Anlat Çeviri Portekizce
31,344 parallel translation
Şimdi anlatıyorum.
Por isso, aqui vai ela.
- Peki o zaman, anlat.
Então conta-me.
- Çok basitmiş gibi anlatıyorsun.
- É mais fácil tu dizeres isso.
Bu iblis bir şeyler anlatıyor ama ne dediği anlaşılmıyor.
O demónio está a falar, mas não faz sentido nenhum.
Her şeyi anlat.
Conta-me tudo.
- Ne olduğunu bize anlatır mısınız?
Pode, por favor, descrever-nos o que aconteceu?
- Sonra anlatırım.
- Conto-te mais tarde.
O hâlde bu ufak görevi nasıl gerçekleştireceğimizi polisler gibi zekice anlat bakayım.
Então podes, por favor, dizer-me que tens cintilantes cotações poiciais em como cumprir essa pequena tarefa?
Sana anlatırım.
- Eu conto-te.
Sana her şeyi anlatırım tamam mı?
Eu conto-te tudo, sim?
Anlat ona.
Conta-lhe.
Buraya yaptığımız y6olculuk boyunca tüm detayları ile Hitler'i nasıl öldürdüğünü anlatıyorsun ama annenin yeniden dirildiğini anlatmayı unutuyorsun.
É por isso que passaste toda a viagem para cá a contar-me com todos detalhes excruciantes como mataste o Hitler, mas esqueceste de mencionar o facto que a vossa mãe tinha voltado dos mortos?
Bu güzel aptal insanlara ne yaptığını anlat.
Conta a estas boas e estúpidas pessoas o que fizeste.
Onlara Hitler'i nasıl anlatırsın?
Como pudeste contar-lhes sobre o Hitler?
Bu tarihteki Protestan Devrimi'ni anlatıyor.
Isto é... É um podcast da história da Reforma Protestante.
Anlat bana Roseleen.
Fala comigo, Roseleen.
Bana tekrar, bizi öldürmek isteyen kişinin neden Joshua Vikner için çalışmadığını düşündüğünü anlatır mısın?
Queres dizer-me de novo porque achas que quem nos tentou matar não trabalha para o Joshua Vikner?
O yüzden zırvalamayı bırakın ve bu gece neler olduğunu bize anlatın.
Portanto, deixe-se de charadas e conte-nos o que aconteceu.
Bildiğiniz her şeyi anlatın, ben de güvenliğinizi garanti altına alayım.
Conte-nos tudo o que sabe e eu assegurarei pessoalmente a sua segurança.
Bilmek istiyorum. Gerçekten anlat bana.
Quero saber, a sério, conte-me.
Bu caps, özel mesajlarını okuyan sevgilini mi yoksa seni mi anlatıyor?
Esse meme descreve o que te acontece ou a ela, quando vê as mensagens?
Bütün hayat hikayemi anlatırım. - Maçta oynayacak mısın?
Conto-te a minha história de vida toda.
Bana kendimi anlat. Devam et.
- Força, fala-me lá sobre mim.
Bir olayı veya sokaklarda gördüklerini anlatıyor.
Ele está a contar uma história ou a perspetiva das ruas.
Pekâlâ, Stavo, Bayan Lang'e ne anlatıyordun?
Certo, Stavo, o que tens andado a dizer à srta. Lang?
Şimdi en baştan başlayarak anlat ve en ufak bir detayı bile atlama.
Agora, comece do princípio e não omita nenhum detalhe.
Eşinizin bunu neden yaptığını bize anlatır mısınız?
Pode dizer-nos o que levou o seu marido a fazer isto?
Bu sana ne anlatıyor?
O que é que isso te diz?
Arılarınız, ADI'larınız, bana onları anlatın.
Fale-me das suas abelhas, os DIA.
Ulusun seçimi hakkında ne anlatıyor bu bize?
Vamos pensar no que isso nos diz sobre a escolha da nação.
Bilgisayarların erkekleri zekayla yenmesini anlatıyor. Kadınların çok önce yaptığı gibi.
Quando os computadores superam os homens, tal como as mulheres superaram há anos.
Bunu bana neden anlatıyorsun Ronnie?
Porque me estás a dizer isto, Ronnie?
Anlat o zaman.
Então, diz-me.
Anlat bana, nasıl?
Diz-me como.
Peki Bayan Moncada, anlatın bana. Bunca yolu neden geldiniz?
Então, diga-me, Sra. Moncada, porque veio até aqui?
Bana bunu yapan adamı anlat.
Fala-me do homem que fez aquilo.
Anlat bana, seni o gün binaya getiren adamlar kimlerdi?
Quem eram os homens que te levaram para aquele edifício?
Anlat bana.
Conta-me.
Bunun zor olduğunu biliyorum ama bana orada neler olduğunu anlatır mısın?
Eu sei que é difícil, mas conta-me o que aconteceu quando te levaram.
Polise her şeyi anlatıyor.
Anda a contar tudo à Polícia.
- Bana Miami'yi anlat.
- Fala-me de Miami.
Müsait olunca anlatırım.
Conto-te quando puder.
Hizmet ile ilgili, anlatılması gereken hikayeleri anlatmak dünyayı daha iyi, daha anlaşılabilir bir yer hala getirmekle ilgili.
É sobre prestar um serviço. E contar histórias que precisam de ser contadas, de forma a tornarmos o mundo um lugar melhor e mais compreensivo.
Bu yüzden hazır buradayken, ailem hakkında daha çok şey anlatırsın diye düşündüm.
Então... talvez enquanto eu estiver aqui... - me possas dizer algo mais sobre os meus pais.
Benimle anlatırsan sana yardımcı olabilirim.
Posso ajudá-lo, se falar comigo.
- anlatırız... - Seni öldürürler.
- Vão matar-te.
İşin aslını anlat.
Diz-me a verdade.
Bana da anlat.
Conta lá.
Anlat bana.
Explica-me.
Eve döndüğümde her şeyi anlatırım.
Explico-te tudo quando chegar.
Anlat.
Fale comigo.
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlatırım 31
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlatırım 31
anlat hadi 43
anlat bakalım 207