Akşam yemeği Çeviri Portekizce
5,150 parallel translation
Bu akşam Jason'a akşam yemeği için söz verdim.
Prometi ao Jason que deixava que ele cozinhasse para mim.
Bizim dışımızda herkesin hoş bir akşam yemeği yediğini görüyorum.
Vejo todos, menos nós, a ter um jantar agradável.
Ama orası bir restoran ve akşam yemeği vakti geldi...
Mas é um restaurante e é hora de jantar.
Akşam yemeği mi?
Jantar?
Annenle akşam yemeği... Sence bu akşam hazırlayabilir mi?
Este jantar com a tua mãe, achas que pode ser hoje à noite?
Akşam yemeği için bir parası bile yok. Güven bana, dostum, tamam mı?
Ela não tem dinheiro nem para o jantar.
Akşam yemeği yedik.
Eu fiz um jantar para ele.
Benim için ucuz akşam yemeği, basketbol izlemek, aşırı seks.
Para mim é um jantar rasca, ver basquetebol e dar uma queca.
Kayınbiraderim benimle akşam yemeği yemeye geliyor. Havaalanına giderken.
O meu cunhado vem jantar comigo a caminho do aeroporto.
Akşam yemeği için kocamla randevum var.
- Muito bem. Vou jantar com o meu marido.
Belki öğle ya da akşam yemeği?
Talvez um almoço ou jantar.
Akşam yemeği için buluşmuşlar. Gece yarısında eve gitmişler.
Foram jantar, e chegaram a casa perto da meia-noite.
Akşam yemeği, Adelphi'de bir gösteri yanlış hatırlamıyorsam gösteriyi sonuna kadar oturup izledik.
Jantar, o show no Adelphi... muito tempo sentado, tanto quanto me parece.
- Akşam yemeği benden.
Marco-te o jantar.
Akşam yemeği servis edildi!
O jantar está servido!
Bebeğim, akşam yemeği için hazır mısın?
Ei, querida, pronta para jantar?
Bu akşam yemeği için uygun musun?
- Estás livre para jantar esta noite?
Akşam yemeği programımı iptal edeceğim.
- Cancelo os compromissos.
Hemen yan taraftaki restoranda akşam yemeği yedik ki bunu doğrulayabilirsiniz kredi kartımı kullanmıştım.
Jantámos no restaurante que você pode verificar porque usei o cartão de crédito.
Olabilir ama bu 6 yaşında annem çalışırken kendime akşam yemeği hazırlamam gerektiğinde bulduğum bir şeydi.
Sim, mas inventei com seis anos porque tinha de cozinhar para mim.
Stalin indirme işlemini yaparken, Porter kızıyla birlikte bir restoranda akşam yemeği yiyordu.
A Porter estava num restaurante com a filha, enquanto o Stalin estava a baixar.
Akşam yemeği mi? Burada, ikisiyle mi?
O Sr. Weston, como lhe tinha dito, foi ferido numa batalha.
The Three Crowns, biraz akşam yemeği ve biraz dans?
Pergunto, posso pedir o favor de uma palavra?
Yani James akşam yemeği için deniz gözlemevine gidiyor.
O James vai jantar no Observatório Naval.
Şimdi onlarla akşam yemeği yemek zorundayız.Uh!
E agora temos que jantar com eles.
Akşam yemeği.
Jantar.
Mycroft'la akşam yemeği nasıl geçti?
Como foi o seu jantar com o Mycroft ontem?
Şehirde Henry'nin piş işlerini yaptıktan sonra..... akşam yemeği için zamanında evde olabileceğini mi zannettin?
Que pode trabalhar para o Henry e voltar para jantar em casa?
Akşam yemeği için eve gelmemiş.
Ela não voltou para jantar de novo.
Elindeki akşam yemeği için balık. Yarın da Jenny'yi Arezzo'ya götüreceğim.
Este é o peixe para o jantar e amanhã levarei a Jenny a Arezzo.
Akşam yemeği için evde olacağım.
Estarei em casa para o jantar, prometo.
Görünüşe göre akşam yemeği için onun evine gitmeyeceğim.
Acho que não jantava na casa dela.
Akşam yemeği benden.
Eu pago o jantar. - É isso mesmo.
Eiffel Kulesi'nin tepesinde akşam yemeği yiyeceğiz.
E jantamos no cimo da torre Eiffel.
Amanda o akşam bana antrenmanına giderken akşam yemeği getirdi.
A Amanda trouxe-me o jantar antes do treino.
Bir boka yaramayan akşam yemeği için 26 bin dolar!
- O quê? Gastaste vinte e seis mil dólares na merda de um jantar!
- Söyle, akşam yemeği için eve gelsin.
Diz-lhe que tem de vir para casa jantar.
Sadece akşam yemeği, Jack.
É apenas um jantar, Jack.
Hayır. Yarın akşam yemeği ben hazırlamak istiyorum, tamam mı?
Quero cozinhar para nós, amanhã à noite, okay?
Birşey hissediyorum. Sanırım akşam yemeği.
Pressinto qualquer coisa e acho que é o jantar de ontem.
Akşam yemeği vakti geldi.
É hora de jantar!
Akşam yemeği vakti geldi!
- É hora de jantar.
Akşam yemeği vakti geldi!
- É hora de jantar! - É hora de jantar.
Akşam yemeği için uygun musun diye bakmaya geldim. Korkutmak istememiştim.
Vim ver se estavas livre para jantar, não queria assustar-te.
- Daha akşam yemeği zamanı bile değil!
Ainda nem sequer é hora do jantar! Eu disse que terminou!
Sadece akşam yemeği.
Apenas um jantar.
Akşam yemeği vakti beyler.
Está na hora do jantar, rapazes.
Uzak bir ihtimal Bernadette arayıp da özür dilemezse bu akşam Meksika yemeği yiyelim mi?
Na hipótese remota da Bernadette não te ligar a pedir desculpa, o que achas de comida mexicana para o jantar de hoje?
Kardeşimin anısına düzenlenen hayır yemeği, yarın akşam ve sizler katılmıyorsunuz.
O jantar de beneficência em memória do meu irmão é amanhã à noite. E vocês não vão.
Bu akşam Çin yemeği yaparım diye düşündüm.
Hoje pensei fazer comida chinesa.
Akşam yemeği yok mu?
O jantar?