English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yapmamalısınız

Yapmamalısınız Çeviri Fransızca

136 parallel translation
Hayır, hayır, böyle yapmamalısınız Bayan.
Allez, vous ne devez pas pleurer, mademoiselle.
Evet. Helen, bunu bir daha yapmamalısınız.
Helen, ne refaites plus ça.
Bay Wade, yapmamalısınız...
M. Wade, vous ne pensez pas...
Doktor, yapmamalısınız.
Docteur, non.
- Hayır, yapmamalısınız. Canım sevgilim Klara, artık daha fazla dayanamıyorum.
Mon amour, Klara, je n'en peux plus.
- Yo, hayır. - Yapmayın, yapmamalısınız.
À présent, je me lève!
Amiral Devereaux, bunu yapmamalısınız.
Vous ne devriez pas. Tenez.
- Hayır Albay, bunu yapmamalısınız.
Non, colonel, il ne faut pas.
Böyle bir şey yapmamalısınız.
ne faites pas ça!
Sonsuza kadar cehennemde yanarsınız. Bunu yapmamalısınız bayım.
Vous iriez en enfer!
Lütfen, bu tür şeyler yapmamalısınız.
Je vous en prie! Ne faites pas ça.
Yapmamalısınız.
Vous n'auriez pas du.
Lütfen, yapmamalısınız.
Je vous en prie...
Bu yolculuğu yapmamalısınız, efendim.
Ne faites pas ce voyage, majesté.
Bunu yapmamalısınız. Engel oluşturmayın.
Vous ne devez pas faire ca. Nous ne devons mettre aucun obstacle.
Bunu yapmamalısınız.
- Ne dites pas ça.
Hayır efendim, yapmamalısınız!
Ne faites pas ça!
- Dr. Zaius, yapmamalısınız.
Dr Zaius, vous ne devez pas!
- Bunu onlara yapmamalısınız.
- Tu n'as pas le droit de leur faire ça. - Il le faut.
Böyle yapmamalısınız.
Je ne vous aime pas comme ça.
Böyle yapmamalısınız, Bayan Tanner.
Vous n'auriez pas dû faire cela.
Ateş etmeyin çavuş. Bunu yapmamalısınız.
En joue!
Ama bunu burda yapmamalısınız!
Mais, vous ne devriez pas!
O Afrikalı Gineli için çok para ödediniz. Yapmamalısınız...
C'est que vous avez donné une somme importante pour cet Africain... et vous devriez...
Senin için delirdiğimi biliyor. Bay Yasuda, yapmamalısınız.
Il sait que je t'aime.
Bunu yapmamalısınız, efendim.
Vous n'avez pas à le faire.
Yapmamalısınız.
Tu ne devrais pas.
Plajda yemek yapmamalısınız.
Vous n'avez pas le droit. C'est illégal.
Hata yapmamalısınız. ... Bu gece yarısı imha edilecek.
Il ne faut pas faire d'erreur, sinon on sera détruits à minuit.
Biliyorsunuz, 18 yaşından küçüklere içki servisi yapmamalısınız.
Vous savez que l'alcool est interdit aux mineurs!
Efendim, böyle yapmamalısınız!
Allons donc! On a 50 000 morts par semaine, qui va pleurer un pigeon?
Yapmamalısınız.
vous ne devez pas....
Hey, bunu yapmamalısınız.
Ne faites pas ça!
Bunu ona yapmamalısınız.
Vous ne pouvez pas lui faire ça.
Siz Hanımlar böyle yapmamalısınız.
Vous devriez mieux vous entendre.
Müşterilerimize, cinsellik teklifleri yapmamalısınız.
Miss, vous ne devez pas déranger les clients ici.
Burada hata yapmamalısınız efendim.
Ne faites pas cette erreur.
Leydim, bunu yapmamalısınız.
Lady, vous ne devriez pas faire cela.
- Bunu yapmamalısınız.
- Il ne faut pas.
- Yapmamalısınız.
Je ne crois... Sir William!
Nanny, sersem kız. Böyle şeyler yapmamalısın.
Nanny, petite sotte Tu ne devrais pas faire ca
Tanrım. - Bunu yapmamalısınız.
Ça ne se fait pas.
Tam bir Ari ırk elde edene kadar asla barış yapmamalıyız.
Nous n'aurons de paix qu'avec une race aryenne pure.
Yapmamalıydın, çünkü eğer yanlış tahmin yaparsan yanlız asılmazsın.
Ça ne devrait pas. Si tu te trompes, on finira tous sur la potence.
Siz de Al Denton'sınız ve şu an kaçmaktasınız. Ama bunu yapmamalısınız.
J'ai bien dit potions.
Binbaşı, bunu yapmamalısınız.
- Vous ne devriez pas...
Ve sana sorma küstahlığında bulundu, dayısına gönül eğlendirdiği kızın babasına, o namussuza teklifi sunmanı istedi o fahişenin babasına! Bunu yapmamalıydın!
Et il a l'impudence de te charger, toi, le prince Salina père de la petite qu'il a trompée, de faire ses propositions... au père de cette catin, de cette...
Haklısınız, yapmamalıydım.
Oui. J'ai eu tort.
Sanırım hemen uzman bir yardım ve destek almalısınız... çünkü insan kafatasında elektrikli matkap kullanımı... veya öyle bir şey, evet, kesinlikle yapmamalıyız.
Cherchez vite une aide compétente... parce qu'utiliser une perceuse électrique... sur un crâne est à éviter absolument.
Özür dilerim ama bunu yapmamalısınız.
N'y allez pas, je vous en conjure.
Önemsiz. Buna uymalısın Hiçbir şey yapmamalıyız.
Vous devez obtempérer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]