Bu herif Çeviri Portekizce
3,441 parallel translation
Kulağımı vurdu bu herif, İsveçli.
Ele arrancou-me a orelha a tiro, Sueco.
Bu herif senin Kriptonit'in.
O gajo é a tua kryptonite.
Kim bu herif ve ne zamandır onunla yatıyorsun?
Quem é este tipo, e há quanto tempo
Bu herif aptalın teki.
É um idiota.
O zaten müzede çalışıyor hesapta. Bu herif kim Allah bilir.
Ela é do museu, e sabe-se lá quem este tipo é.
Bu herif aynı kekin şerbete aç olması gibi pohpohlanmaya aç.
Aquele paspalho absorve todos os elogios tal como uma esponja absorve água.
Bu herif var ya...
Já o ouviste?
Ama bu herif Gemma gibi değil.
Mas ele não é como a Gemma.
Peki, bu herif kim?
Muito astuto. Quem diabos era este homem?
Bu herif ayık mı?
Este amigo já pilotou isto sóbrio ou não?
Bu herif yeni DC keskin nişancısı olacak.
Pode ser o atirador de Washington outra vez.
Bu herif sizi nasıl buldu, ha?
Como é que este canalha te encontrou?
- Bu herif sana zor anlar mı yaşatıyor?
Este tipo está a arranjar problemas? Não.
Bu herif, Los Angeles'daki en büyük altı laboratuara girdi.
Este tipo dirigia seis dos maiores laboratórios de meth de L.A.
Bu herif beni altedemez...
Não contra esse cara...
Bu herif silah satar.
Esse gajo vende armas.
Tefeci falan mı bu herif?
- Olá... - Aquele é um agiota?
Üzerine gelen treni gördüm. "Bu herif ölmek üzere ve farkında değil." diye düşündüm.
A próxima coisa que sabes, ele pula para lá abaixo, e ele tenta recuperar o burrito.
Kim bu herif?
Quem é este tipo?
Kusura bakma Bradley, bu herif yüzünden gömleğine sıçtım.
Desculpa, Bradley, mas este tipo fez-me cagar na tua camisa.
Kim bu herif peki?
Quem é este tipo? Como é que ele se chama?
- Bu herif ne yiyor?
- O que é que ele come?
Bu herif tam bir öküz.
O cara é um cretino. Castanhas?
Oha, bu herif çıplak mı?
Oh, meu Deus! Esse tipo está nu?
Kim bu herif?
Quem é esse gajo?
Ben kahrolası bir kalp cerrahıyım, bu herif ESPN'e bile çıkmadı.
Sou um cirurgião cardíaco. Ele nem está na ESPN.
Söylesene, bu herif ne yaptı sana?
O que é que este tipo vos fez?
Sırtıma bok mu sildi bu herif?
Limpou as mãos nas minhas costas?
Hem bu herif de kim?
E quem é este sujeito?
Bu... Sahip olduğum tek şey aşağılık herif!
Isto é... tudo o que eu tenho, cretino.
Bunları da sindirebiliyoruz. Evet, şişman adamı bir direğe bağlayın. Kendi vahşiliğimize gülelim çünkü bu hakkı kazandık biz batarya vaktimizi tamamladık ama o adi herif kaytardı bu yüzden ona gülebiliriz.
Se enfiarem um gordo num pau, nós partimo-nos a rir, pois ganhámos esse direito, cumprimos a pena e o verme andou a desleixar-se.
Ne kadar iyi bu herif?
Ele é muito bom?
Nerede bu herif?
Onde está este homem?
Bu bahsi geçen herif bir ara özellikle Orta Doğu'da bulunmuş.
Esse pequeno insecto é exclusivo do Médio Oriente.
Bu sabah oraya gittim benini geçici nedenler sebebiyle işe geri aldı. Hıyar herif.
Sim, eu fui até lá, esta manhã, ele despediu-me numa base temporária, animal é o que ele é.
Nereden çıktı bu herif?
De onde saiu ele?
Nereden çıktı bu herif?
Mas de onde raio saiu ele?
Bu 350 kilodan fazla eder salak herif!
Aquilo não pesa 360kg, idiota.
- Kim bu herif?
- Quem está aí?
- Kim bu lanet herif?
Quem diabos é esse tipo?
Bu lanet herif kim? Araç bilgisini biliyoruz, başka?
Tem acesso ao DMV, Quem tem?
- Daha bana Saratoga'dan kalma borcunu ödememişken bu oyuna yatıracak iki bini nerden buldun, şişko herif?
- Como raio é que tens $ 2.000 para apostar se ainda não me pagaste o que me deves da Saratoga, seu caralho?
Tanrıyla aramdaki kişisel ilişki yüzünden, bu hıyara elimi bile sürmem ama yalnızca 900 dolara gelip onun ayaklarını kesebilecek iki herif tanıyorum.
Nunca poderia meter a mão num traste destes devido à minha relação com Deus, mas conheço 2 gajos a cerca de 4 paragens daqui que lhe podiam acertar o passo por $ 900. - Sim.
Jeremy'nin bu kadar normal bir herif çıkacağını ummazdım.
Não estava à espera que o Jeremy fosse um tipo tão normal.
Herif bu mu?
Este é o tipo?
Tamam, ne tuhaf bir herif bu.
Que maluco do caraças.
Bu göt herif elinde bir silahla gelip bana oturup çenemi kapatmamı, amcamın gelmesini beklememi söyledi.
Este gajo entrou aqui com uma pistola e disse-me para me calar e sentar, e que esperasse pelo meu tio.
Bu senin suçun adi herif. Buradan sağ çıkarsak yemin ederim bunu sana ödeteceğim.
Se sairmos daqui com vida... juro-te...
Herif bu havada bir saat bile dayanamaz.
- É um agarrado.
- Bu ikimizin arasında, pislik herif.
- É entre nós! - Quatro...
Bu avukat herif, Alex Reyes Humboldt County'de 40 bin hektarlık bir çiftlik ayarlamış ona.
Um advogado chamado Alex Reyes arranjou-lhe um rancho de 40 mil hectares em Humboldt County.