English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çok kötüydü

Çok kötüydü Çeviri Fransızca

948 parallel translation
Tanrim, çok kötüydü.
Comme c'était pénible.
Dürüst ol! Bana bunu yapamazsın, sakın deneme! Eski günler çok kötüydü.
Il n'y a pas de nom pour me qualifier... ni assez de mépris, je sais.
Bu akşamki gösteride sesin çok kötüydü.
Tu étais très enroué, ce soir.
İşimi kaybetmek zaten çok kötüydü, ama seni görememek daha da berbat. Bunu kaldıramam.
Ne pas te voir est encore pire que d'avoir perdu mon boulot.
- O yüzden şimdi peşimdeler. - Çok kötüydü.
- C'est pourquoi ils en ont après moi.
Servis çok kötüydü. Her türden sıkıntılarla doluydu.
Un service au-dessous de tout!
Yemek çok kötüydü.
Nourriture infecte.
Bu yeni bulunan malzemenin teknik kalitesi, bazen çok iyi, bazen de çok kötüydü.
La qualité du matériel retrouvé variait de l'excellent au pire.
- Hayır, çok kötüydü. Yani midye kötüydü!
- Non, l'huître était mauvaise.
Sesi çok kötüydü. Lafini bitiremeden bir sey oldu.
Elle n'a pas pu terminer!
Çok kötüydü.
C'était affreux!
Çok kötüydü herhalde.
C'était dur?
Çok kötüydü.
C'était dur.
- Efendimiz, kral- - - Evet bayım, ne olmuş krala? - Kralın hâli çok kötüydü giderken.
Notre Roi... est parti, fort échauffé...
- Işıklar çok kötüydü... Ama onları iyi benzettim yine de.
C'était sombre, mais ils ont souffert.
Sizinki çok kötüydü. Giderek kötüleşiyor.
La vôtre n'a pas été terrible et elle empire.
Tom, bu çok kötüydü. - Üzgünüm, sanırım Bay Carpenter'ı duymaktan sıkıldım artık. - Tom!
J'en ai juste marre de ce M. Carpenter.
İşler çok kötüydü.
Les affaires avaient salement baissé.
# Kentin bir yerinde bir katil vardı ve bu çok kötüydü.
Un assassin rôdait. C'était mauvais.
Çok kötüydü ve ikinizde harikaydınız.
Vous avez été formidables!
Bak. Bak, o adam çok kötüydü.
C'était un sale type.
Oyunculuk çok kötüydü.
Je me suis dit qu'ils jouaient mal.
Çok kötüydü.
Il est répugnant.
Çok kötüydü.
Dommage.
Pilav çok kötüydü. Berbattı.
Quant au riz, épouvantable.
Veba bu tarafta çok kötüydü.
Ton histoire de peste est répugnante.
Beyaz, bulanık bir sıvıyı da içmek zorunda kaldım. Onun da tadı çok kötüydü.
J'ai dû boire quelque chose de boueux comme du plâtre.
Bradley'ler çok kötüydü.
Ces frères Bradley étaient méchants.
Bir sürü kötü karın yarası gördüm doktor. Bu çok kötüydü.
J'ai vu des blessures à l'estomac, mais jamais rien de tel.
Flora da çok kötüydü.
Flora aussi a été vilaine.
- Bence çok kötüydü.
Très bonne. De la merde, oui.
Çok kötüydü, Pierre.
C'était affreux, Pierre.
Bu çok kötüydü.
Vous êtes terrible!
Ama gerginlik çok kötüydü Gerda.
Mais tout ce suspense, Gerda...
"Çok kötüydü, değil mi?" diyorlar.
"Vous avez vu la mine qu'il a?"
Ama o sıtma çok kötüydü.
Mais la malaria était mauvaise.
Kötü değil, çok kötüydü.
C'ETAIT TRES MAUVAIS!
İlk başlar çok kötüydü, hayvanat bahçesinde gibiydim.
Au début c'était l'horreur, Je croyais vivre dans un zoo.
İzlemesi çok kötüydü.
C'était horrible à voir.
Hayır, viraj çok kötüydü.
- Non, le virage était mauvais.
Fakat o port, gerçekten çok kötüydü.
Mais le Porto était infect.
Çok kötüydü.
Très mauvais.
Bana ödeyecekler. Çok soru sordular. Bazen polise cevap vermekten daha kötüydü.
On m'a posé mille questions, pire que la police.
Çok mu kötüydü, Phil?
Était-ce terrible?
Çok mu kötüydü?
Vous n'avez pas besoin.
- Çok mu Kötüydü?
Ça va?
Evet kötüydü tabii ama çok da değil.
Assez. Mais pas tant que ça.
Çok mu kötüydü?
C'était dur?
Eskiden kötü olduğu kadar kötüydü, kimsenin yaralanmadığını görmek bizi çok rahatlattı.
Ce fut malgré tout un grand soulagement de savoir que personne n'avait été blessé.
Çok mu kötüydü?
Que s'est-il passé?
Pek kişilik sahibi değildi. Olup olduğu da hep kötüydü, çok kötü.
Il ne valait pas grand-chose de bon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]