye sormadın. ... ya da kime ait olduğunu araştırmadın.
En achetant le vôtre, vous avez eu un petit bonus, sans prendre la peine d'en chercher le propriétaire.