English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bildiğin gibi

Bildiğin gibi Çeviri Portekizce

1,621 parallel translation
Bildiğin gibi asistanlık mevkisinde açık var.
Como sabes há uma vaga para director adjunto.
Senin de bildiğin gibi vizende mükemmel bir not aldın.
Como sabes, tiveste um resultado perfeito no exame de fim de período.
Tamam, benim için, seninde iyi bildiğin gibi her zaman paradır.
Tudo bem. Como sabes, comigo, tudo gira à volta do dinheiro.
Fakat dikkatli olsan iyi olur. Çünkü, senin de bildiğin gibi.. .. bana tekrar aşık olabilirsin.
É bom que tenhas cuidado porque podes voltar a apaixonar-te por mim outra vez.
- Ben daha 16 yaşındayım, bildiğin gibi.
É que eu tenho 16 anos.
Ben daha 16 yaşındayım, bildiğin gibi.
- Bem, é que eu tenho 16 anos.
Bildiğin gibi, bioroidler, çoğunlukla diplomatlardan, gizli ajanlardan ve arkadaşın Hitomi gibi politik ilişkiler bakanlarından başka şey değiller.
Como sabes, bioroids costumam ser. Diplomatas, Emissários... e..., como a tua amiga Hitomi, Ministros do Governo.
Pekala, bildiğin gibi yap.
Está bem, faz como quiseres.
Bildiğin gibi, senin gibi kaçak göçmenler her geçen gün daha çok sayıda geri gönderiliyor. Bu her iki halk için de en doğrusu.
Como sabes, imigrantes ilegais como tu estão a ser obrigados a sair do País a um ritmo alarmante para o bem do nosso povo.
Bildiğin gibi serbest kalmanı sağlayan belli başlı koşullar var.
Como já sabes, há certas condições que condicionam a tua libertação.
Bildiğin gibi. Jack Koening yeni bir promosyon istediklerini söyledi.
Como sabem, o Jack Koenig diz que querem uma nova promoção.
Bildiğin gibi senin için her şeyi yapmaya hazır.
E para que saibas, Ela fará tudo o que quiseres.
Senin de bildiğin gibi Sara, bazı davalar... bazı şüpheliler insanın derisine işleyebilir.
Sabes, Sara, alguns casos, alguns suspeitos conseguem afectar-te.
Güzel çünkü bildiğin gibi, eğer birini görmeye başlarsam.. Muhtemelen buraya çok sık gelemeyeceğim. Bu yüzden..
Tá fixe, mas sabes, hum, se eu não começasse a sair com alguém, provavelmente não vinha aqui tantas vezes, por isso.
Harika aktör, bildiğin gibi.
A grande actriz, como sabes.
Ve denizlerin hepsini aramak zorundayız çünkü bildiğin gibi hepsi bağlantılı.
E temos que procurar por inteiro. Pois ele é, tu sabes, conectado.
Tamam, demek istediğim, bildiğin gibi eğer bunu kameraya çekersek bir çok nedenden dolayı baya iyi olacak tatlım.
Só estou a falar porque pegar isso na câmera seria óptimo por diversas razões, amor.
Annem gelip zincir getirirdi sana ama bildiğin gibi, pek atik değil.
A minha mãe podia vir até aqui e rebocar-te, mas ela não anda muito depressa.
Bildiğin gibi.
O mesmo velho Art de sempre.
Müdürler akademik kayıtlara bakabiliyorlar. Bildiğin gibi müdürüm ve müdür olarak başarılı olmanız için gerekli donanımlı mezun olmanız için elimden geleni yapacağım.
Os directores têm acesso aos registos académicos, e como sabes, sou o director, e como director, vou dar o meu melhor para te ajudar a graduares com o que precisas para sobreviver no mundo.
- Bildiğin gibi işte.
- Você sabe, mesma coisa de sempre.
Bildiğin gibi, ordu düzenli uyuşturucu testleri yapar.
Sabe que o exército faz testes de droga regularmente.
Ama olayları değiştirip, 1. Hector'un tanka girmesini engellersen bildiğin gibi bu hayatının sonu olur.
Mas se alterares os eventos e evitares que Hector 1 entre no tanque,... será o fim da tua vida da forma como a conheces.
... bildiğin gibi bu hayatının sonu anlamına gelir.
Será o fim da tua vida da forma como a conheces.
Peki, Flash, bildiğin gibi artık bu işe pek çok insan dâhil oldu, yeniden böyle çekip gideceksen sadece beni değil onları da yüzüstü bırakmış olacaksın.
Flash, agora, há muita gente envolvida nisto, e se falhar outra vez, não é só a mim que decepciona.
Henry, Sag Harbor sahilinde bir evim var bildiğin gibi.
Henry sabes que eu tenho uma casa na praia em Sag Harbor.
Tıpkı senin bildiğin gibi...
Como se soubesses.
Ve bildiğin gibi, sigara içmek intihardır.
E sabes que fumar é suicídio.
- Bildiğin gibi.
- Está...
Dinle, bildiğin gibi o herifi severdim...
Sabes que adoro o tipo... Eu também.
Bildiğin gibi değil.
Podes crer, querido.
Bildiğin gibi bu sene birbirimize hediye almamaya karar verdik.
Bem, apenas pra você saber, decidimos não trocar presentes este ano. Certo?
Bildiğin gibi, aynı. Keşke ailem gerçek beni görebilse.
Nada diferente, só desejo que os meus pais me aceitem como eu sou!
Bildiğin gibi dört yılda bir fakülte akademisyenlerinin başarı sıralamasına göre üniversitenin kurucusu Arthur M. Fullers onuruna konuşma yapacak kişiyi belirliyor.
Como devem saber, a cada quatro anos, a faculdade escolhe do seus estatutos um individuo notável reputação académica para dar uma palestra em honra do presidente fundador da faculdade, Arthur M. Fuller. Bem, este ano, a palestra do Arthur M. Fuller vai ser dada por não mais do que...
Yönetimin yemeğine bir sunum hazırlamalıyım bildiğin gibi.
Tenho de fazer uma apresentação no café com os investidores, como sabes, e queria usar uma metáfora.
Senin de bildiğin gibi.
Como certamente sabes.
Bildiğin gibi ben bir çöpçatan değilim, fakat bu çok yerinde bir birleşme.
Um excelente modelo feminino. Não sou nenhuma casamenteira, como bem sabes, mas seria uma união muito conveniente. Todo mundo considera assim.
Bildiğin gibi Bay Crawford yakında Mansfield'den ayrılacak.
Como sabe, o Sr. Crawford irá logo embora de Mansfield.
Şimdi, bildiğin gibi asıl numara sarhoş gibi davranmak.
O truque, sabes, é fingir que estás bêbedo
Bildiğin gibi. Senden n'aber?
Continuo na mesma.
Libby'nin senin için bir sürprizi var dolayısıyla, bildiğin gibi şaşırmış gibi yap.
Oh, hey, a Libby tem uma surpresa lá fora para ti, então, tu sabes... -... mostra-te surpreendido.
- Affedersin? - İnan bana, bunun her ikimiz için de iyi şekilde sonuçlanmasını istiyorum, fakat bildiğin gibi daha önce gerçekleştirilmiş politik nedenli terörizm saldırı denemelerinin sonuçlarına göre, Genel Vali böyle taleplere boyun eğmektense, rehineleri kurban etmeyi yeğler.
Acredite-me, gostaria que isto acabasse bem para nós dois, mas como deve saber de tentativas anteriores de terrorismo político como este, o vice-rei preferiria sacrificar os reféns antes de curvar-se a este tipo de exigências.
- Nasıl gidiyor? - Bildiğin gibi. - Bildiğin gibi.
- Nada de especial.
Bildiğin gibi işte yoğun.
Já sabes. Muito ocupada.
Bildiğin gibi değil.
Nem imaginas.
Seninde bildigin gibi fazla oda yok.
Bem, olha, como sabes, não há muito espaço.
- Hayır, senin de bildiğin gibi kesilmedi.
- A tua fonte secou, Ro!
Bildiğin gibi.
Bem...
- Bildiğin pezevenk gibi. - Vay. Tam pezevenk gibi.
Mas que grande engate.
Belli ki söylememi istediğin, beklediğin şeyler var. Senin bildiğin ama benim bilmediğim eskiden kalma dolandırıcılar kanunu gibi.
Olha, obviamente estás à espera que eu diga alguma coisa, velhote, algum antigo código de golpista que todos sabem menos eu.
Onların da senin gibi olmak istememe ihtimalini bildiğin halde hem de.
Percebes isso?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]