Yüzünü gördüm Çeviri Fransızca
291 parallel translation
Yüzünü gördüm, gözlerini. O öldükten sonraki ilk haftalardaki gibiydiler.
Son visage, ses yeux, sont les mêmes que juste après sa mort, à elle.
Karanlıkta onun beyaz yüzünü gördüm. Gözleri korkuyla sonuna kadar açılmıştı.
Dans l'obscurité, j'ai vu son visage blanc, les yeux remplis de peur.
O zaman yüzünü gördüm. Oldukça güzel bir yüzdü.
je vis un visage plutôt agréable.
Sadece yüzünü gördüm.
Je ne voyais... que votre visage.
Ben dolunayda düz bir şekilde yüzünü gördüm.
J'ai vu son visage distinctement.
O uçaklardan birinin içindeki bir adamın yüzünü gördüm.
J'ai vu le visage d'un des pilotes que j'ai tués.
Dikiz aynasına baktım ve yüzünü gördüm.
" Si je regarde dans le rétroviseur, je le verrai.
Üzerime doğru geldi ve onun yüzünü gördüm.
Il vient vers moi et je vis sa face.
Yalnızca Upper Sandusky'nin yeni bir yüzünü gördüm.
Je vois soudainement Upper Sandusky d'un nouvel œil.
- NasıI yani? - Bir televizyon bayiinin oradan geçiyordum. Senin yüzünü gördüm.
- Je suis passé devant un magasin de télés, et j'ai vu ta photo.
Katilin yüzünü gördüm.
J'ai vu la tête du tueur.
Ben Tanrı'nın yüzünü gördüm.
J'ai vu le visage de Dieu.
- Damien'ın yüzünü gördüm.
- J'ai vu le visage de Damien.
Ama gördüm. Yüzünü gördüm.
Oui, je l'ai vu.J'ai vu son visage.
Bir an çocuk yüzünü gördüm. "Olanlara inanamıyorum" der gibi bakıyordu.
J'ai vu son visage pendant qu'il mourrait. Il ne pouvait pas le croire.
Ama her yıldızda, her güneşte onun yüzünü gördüm.
Mais dans chaque étoile, dans chaque soleil... je vois son visage. "
Onun yüzünü gördüm.
J'ai vu son visage.
Hayatımın söndüğünü hissettiğimde bir an için Tanrı'nın yüzünü gördüm.
Je sentais que la vie me quittait et pendant un court instant... j'ai vu le visage de Dieu.
- Yüzünü gördüm.
- Chaz, j'ai vu son visage!
Ve bir hayvanın yüzünü gördüm.
J'ai vu le visage d'un animal.
Yüzünü gördüm.
Je l'ai vu.
İşini kaybettiği zaman yüzünü gördüm.
Crois-moi, je sais ce que je fais. Et l'arbre?
- Lanet yüzünü gördüm.
- J'ai vu ton visage. De quoi j'ai l'air?
Yüzünü gördüm.
Je sais à quoi vous ressemblez.
İnsansı. Onlardan yalnızca birinin yüzünü gördüm.
Des humanoïdes Je n'en ai vu qu'un.
Ve onu Öldürdüğümde, senin yüzünü gÖrdüm.
Et tout en le tuant... j'ai vu ton visage.
Onu öptüğünde yüzünü gördüm.
J'ai vu votre visage quand il vous embrassait.
Beni evden attığında yüzünü gördüm.
Mon renvoi vous a mis en peine.
Yüzünü gördüm.
J'ai vu ta tête.
Düşmanın yüzünü gördüm.
J'ai vu le visage de l'ennemi.
- Sonra adamın yüzünü gördüm.
- Puis j'ai vu le visage de l'homme.
- Evet lanet olsun tabi ki yüzünü gördüm!
- Oui, je l'ai vu!
Çarptığım anda, ön camda yüzünü gördüm.
J'ai vu son visage à travers le pare-brise au moment du crash.
- Yüzünü gördüm.
- J'ai vu son visage.
Bir defasında çekim arasında filmimde dokumacı Maria rolünü oynayan sevimli yaşlı kadın yorgun yüzünü kaldırıp bana "Şeytan gerçek, onu yatağımın baş ucunda otururken gördüm" dedi.
La belle vieille femme qui joue le rôle de Maria la tisserande dans mon film, a un jour approché son visage fatigué de moi - pendant une pause dans les prises de vue - et dit : " le diable existe.
O adamýn yüzünü daha önce bir yerde gördüm.
Je crois bien avoir déjà vu la tête de ce type.
Sonunda onu gördüm. Kasabada, o iğrenç payetlerle yürüyüşünü gördüm, tebeşir gibi boyanmış yüzünü ve bir kobranın gözleri gibi o gözlerini.
Et puis, je l'ai vue, se pavanant dans ses robes à paillettes, son visage terreux et ses yeux de serpent.
Gözlerini gördüm! Yüzünü hatırlamıyorum!
Ses yeux, oui... pas son visage!
Rüyamda, yüzünü karşımda gördüm.
Dans mon rêve, je voyais ton visage.
Ben takside yüzünü de gördüm.
Moi, j'ai surtout vu sa tête.
Şöminenin üzerindeki aynada kendimi gördüm kendi hayaletimin yüzünü ve çok korktum.
Dans le grand miroir au-dessus de la cheminée, je me vois, visage de fantôme, et je vis avec les morts.
Claude'un gerçek yüzünü seni o gün mahkemede sorgularken gördüm.
J'ai découvert Claude au procès.
Damien'ın yüzünü duvarda gördüm.
J'ai vu le visage de Damien sur le mur.
Yüzünü sadece fotoğrafta gördüm.
J'avais seulement vu sa photo.
Cesedini gördüm, yüzünü zar zor tanıyabildim.
J'ai vu son corps. J'ai à peine reconnu son visage.
Ve sonra senin yüzünü gördüm.
Et alors, j'ai vu ton visage.
Yüzünü ulusal bir kanal da gördüm.
Ton portrait est sur toutes les télés. Bien sûr!
Vurulduğu zaman yüzünü gördüm.
J'ai vu son visage quand il a été touché.
Bu sabah yüzünü pişmiş yumurtaların üzerinde gördüm.
Je vois ton visage dans les œufs sur le plat.
Onun yüzünü burada gördüm.
C'est là que j'ai vu son visage!
Savaşın soğuk yüzünü daha önce de gördüm, bayım ama kadın ve çocuklara yönelik bir savaşı ilk defa görüyorum ve sizin bu aldırmazlığınız hepsinden beter.
J'ai déja vu le visage de la guerre, mais jamais une guerre faite contre des femmes et des enfants. Votre indifférence est presque aussi cruelle.
gördüm 831
gördüm seni 25
gördüm onu 79
gördüm onları 17
yüzünden 18
yüzün 42
yüzünü yıka 20
yüzüne bak 33
yüzünü gördün mü 27
yüzüne ne oldu 70
gördüm seni 25
gördüm onu 79
gördüm onları 17
yüzünden 18
yüzün 42
yüzünü yıka 20
yüzüne bak 33
yüzünü gördün mü 27
yüzüne ne oldu 70