Öyle dedin Çeviri Fransızca
827 parallel translation
- Kovac, Rosie için niye öyle dedin?
Kovac, pourquoi as-tu dit ça sur Rosie?
Evet, aşkım, öyle dedin.
- Moi, j'ai dit "Baptiste"? - Oui, mon coeur.
Ben mi? Niye öyle dedin?
Pourquoi dis-tu ça?
- Öyle dedin. Zaman başladı.
- L'heure est venue de partir.
- Neden öyle dedin?
Pourquoi dites-vous cela?
- Niye öyle dedin?
- Qu'est-ce qui vous fait dire ça?
- Kesinlikle öyle dedin. - Hiç de öyle bir şey demedim! Hayır, hayır!
Je n'ai rien dit de tel!
- Neden öyle dedin?
- Qu'est-ce qui te fait dire ça?
Öyle dedin de aklıma geldi. Dün gece Meksika Caddesi'nde otobüsten iniyordum...
A propos, hier en descendant á la bus de l'arrêt...
Neden öyle dedin?
Qu'est-ce qui te fait dire ça?
- Neden öyle dedin? - Çünkü onu tanıyorum.
Pourquoi dites-vous ça?
Neden öyle dedin?
Pourquoi ça?
Neden öyle dedin ki? Aptallık etmişsin!
Tu as tort, tu devrais accepter.
Niye öyle dedin?
Pourquoi?
Neden öyle dedin Sarah?
Pourquoi as-tu dit ça, Sarah?
Neden öyle dedin?
Le pauvrinet?
Neymiş o? Niye öyle dedin?
Il ne faut pas te sentir gêné pour autant.
Aynen öyle dedin.
Bien sûr, je ne l'invente pas.
- Niye öyle dedin?
- Pourquoi dis-tu ça?
Neden öyle dedin?
Pourquoi dites-vous cela?
Neden öyle dedin?
- Tu crois ça?
Niye öyle dedin?
Pourquoi dites-vous ça?
Niçin bana öyle dedin...
Pourquoi... m'avoir dit...
Niye öyle dedin o zaman?
Pourquoi mentez-vous?
- Sen öyle dedin. Öğreneceğiz.
- On va vérifier.
Sen öyle dedin. Sen kimseye güvenemezsin.
Il ne faut croire personne.
- Sen de öyle dedin.
- Exact. C'est bien le problème.
Demin kendin öyle dedin. Hayır. Hayır.
Mais tu avais dit que tout irait bien.
- Niye öyle dedin?
Pourquoi avez-vous dit ça?
- Katil. - Niye öyle dedin?
- L'assassin.
- Evet, öyle dedin.
- Oui, en effet.
Evet, öyle dedin!
Oui, en effet!
- Şey, ben... - Bence, öyle dedin.
Vous l'avez dit.
Ne dedin öyle?
Qu'est-ce que vous dites? Rien
Öyle dedin.
C'est ce que j'ai compris.
Öyle mi dedin, Pierre?
- Non.
- Niye öyle dedin, Pierre?
- Si.
- Niye öyle dedin?
Tiens, je t'aime bien toi! Pourquoi, tu me dis, ça?
- Sen kılık değiştirmiş bir prenssin. - Öyle mi dedin?
Que tu venais d'une famille princière.
- Gitti mi dedin? - Öyle.
- Vous dites qu'elle est partie?
- Ne dedin öyle?
- Comment oses-tu?
- Öyle mi dedin?
Toi, tu lui as dit?
'Ya hep ya da hiç'dedin, öyle değil mi?
Vous ne vouliez pas de compromis
Öyle mi dedin?
Ah oui?
"Elinden geleni ardına koyma" dedin ben de aynen öyle yaptım.
Vous m'avez mis au défi, alors...
Biraz sarhoş olduğumu, esrarla kafayı bulduğumu düşünüyorsun... hazır paralar havada uçuşuyorken ufak bir bahis oynayayım dedin, öyle mi?
Tu te dis que je suis un peu rond, un peu défoncé, et tu veux faire une partie amicale pendant qu'il y a encore de l'argent?
Bana öyle kelimeler kullanma dedin.
Tu m'as dit de ne pas utiliser ces mots-là.
Oyle dedin.
Vous l'avez dit.
Öyle bir dedin ki sanki insanları hiç düşünmeden asıyorum burada.
Vous êtes un chien ce soir.
- Niye öyle dedin o zaman?
Pourquoi n'as-tu rien dit?
- Çok uzun süre dedin. - Her zaman öyle derim.
Je le dis tout le temps pour... ne pas bégailler.
dedin 389
dediniz 105
dedin ki 68
dedin mi 21
dediniz ki 18
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
dediniz 105
dedin ki 68
dedin mi 21
dediniz ki 18
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81