Belki de Çeviri Portekizce
87,791 parallel translation
Bu yüzden belki de ondan uzak durmalısın.
Então penso que é bom ficares longe.
Belki de spor yapmak için yapıyor.
Talvez esteja a matar por desporto.
Belki de iyi bir şeydir.
Talvez isto seja bom.
Belki de başka seçeneği yoktu.
Talvez não tenha tido escolha.
Evet, belki, ya da belki de başka bir ölüm tutuşu. Bilmiyorum.
Sim, talvez, ou foi outro aperto de morte.
Bunu yapmam gerektiğini düşünmüyorsunuzdur biliyorum. Ama Eve orada bulunan Hexenbiest kan ise, Sonra içeri girebilir ve belki de onları geri alabilirim.
Sei que acham que não devo fazer isto, mas se a Eve usou sangue de Hexenbiest para entrar, então posso entrar lá e trazê-lo de volta.
Belki de buradayım diye düşünüyorum.
- Pode ser do lugar
Belki de bu şeyi durdurmanın bir yolunu bulabiliriz.
- Talvez aja uma maneira de parar.
Yani, belki de bu cehennem değildir...
Talvez não seja o Inferno de facto.
Tanrım, belki de kitap yanlıştı.
Jesus, talvez o livro esteja errado.
Öyleyse, o zaman belki de burada tahmin edildiği gibi olmamıştır.
Talvez ele não tenha vindo, como foi previsto.
Belki de öyle.
Talvez seja.
Belki de burası onun dişli şeklidir.
Talvez seja como ele woga aqui.
Belki de Zerstoerer bunun için buradadır.
Talvez seja por isso que o Zerstoerer esteja aqui.
- Hayır, bu Fiore. - Belki de haklısındır.
- Não, este é o Fiore.
Güvertede gizlice dolanırken yakalandın ve belki de bir şeyler gördün.
Foste apanhado escondido nas docas e talvez tenhas visto certas coisas.
Bana gelme sebebin, belki de asıl mesleğinin öğretmenlik olmasıdır diye düşündüm.
Pareceu-me que apareceres agora era porque o ensino seria o teu talento.
Eğer Edi ile Büdü anlaşamazsa belki de bu kararı vermene gerek kalmaz.
Mas se estes tontinhos não se organizam, talvez nem tenhas de decidir nada.
Belki de bizi parçalamayı planlayan boktan bir birleşme teklifiyle buraya gelmeseydin Louis bunu yapmazdı.
- Talvez o Louis não andasse nisso, se não nos viesses com merdas de fusões.
Belki de öyledir, ama sorun yok.
E talvez seja assim, mas vamos ficar bem.
Belki de haklısın.
Talvez tenhas razão.
Belki de hiç çıkarmıyordur.
A não ser que ele nunca o tire.
- Belki de değildir.
- Merda. Talvez não.
Belki de.
Talvez seja.
Belki de arkani donsen iyi olur.
Talvez seja melhor virares-te.
Belki de bu Coachella planını yeniden düşünme zamanı gelmiştir.
Acho que está na altura de repensar o plano Coachella.
Ben, belki de...
Deixa-me só, talvez...
Ama belki de işi bilen bir kaynaktan öğrenmeniz icap ediyordur.
Mas pode te convir escutar uma fonte conhecedora.
Bu elbise belki de, onu tahrik ettiği için yangın çıkarmayı seven çılgın bir kadına aitti.
Isso pode ter pertencido a uma mulher louca que gostava de incendiar coisas porque a deixava excitada.
Belki de kefil olarak birini uydurabilirim.
Talvez possa usar um cossignatário falso.
Belki de.
Talvez.
Konu paraysa, belki de o terfiyi kabul etmelisin.
Se é por causa do dinheiro, devias aceitar a promoção.
Belki de onu görmezden gelip, işi oluruna bırakabiliriz?
E se a ignorarmos e rezarmos para correr tudo bem?
Belki de bu yüzden iyi iş çıkarıyorum.
Talvez seja por isso que me está a correr bem.
O halde belki de buraya seninle zaman geçirmek umuduyla gelmişimdir.
Se calhar vim para estar contigo.
Mahkeme korkunu ileride belki atlatırsın belki de atlatamazsın ama hangisi olursa olsun, bu dosya çok iyi bir avukat olduğunun kanıtı.
Talvez um dia ultrapasses isto, ou talvez não. De qualquer maneira, bem vês que és um excelente advogado. Obrigado, Mike.
Hayır, belki bir aydan fazla oldu.
Não, já há mais de um mês.
Çünkü Louis'in yönetici olmaya hazır olmadığını söyledim ama belki sen de değilsindir, çünkü etrafında olanlardan yeterince haberdar değilsin.
E tu também não. Não estás aqui tempo suficiente para saber o que se passa.
Yardımcı olabileceğim başka bir konu var mı? Belki diğerlerinin dosyaları üzerinde de biraz zaman harcayabilirsin.
Ou talvez possas passar algum tempo nos casos dos outros.
Belki yarın akşamdan sonra bunu daha sık yapabiliriz.
Talvez depois de amanhã à noite o possas fazer mais vezes.
Belki bir gün seni de başka biriyle aldatır da babamın hissettiklerini anlarsın.
Talvez um dia a apanhes com outro homem e saberás exatamente o que o meu pai sentiu.
Harvey, son 20 yılda yaşananlarda belki ikimizin de hatası vardır ama yetişkin olan bendim ve seni bu duruma soktum.
Harvey, ambos podemos ter tido culpa nos últimos 20 anos. Mas eu era uma adulta e pus-te nessa posição.
Belki öyle, ama gerçek şu ki ben de hazır değilim.
- Talvez. Mas a verdade é que eu também não estou pronto.
Kesinlikle geçmiyorum belki müvekkilin bunu, aylardır kiraları aksatmadan önce düşünmeliydi.
A sua cliente devia ter pensado nisso antes de deixar de pagar a renda. Acha que não sei o que se passa?
Ama şimdi ameliyata ihtiyacı var haftalar önce izin için başvurdum ve babam için orada olmalıyım ama şöyle yapabiliriz belki birkaç gün erken giderim ya da birkaç gün geç giderim -
Mas ele precisa de ser operado e eu pedi férias nesta altura. Tenho de estar com ele. Mas agora, acho que consigo voltar mais cedo ou ir um dia mais tarde...
Ona senin esprilerinden öğrenme yeteneği kazandırdığım gibi, belki kalbinden de öğrenme yeteneği kazandırabilirim.
- Da mesma maneira que aprendeu com as tuas piadas. Posso conseguir que aprenda com o teu coração.
- Belki senden hoşlanıyordur.
- Talvez goste mais de ti.
Tanrı belki Mexi-jazz seviyordur diye mi?
- Porque talvez Deus goste de Mexi-jazz?
Belki bir parca buz koysan...
Talvez se lhe puser um cubo de gelo...
Ben de dusundum ki dusundugum seyi soylemeye baslarsam belki insanlarin gercekten duymak istediklerinin bu oldugunu gorurum.
E pensei que, se começasse a dizer aquilo que penso, talvez descobrisse que é isso que as pessoas querem ouvir.
Belki ben de vazgeçtim.
Talvez eu também o tenha feito.