Yaptıgın Çeviri Fransızca
77,306 parallel translation
Çok değişirsem Mario'ya yaptığın gibi kalbime iki tane sıkar mısın?
Si je change trop, tu vas me mettre deux balles dans le cœur, comme tu as fait avec Mario?
İşi kendin yaptınığını sanmıyorum.
Je doute que tu aies agi toi-même.
Tıpkı diğerine yaptığın gibi!
Comme tu as tué l'autre!
Sonra yaptığım her şeyi yok edip beni öldürmek için beraber plan yaptınız?
Ensuite, ensemble, vous avez planché un plan pour détruire tout ce que j'ai crée et me tuer?
Yaptığının bedelini ödeyeceksin.
Tu va payer pour ce que tu as fait.
- Senin yaptığını biliyorum.
- Je sais que c'était vous.
Korkunç şeyler yaptığını söyledin, beni buraya getirdin bana gerçeği vaat ettin ve ben hala bekliyorum.
Tu dis avoir fait des choses horribles, tu m'amènes ici, tu me promets la vérité, et pourtant j'attends encore.
Bu yaptığın bir hata.
Vous faites erreur.
Yaptığınız yanınıza kar kalmayacak.
Rien de plus. Vous n'allez pas vous en sortir comme ça.
Silahın varış zamanını bulman gerek ve bunu yaptığını, Divan'ın anlamayacağı şekilde yapman gerek.
Tu dois trouver quand l'arme arrivera, et tu dois le faire sans que la Cour sache que tu es impliqué.
Yani yaptığı şey için amcanın peşinden gitmek istersen ben arkandayım.
Si tu veux t'en prendre à ton oncle pour ce qu'il a fait, je suis avec toi.
Açıkça senin ne yaptığını sordu.
Elle m'a demandé très directement ce que tu faisais.
Ne yaptığını öğrendiğimde bedelini ödemeni sağlayacağım.
Quand je découvrirai ce que tu as fait, je ferai en sorte que tu paies pour ça.
Nygma'nın nereden yayın yaptığını bul.
Trouve d'où Nygma diffuse.
Senin yaptığını yapıp da yaşayan olmadı.
Et personne ne vit après avoir fait ça.
Tamam. Lucius'un haritadan yaptığı bu model, divanın bütün sığınaklarından oluşuyor, değil mi?
C'est une maquette de la carte que Lucius a faite de tous les sièges secrets de la cour, n'est-ce pas?
Tüm bunlar,... Baykuşlar Divanının harekete geçirdiği her şey,... yaptığım her şey, seni bu ana hazırlamak içindi ve bundan sonra seni seçmiş vizyona sahip kişiye götüreceğim seni.
Tout ceci, tout ce que la Cour a mis en place, tout ce que j'ai fait, a été pour te préparer à ce moment, et enfin, Je vais t'amener à celui dont la vison vous a révélé.
İnandığın her şeyi tamamen sarsacak şeyler görüp yaptığımı.
Que j'ai vu et fait des choses qui secoueraient le noyau de tout ce en quoi tu crois.
Tetch'in kanını aldıklarına göre panzehir yapabilirler ve yaptığımız şeyden sonra şehir bize cephe alacak.
Maintenant qu'ils ont le sang de Tetch, ils peuvent faire l'antidote, et après ce qu'on a tenté de faire, toute la ville va nous tomber dessus.
Savitar'ın yaptığı şey...
Je vais bien, merci. Tu sais, ce que Savitar a fait...
Yaptığını görüyor musun H.R.?
Est-ce que tu vois ce que t'as fait, H.R.?
Ben sana yatırım yaptım ve bir gün bu yatırımın karşılığını, o delice düşünme tarzınla bana yardım ederek ödeyeceksin.
J'ai fait un investissement en toi. et un jour, cet investissement paiera quand tu utilises cette... manière de penser déjantée tu dois m'aider.
Goriller ne yaptığını gördü Flash.
Les gorilles ont vu ce que tu as fait, Flash.
Benim de sizin ve Solovar'ın yaptığı kafeslerde düşünecek bolca vaktim oldu.
Et j'ai eu beaucoup de temps pour penser dans les cages que vous avez construites puis par Solovar.
Attığınız her adım, yaptığınız her şey beni özgürlüğüme daha da yaklaştırıyor.
Chaque pas, chaque mouvement que tu fais, ne font que m'en rapprocher.
Bunu söylemeyi hiç istemiyorum ama Barry, yıllarca yaptığım araştırmalarda bir kere bile ikinci bir sandık ya da taşa rastlamadım.
Je déteste dire ça, Barry, mais, après toutes mes années de recherches, je n'ai jamais entendu parler ni vu d'autre boîte ou pierre.
Ne yaptığınızı gördüm.
J'ai vu ce que tu as fait.
Savitar'ın bana onunla neler yaptırdığını unuttun mu?
Tu te rappelles ce que Savitar m'a fait faire avec ça?
Ve bu da bana hız vermen yaptığın en büyük hataydı.
Et ça... me donner ma vitesse... c'est ta plus grosse erreur.
Ne yaptığını anladım.
Je vois ce que tu es en train de faire.
En iyi yaptığın şeyi yap.
Fais ce que tu fais le mieux.
Bunu bize neden yaptın? İyilere inandığım için yaptım.
Je l'ai fait parce que je crois aux bonnes personnes.
Belki nasıl yaptığımı çözebilirsiniz ama buna vaktiniz olacağını sanmıyorum.
Peut-être que vous pouvez comprendre comment je l'ai fait. Mais... je doute que vous aurez le temps.
Yaptığın şeye inanamıyorum Caitlin.
Je ne peux pas croire ce que tu as fait, Caitlin.
- Bana bunu yaptığın için ben çok mutluyum.
Je suis contente que tu l'aies fait.
Nasıl yaptığını söyle.
Dis-moi comment tu as fait.
- Nasıl yaptığını söyle.
Dis-moi comment.
Nasıl yaptığını söyle.
Comment l'as-tu fait?
Evet ama o yakışıklı suratının ardında Barry'nin yaptığı her şeyi hatırlıyorsun.
Bien, mais... Derrière ce joli petit visage, tu te rappelles encore Tout ce que Barry fait.
Çünkü senin yaptığın şey bu.
Parce que c'est ce que vous faites.
Senden kardeşçe yaptığınız cinayet çılgınlıklarına ara verip,
Donc, je vais avoir besoin de vous De mettre un terme à votre frénésie d'amour fraternel,
Onca yaptığın şeyden sonra seni ciddiye almakta zorluk çekiyorum.
Je vais avoir du mal à te prendre au sérieux À cause de tout ce que vous avez fait.
Yaptığın şeyleri düşün.
Rappelez-vous ce que vous avez fait.
Lütfen. 30 dakikalık küçük rehin senaryonuzda neler yaptığınızı tahmin etmiştim.
Je devine ce que vous faisiez 30 minutes dans notre petit scénario d'otage.
Ve eğer aylar önce beynime yaptığın şey sayesinde buradan büyüyle çıkabileceğini düşünüyorsan?
Et si vous pensez que vous pouvez vous sirène hors d'ici Grâce à ce que vous avez fait à mon cerveau il ya tellement de mois?
Yanlış yaptığın şeyleri söylerdi.
Te disant tout ce que tu fais de mal.
Sanırım Stefan'ı motive etmek için ne yaptığını bilmek istemiyorum.
Ne pense pas que je veux savoir ce qui a motivé Stephan.
Arkadaşların Stefan'ı insan yaptığında bir açık oluştu, bu da anlaşmamızı boş ve geçersiz kılıyor.
Tes amis ont trouvé une échappatoire quand ils ont rendu Stefan humain, rendant notre arrangement nul et non avenu.
Binlerce yıllık hayatımda bir kişi bile senin yaptığın türde bir şey yapmadı.
De mes milliers d'années, pas une seule personne n'a jamais fait quelque chose comme ce que vous avez fait.
Yaptığın şey yüzünden kendinden nefret etmeni söyleyen ses?
Cette voix qui te dit de te haïr pour ce que tu as fait?
Yaptığımı yapın tamam mı?
Faites ce que je fais, d'accord?
yaptığını beğendin mi 27
yaptığına bak 22
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptım bile 41
yaptığına bak 22
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptık 46
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptım bile 41