English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bir buçuk

Bir buçuk Çeviri Portekizce

2,360 parallel translation
Bir buçuk dakika ileri.
Está um minuto e meio adiantado.
Ona ulaşmam bir buçuk saat sürdü, etrafını kazmam iki saat, zararsız hale getirdim, ve onu oradan çıkardım.
Levei uma hora e meia para chegar até ele, duas horas para escavar à volta dela, torná-la inofensiva e tirá-lo de lá.
Bir buçuk dakika göster.
Mostra-lhe minuto e meio.
Tamamen, bir buçuk boy yüksekliğinde.
Tem a altura de um colar e meio.
Sizin için bir buçuk saatini ayıracak birini tanıyorsunuzdur mutlaka.
Tenho a certeza de que conhece alguém que possa tirar uma hora e meia.
Yaklaşık bir buçuk yıl önce Trevor ölene kadar,..
Tudo que uma mãe quer.
Eve döndüğümüz sırada arabamız bir buçuk kilometre kuzeyde bozuldu.
Íamos a caminho de casa quando o carro avariou-se, a uns 2 km daqui.
Bir buçuk saattir Brass yanındaydı.
O Brass esteve com ele durante meia hora.
Bir buçuk saat civarı.
Uma hora e meia talvez.
İkisi bir buçuk kilometre mesafede.
Duas em menos de 1600 metros.
Bir buçuk sene fark var.
Um ano e meio!
Bir buçuk santim?
Meia polegada?
Bin mil uzunluğunda ve okyanusun üzerinde bir buçuk mil yükselen sıradağlarıyla Yeni Zelanda, yaratıklara kendi kaderlerini çizmeleri için dünyanın tüm olanaklarını sunar.
Com mais de 1.000 km e com uma espinha dorsal montanhosa que se eleva dois quilômetros acima do oceano, a Nova Zelândia oferece um mundo de possibilidades às criaturas que chegam aqui.
- Bir buçuk saat içinde bir anlaşma yemeğinde buluşabileceğimizi düşünüyorum.
Porém, trouxe-te a um almoço em meia hora.
Bir buçuk yıl önce?
Há um ano e meio?
Şuraya bir damıtma kolonu koyarız,... bir - bir buçuk metre.
Vamos colocar uma coluna de retificação aqui De um metro, um metro e meio...
Bir saat burada geçti, bir buçuk saat de yol da geçti desek, -... hastane için dört saatiniz var. Uyar mı size?
Uma hora, uma hora e meia de carro Você tem quatro horas para o hospital.
Yine de, süper korumalı hapisten kaçmak bir buçuk ayını aldı.
Só levaste um mês e meio a escapar de uma prisão de alta segurança.
Bir buçuk saat oldu.
Passou 1h30. Sim.
Yaptığım kan serpintisi testine göre Ashley'e bir buçuk ile üç santim kalınlığında ağır bir cisimle vurulmuş.
Quando fiz o teste de padrão do sangue, confirmei que foi objecto pesado que foi para bater na Ashley, algo com um diâmetro de 2 a 4 centímetros.
Şu an öğle tatilindeler. Bir buçuk saatlik araları var.
Estão na pausa do almoço, mas recomeça dentro de 90 minutos.
O bir buçuk hafta önce ortadan kayboldu. Bu gece de birileri köpeğini öldürmeye çalıştı. Bu bir tesadüf olamaz.
Ela desapareceu há uma semana e meia e esta noite tentaram matar o cão dela, não pode ser uma coincidência.
Bir buçuk yıl öncesini hatırlıyor musun?
Lembra de um ano atrás?
Bir buçuk gün önce kaçırıldı.
Foi raptada há dia e meio.
Bir buçuk saat sonra tekrar buluşalım.
Encontramo-nos aqui de novo dentro de meia hora.
Zehri yani iksiri sana verdiğim zamandan itibaren Merlin'in panzehiri sana vermesi için bir buçuk saati olacak.
Quando vos administrar o veneno... quero dizer, a poção... ele tem meia hora para vo-lo dar.
- Bir buçuk hafta.
Há duas semanas? - Uma semana e meia.
Mickey, bir buçuk saattir oynuyoruz, farkında mısın?
Sabe, Mickey, passou, tipo, meia hora.
Ben de bir buçuk saattir bu tulumun içindeyim.
Eu estou com estas jardineiras há hora e meia.
Bir buçuk milyon yıl önce dinozorlar altın çağlarına yaklaşırken tamamen farklı bir çizgide farklı bir grup ortaya çıktı.
Há 150 milhões de anos, aproximavam-se os dinossauros do seu apogeu, quando um grupo de animais evoluiu segundo uma linha revolucionária.
Göğüs yumruklama sesi bitkilerle dolu bu ormanda bir buçuk kilometreden fazla yol kateder.
O som do bater no peito viaja mais de um quilómetro através da densa floresta.
Şey Angel'a üç yıldır Regina'ya bir buçuk yıldır ve Jared'e bir yıldır bakıyorum.
Bem... O Angel à três anos, A Regina, à um ano e meio, e o Jared, à um ano.
Bay O'Dwyer'ın kızı ben öldükten bir buçuk sene sonra öldü.
A filha do Sr. O'Dwyer morreu um ano e meio depois de mim.
Benim Lorrain, bir buçuk dakikada 12 ıstakoz soyabilir.
A minha Lorrain consegue abrir 12 ostras num minuto e meio.
Hayvanlarınızı içeri alın, fazladan su depolayın ve mümkünse yaklaşık bir buçuk metrelik yer altı sığınaklarında saklanın.
Recolham os animais de estimação, armazenem bastante água e se possível, vão para abrigos subterrâneo reforçados.
Radyasyon, yerkabuğunun bir buçuk kilometre içine nüfuz edecek!
Nada pode! A radiação vai penetrar 1,5 km na crosta terrestre, ouviste-me?
Hayatımın bir buçuk yılını soruşturma yaparak geçirdiğim bu tür insanlar için... Masum sivillerin hayatı onların gözünde çok ucuz ve onları öldürmekten çekinmiyorlar.
Para esta gente, que passei o último ano e meio a investigar, os civis inocentes são pouco mais do que vidas descartáveis, encaradas como danos colaterais.
Güneşin doğmadan bir buçuk saatimiz var.
Temos uma hora antes do nascer do sol, podemos ir para casa.
Tabii, bir buçuk saat olsun ki biranı da içebilesin.
Oh, sim, claro, fica uma hora e meia e aproveita a tua cerveja.
Açı eşit bir buçuk ark sinüs yerçekimi çarpı mesafe üzeri hızın karesi. 45 derece.
O ângulo é igual a um meio arco-seno de gravidade vezes a distância dividida pela velocidade quadrada. 45 graus.
Üç buçuk metre uzunluğunda 18 tonluk bir hidrojen bombası.
É uma bomba de hidrogénio com 3,6 metros de comprimento e 18 toneladas.
- Şu an bölgeyi araştırıyoruz. Silindir şeklinde, yaklaşık iki buçuk santim çapında bir nesne arıyorsunuz.
Procura por uma coisa cilíndrica, com 2,5 cm de largura.
Sadece bir buçuk gün oldu.
Só passou meio dia.
Altı buçuk yıl önce, babamın cenazesinde. Bu bir sır değildi.
Há seis anos e meio, no enterro do meu pai.
Bir buçuk saat oldu. Ne bekliyor?
De que é que ela está à espera?
üç buçuk metreye kadar büyüyebilen, bu köpekbalıkları okyanusun en büyük yırtıcılarından biri, kavgacı bir şöhretleri var.
Crescem até três metros e meio, são uns dos principais predadores do oceano, com uma agressiva reputação.
Konusu eroin bağımlılığı olan üç buçuk saatlik cesur bir dramayı beğenmeyeceğimi düşünüyordum ama bayağı eğlenceliydi.
Sabes, não pensei que ia gostar de três horas e meio de drama sobre o vicio da heroína, mas... bem, foi divertido.
Bir buçuk metre uzağı mı? Bilmiyorum.
Não sei.
- Bir buçuk hafta.
- Uma semana e meia.
- Evet, bir buçuk saat falan oldu.
Sim.
Evan son sekiz buçuk yıldır bir numaralı adamımız.
Evan é o nosso melhor homem há oito anos e meio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]