English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yapacak bir şey yok

Yapacak bir şey yok Çeviri Fransızca

717 parallel translation
Adam gittiyse yapacak bir şey yok.
Il n'y a rien à faire. Il est parti.
Bu konuda yapacak bir şey yok.
Vous ne pouvez rien y faire.
Çok yazık, ama yapacak bir şey yok.
Très triste mais inévitable.
Yapacak bir şey yok, o da değişemez, ben de.
Joss ne peut pas, moi non plus, ce n'est pas possible
Fark etmez. Eğer çatlaksam, bu konuda yapacak bir şey yok.
Peu importe si je suis dingo, c'est comme ça.
Yapacak bir şey yok.
Il ne vous reste rien d'autre à faire.
Yapacak bir şey yok. Doğru bu.
Oui, c'est vrai.
Paraşüt için yapacak bir şey yok.
Tant pis pour le parachute.
- Sağ ol ama yapacak bir şey yok.
- Il n'y a rien à faire. - mais si, sûrement.
- Virginia, ne oldu? - Konu nedir? - Yapacak bir şey yok Robert.
Que se passe-t-il?
- Yapacak bir şey yok Robert. Üzgünüm.
Je dois partir.
Böyle düşünüyorsan seni her gece göz önünde tutmaktan başka yapacak bir şey yok.
Si c'est ce que tu crois, je vais devoir t'attacher toutes les nuits.
- Hayır, Joe, bunun için yapacak bir şey yok.
- Non, Joe, ça n'a rien à voir.
- Yapacak bir şey yok.
- Il reste peu à faire.
- yapacak bir şey yok.
- C'est la vie!
Sürüklenmekten başka yapacak bir şey yok.
Laissons-nous porter, par le courant.
İstanbul'a kadar inmediklerini takip etmekten başka yapacak bir şey yok.
Rien d'autre à constater qu'aucun d'eux ne descend.
Üzgünüm, yapacak bir şey yok.
Je regrette, mais il n'en sera pas autrement.
Onun için yapacak bir şey yok.
Il ne lui a rien épargné.
Yapacak bir şey yok, at yarışı oynuyorum.
Comme je n'ai rien d'autre à faire, j'étudie les chevaux.
Bu ifadeyi onlarca şahidin önünde onlarca kez imzalayabilir, dama çıkıp bağırabilir, radyodan anons yapabilirsin ama bu konuda yapacak bir şey yok.
Signez une déclaration devant douze témoins, criez-la sur les toits personne ne peut y donner suite.
Biraz daha dişimizi sıkmaktan başka yapacak bir şey yok.
Tout ce qu'on peut faire, c'est attendre encore un peu.
Yarına kadar yapacak bir şey yok.
 Je ne peux rien avant demain.
Bu çok önemli, yeniden yapacak bir şey yok.
Ils ferraient tout pour que le travail reprenne.
Korkarım Usugumo için yapacak bir şey yok.
Pour Usugumo, il n'y a plus d'espoir.
Yapacak bir şey yok, sevgilim. Aşkımıza bu dünyada yer yok.
Inutile, chéri, notre amour n'a pas de place en ce monde.
Ama yapacak bir şey yok. Savaş bu!
Mais je dois le faire.
Güvenli değil, yılanlar soğukkanlı hayvanlardır ve uyuşturucu iğne böyle hayvanlarda hemen etki göstermez,... ama yapacak bir şey yok.
Pas sûr, le serpent est un animal à sang froid Un anesthésique n'est pas aussi efficace avec ces animaux mais il y a rien d'autre à faire.
Yazık! ...... mademki yapacak bir şey yok sorularını cevaplayacağım.
Hélas puisque nous n'avons rien à faire je vais répondre à tes questions.
Kutlama yapacak bir şey yok ortada.
Y a rien à fêter.
Yapacak bir şey yok.
- Plus rien.
Çünkü bir şey yapacak cesaretleri yok.
Parce qu'ils manquent de courage.
Üzgünüm, efendim ama yapacak bir şey yok
Tout cela me dépasse.
Sormazsanız yapacak fazla bir şey yok.
- Si vous ne m'invitez pas, rien.
Evet, konaklama imkanları harika, ama yapacak başka bir şey yok.
Oui. C'est vraiment confortable, mais il n'y a pas grand-chose à faire.
Bunun hakkında epeyce konuştuk, yapacak başka bir şey yok.
Nous en avons discuté, il n'y a rien d'autre à faire.
Yapacak başka bir şey yok.
Tu sais tout.
Yapacak hiç bir şey yok.
Il n'y a rien à faire.
Yapacak bir şey yok!
J'y peux rien!
Orada yapacak başka bir şey yok.
Il n'y a rien d'autre à faire là-bas.
- Can sıkıcı bir durum ama yapacak bir şey yok.
Charmant...
Yapacak bir şey yok.
- Quel brin?
Öyleyse yapacak fazla bir şey yok demektir.
Dans ce cas, il n'y a pas grand-chose à faire.
Orada yapacak çok bir şey yok.
- Pas grand chose à faire, là-bas.
Ambarda işe başlasam iyi olur. Yapacak başka bir şey yok.
J'aurais dû prendre ce job-là, pour toute l'action qu'il y a ici...
Burada yapacak başka bir şey yok.
Il n'y a rien à faire ici.
Öyle görünüyor ki buraya takıldım kaldım, yapacak bir şey de yok.
Je suis coincé ici à ne rien faire.
Ben yapamam. Yapacak başka bir şey yok.
Je suis sûre que j'ai raison, il n'y a pas d'autre solution.
Şimdi benimle gelmezsen, yapacak başka bir şey yok, anladın mı?
Mais si tu ne viens pas, c'est fini, nous deux.
- Yapacak bir şey yok! - Kes sesini, hanzo.
Toi, tais-toi!
Yapacak bir sey yok.
Non? Tant pis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]