English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ö ] / Öyle demek istemedi

Öyle demek istemedi Çeviri Fransızca

210 parallel translation
- Joe, öyle demek istemedi.
- Il ne le pensait pas. - Mais si!
Annem öyle demek istemedi.
- Ma mère ne pensait pas ça.
Öyle demek istemedi patron. Kafası hala allak bullak.
Il divague.
Bayan Emery, Müfettiş bence öyle demek istemedi...
Je suis sûr que l'inspecteur ne sous-entendait pas...
Eminim öyle demek istemedi, Con. Baba sadece öfkelendi.
II ne voulait pas dire ça, Jean. Papa était en colère.
- Öyle demek istemedi.
 Il n est pas méchant.
Yani belki öyle demek istemedi... ama sanki öyleymişim gibi davranıyor.
Même s'il ne le pense pas, il agit tout comme.
Öyle demek istemedi.
Il ne le pensait pas.
Unut gitsin. Öyle demek istemedi.
Ne t'en fais pas, elle plaisante.
Hayatım, baban öyle demek istemedi.
Ton père s'est emporté...
- Öyle demek istemedi, evlat.
- Elle plaisantait.
Bu onun konuşma şekli. Aslında öyle demek istemedi.
Il a l'air bourru, mais il ne l'est pas.
Aslında ona haksızlık ettiniz... Hem de çok. Bence öyle demek istemedi.
Vous avez été assez dure avec lui, très dure et je pense qu'il ne voulait...
- Eminim öyle demek istemedi...
- Ce n'est pas ce qu'il...
Öyle demek istemedi efendim.
Je ne crois pas qu'il le pensait monsieur. Vous ne le pensiez pas Maître Joey, non?
Elbette öyle demek istemedi.
Bien sûr que non.
- General, öyle demek istemedi. Ne...
- Ce n'est pas ce qu'il voulait dire...
Jim öyle demek istemedi. O, kova koltuğu ve boya işi üzerine.... başını kaybeden ilk adam değil. Unutma :
Jim ne le pensait pas vraiment.
Öyle demek istemedi kumandan.
Elle n'était pas sérieuse, Commandant.
Öyle demek istemedi.
Mais il ne le pense pas.
- Öyle demek istemedi.
Elle voulait dire autre chose.
Öyle demek istemedi. - Sana soran mı oldu?
Elle n'avait pas d'arrière-pensée.
Audrey, baban öyle demek istemedi.
Audrey, les mots de ton père ont dépassé sa pensée.
Hayır, öyle demek istemedi.
Elle ne le pensait pas.
Çocukların var. Öyle demek istemedi.
Tu as des enfants.
Öyle demek istemedi, Prensim.
Elle n'a pas dit cela méchamment.
Öyle demek istemedi tatlım.
Ce n'est pas ça.
Öyle demek istemedi.
Il ne le pensait pas, Seymour.
Linda öyle demek istemedi.
Linda ne s'adressait pas à vous.
Öyle demek istemedi ki Data.
Ce n'est pas ce qu'elle voulait dire.
O, öyle demek istemedi ki.
C'était pas pour vous fâcher.
- Öyle demek istemedi. - Dedi.
C'est pas ça qu'elle dit.
Hayır. Öyle demek istemedi...
Elle dit pas que...
- Öyle demek istemedi. - Ha?
Ce n'est pas grave.
- öyle demek istemedi...
- Il n'a pas dit...
Öyle demek istemedi. Değil mi?
Il plaisantait, pas vrai?
Öyle demek istemedi. Zalimlik onun doğasında var.Kusuruna bakma.
Ce n'est pas de la méchanceté, il est cruel de nature.
Andy, öyle demek istemedi.
Il le pense pas.
Öyle demek istemedi, hayatım.
Fais pas attention.
Hadi! Öyle demek istemedi. Gitmeliyim.
- Dites-nous où vous habitez.
- Öyle demek istemedi.
- Il n'était pas sérieux.
- Öyle demek istemedi. - Bu lanet eve girmeyeceğim!
Casey ne sait pas ce qu'elle dit.
Öyle demek istemedi.
Il le pensait pas.
- Memur bey, sorun yok. Öyle demek istemedi. - Sakin ol.
- Elle plaisante.
Tanrım, hayır. Sadece şaka yapıyor dostum. Şakaydı, öyle demek istemedi.
C'est pour rire, il a pas voulu dire ça.
Öyle demek istemedi.
- Non! Il n'a pas voulu dire ça.
Öyle demek istemedi aslında, değil mi Tariq?
Il parlait pas sérieusement.
Öyle demek istemedi, bebeğim kızma.
Il blague, ma petite chérie.
Öyle demek istemedi.
- II ne le pense pas.
- Öyle demek istemedi!
Tu m'insultes?
Öyle demek istemedi Bayan Tingle.
TOUS LES DEUX!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]