Bazen düşünüyorum da Çeviri Portekizce
197 parallel translation
Bazen düşünüyorum da, dünyanın şu anda içinde bulunduğu kaos yüzünden...
Às vezes penso que neste mundo caótico...
Bazen düşünüyorum da, sanırım tüm doktorlar haklı ve tüm haydutlar da aklını kaçırmış
Sabe? Às vezes acredito que os médicos têm razão... e que todos os patifes são loucos.
Bazen düşünüyorum da, senin Kay gibi bir kadınla evlenmeliydim.
Øs vezes, penso que devia ter casado com uma mulher como a tua. Como a Kay. Ter filhos.
Bazen düşünüyorum da bundan 10 ya da 20 yıl sonra gülecek bir şeylerim olur.
Gostaria de pensar que daqui a uns 10 ou 20 anos... teria algo de que pudesse rir. Qualquer coisa.
Gerçekten de, bazen düşünüyorum da, yukarıda her şey sakin olduğunda kendi kendine diyorsun ki...
Verdade, às vezes eu acho... quando as coisas estão silenciosas aí em cima... Você diz a si mesmo...
Bazen düşünüyorum da, senin Kay gibi bir kadınla evlenmeliydim.
às vezes, penso que devia ter casado com uma mulher como a tua. Como a Kay.
Bazen düşünüyorum da...
Às vezes penso que sou...
Bazen düşünüyorum da arkamda beni dinlemiş tek bir kişiyi bırakabileceğimi bilsem her şeyi yaparım. Ben- -
Às vezes eu achava que... haveria uma... uma pessoa... que gostasse de, aprender e...
Bazen düşünüyorum da, o anları sildim bugün olduğum gibi yaşayabilmek için.
Às vezes digo-me que essa época não existiu para poder suportar-me.
Biliyor musun Maria, bazen düşünüyorum da... acaba burada çalışarak... hayatın anlamını keşfedebilecek miyiz?
Sabes, Maria, às vezes penso se alguma vez... descobriremos o sentido de tudo... a trabalhar num lugar destes.
Bilmiyorum. Bazen düşünüyorum da onda yanlış olan bir şeyler var.
Sei lá... às vezes convenço-me de que há algo de errado com ele.
Biliyor musun, bazen düşünüyorum da... beraber olduğum insanlar, yaptığım seçimler... epey şaşırtıcı, ama bir sonuca vardım.
Sabe, às vezes, quando penso... as pessoas com quem me envolvi, nas escolhas que fiz, é incrível, mas descobri uma coisa.
Bazen düşünüyorum da, Kennedy öldüğünden beri her şey yokuş aşağı gidiyor.
Às vezes sinto que está tudo pior desde a morte do Kennedy.
Bazen düşünüyorum da belki siz...
Por vezes, acho que devia...
Bazen düşünüyorum da, "Acaba ben bu iş için mi yaratılmışım."
Às vezes, penso, "Será que pertenço a este negócio."
Jean Luc, bazen düşünüyorum da buraya gelişimin tek sebebi senin bu harika konuşmalarını dinlemek ama bu sefer endişen yersiz.
Se quer podemos comparar a moral humana com a sua. E possivelmente esse seja o motivo pelo que lhes fascinamos tanto.
Bazen düşünüyorum da sevinmeli miydim üzülmeli miydim? Bilemediğimi hatırlıyorum.
Às vezes, quando penso nisso... não sei se deveria sentir-me feliz ou triste.
Tanrım, bazen düşünüyorum da keşke Tommy'ler onun başını kıracağına seninkini kırsaydı.
Deus, às vezes em penso... O Tommies esmagou a tua cabeça em vez da dele.
Ama bazen düşünüyorum da... şu ana kadar gördüğüm en güzel yüze sahipsin.
Mas por vezes penso... Penso que tens a face mais bonita que alguma vez vi.
Bazen düşünüyorum da Yönetici için haraç topladığımızda daha iyi durumdaydık.
Estávamos melhor quando cobrávamos os impostos para a Intendente.
Bazen düşünüyorum da, İspanya sorgulaması sırasında doğmuş olmalısın.
Às vezes penso que deverias ter nascido durante a inquisição espanhola.
Bazen düşünüyorum da sen...... tanıdığım en zeki adamsın.
muito pateta, embora às vezes ache que seja... o homem mais inteligente que já encontrei.
Bazen düşünüyorum da iletişim yeteneğin üzerine çalışman hiç de kötü bir fikir değil.
Se calhar não era má ideia insistires mais nas tuas competências de comunicação.
Biliyor musun, bazen düşünüyorum da... aklıma onun beni aldatıyor olabileceği geliyor.
Sabes, às vezes eu penso que... Eu imagino que ela me está a trair.
Yani, bazen düşünüyorum da, um, sanırım, bilirsin, beni aldatıyor.
Às vezes penso que ele... Sabes, que ele me engana.
Bazen bunun çok zor bir ekmek parası olduğunu düşünüyorum.
Assim, em 14 de junho de 1944, a força-tarefa da 5ª Frota... a armada mais poderosa já reunida, se aproximou do bastião inimigo.
Bazen keşke madene dönsem diye düşünüyorum.
Às vezes dá-me vontade de voltar para a mina.
Bazen oturup düşünüyorum da, değişen dünya.
Às vezes penso que é o mundo que mudou.
Biliyorsun Thomas... Senin ve benim İngiltere'deki, tek uygar insanlar olduğumuzu düşünüyorum bazen.
Creio que somos os únicos homens civilizados da Inglaterra.
Bazen nasıl olup da bir şeyin lideri olabildiğini düşünüyorum.
Às vezes não entendo como podes ser líder do que quer que seja.
Bazen yaygara yaptığımı düşünüyorum.
Às vezes dá-me vontade de gritar.
Ben kendi kusurlu, bencil tarzımla seni sevdiğimi düşünüyorum. Bazen de senin fırtınalı ve duygusal tarzınla beni sevdiğini sanıyorum.
Eu amo-te, da minha forma egoísta, e penso que me amaste, da tua forma irritável e importuna.
Bazen olduğumu düşünüyorum da...
E às vezes penso que sou...
Bazen düşünüyorum ne kadar şanslı bir nesiliz ki tarihte başka dünyaları ziyaret eden ve evrenin derinliklerine ulaşan ilk bizler olduk.
Por vezes penso na sorte que temos em viver nesta época, no primeiro momento da história da humanidade em que estamos de facto, a visitar outros mundos, e empenhados num profundo reconhecimento do Cosmos.
Bazen annenin sihrine sahip olduğunu düşünüyorum.
As vezes eu acho que você tem um pouco da feitiçaria da sua mãe.
Bazen hakkımı yeterince vermediğini düşünüyorum, Poirot.
Às vezes, penso que o Poirot não me dá o crédito que mereço.
Üzgünüm, Marge, bazen kasabanın en kötü ailesi olduğumuzu düşünüyorum.
Desculpa, Marge, mas às vezes acho que somos a pior família da cidade.
Garip gelecek, ama... gerip gelecek, ama bazen benim kampanyayı üstlenmemi... kıskandığını düşünüyorum.
O curioso é... O curioso é que às vezes penso que ele tem ciúmes... de eu ter tomado conta da campanha e de tudo o resto.
- Bazen ben, duştayken suyun giderden boşalan sesini duyduğumda diğer odada birisinin seni incittiğini düşünüyorum ve korkuyorum.
- Estou no banheiro e, às vezes... escuto o som da água descendo o ralo... e penso que é alguém machucando você no outro quarto e isso me assusta.
Biliyor musunuz düşünüyorum da, bazen bizden güzel ve kolay şeyler duymak hoşunuza gidiyor olabilir.
Sabem... de vez em quando, acho que vocês gostariam de ouvir algo de nós... suave e tranquilo.
Umudumu yitirmemeye çalışsam da... bazen, insanlığın tüm namusunu yitirdiğini düşünüyorum.
Susannah, tento lutar contra o desespero, mas há momentos em que a decência parece ter acabado.
Bazen keşke o gün parası çıkışmasaydı ya da dükkân biraz daha kalabalık olsaydı belki buradan bir kaç saniye daha geç çıkar o kurşunun hedefi olmazdı diye düşünüyorum.
Às vezes penso que se ela não me tivesse dado o dinheiro certo, ou se a loja tivesse um pouco mais de clientela, ela demoraria mais uns segundos a sair, e talvez não levasse com aquela bala.
Şey, bazen katır inadını yarattığını düşünüyorum bir şeyde en iyisi olalım diye, çünkü bu köprü bitince, benim mühendislik yeteneklerimle ilgisi olmayacak benim inatçılığımla ilgili olacak.
Então, ele deve ter criado os teimosos para que fossem os melhores. A construção da ponte não tem a ver com o meu conhecimento, e tudo com a minha teimosia.
Ve bazen bir mesaj vermeye çalıştığımızı da düşünüyorum.
E gosto de pensar que, às vezes, também passamos uma mensagem.
Emrim altında çalışmış en iyi subay,... bu hücrede kapana kısılmış vaziyette. Düşünüyorum da hayat bazen çok acımasız oluyor.
o melhor oficial que já comandei, encarcerado nesta cela e penso que a vida pode ser cruel.
Bazen tüm dünyanın beni "Amerika'nın Aranan En Azılı Suçlusu" gibi gördüklerini düşünüyorum.
Às vezes, parecia que todo o mundo me tinha visto na série "Os Mais Procurados da América".
Bazen çok fazla sızlandığını düşünüyorum... bu yüzden çocuk olma meselesiyle uğraşmamalısın.
É só que às vezes acho que fazes demais... para não teres de lidar com os problemas da adolescência.
Bazen hep Oz'da yaşamak istediğini düşünüyorum. "
Ás vezes acho que ela quer viver em Oz para sempre. "
Bazen Polly'nin tatlılığı ve saflığının gerçek olmadığını ona bakmamız için çaresiz bir çaba olduğunu düşünüyorum. "
Ás vezes acho que a doçura e a pureza da polly não são genuínas, mas sim uma tentativa desesperada de fazer com que seja mais fácil olhar para ela. "
Düşünüyorum da, bazen...
Acho que às vezes...
Onları düşünüyorum... bazen onların da beni düşündüğünü umarak.
Penso sempre neles na esperança de que eles, por vezes, pensem em mim.