Bu müzik Çeviri Portekizce
1,096 parallel translation
En azından bu müzik işini çözene kadar.
Pelo menos até ter definido isto da música.
Bu müzik değil Martelli, mastürbasyon.
Isso não é música, Martelli. É masturbação.
İnanılmaz bir güzellik, ne kadar hoş bu müzik,... benim gibi bir zavallıyı bile kurtardı bu lirik.
Graça divina. como um som doce... que salvou... uma desgraçada como eu.
İnanılmaz bir güzellik, ne kadar hoş bu müzik, benim gibi bir zavallıyı bile...
Maravilhosa Graça Como é doce o som Que salvou um infeliz...
İnanılmaz bir güzellik, ne kadar hoş bu müzik, benim gibi bir zavallıyı bile kurtardı bu lirik.
Maravilhosa Graça Como é doce o som Que salvou um infeliz como eu
- Bu müzik ne?
- Que música é essa?
Emin ol bu müzik piyasasında olmak istemezsin.
Tu não queres entrar para o mundo da música.
Bu müzik orada doğdu.
Foi onde tudo começou.
Hayır, bu müzik değil.
Não, isso não é música.
Ama Holmes, bu müzik korkunç derecede ağır.
Mas, Holmes, esta música é tão terrivelmente aborrecida.
Bu müzik...
Esta música...
- Bu müzik hangi filmden?
- Que música é essa?
" Bu müzik sizi asabileştirebilir, muhakeme yeteneğini azaltır,
" Esta música pode provocar irritação e desvario
Bu müzik çok demode.
A música é tão antiquada.
Bu müzik benim tarzım değil.
Aquele não é o meu tipo de música.
Bu müzik kutusu benim favorimdir.
Esta caixa de música é a minha preferida.
- Bu müzik, Allah aşkına.
- É música, valha-nos Deus.
Bu müzik değil.
Não é música.
Bu müzik!
- Essa música!
Evren'i her türlü engellemelerden arinmis hizli, ve tamamen hayali bir gemi ile müzik ve kozmik uyum beraberliginde kesfederken, bu yolculuk bizi, uzayda herhangi bir zamana ve yere götürebilir.
Vamos explorar o Cosmos numa nave imaginária, livre dos limites normais de velocidade e tamanho, guiada pela música das harmonias cósmicas, que nos pode levar a qualquer parte no espaço e no tempo.
Oğlu, Christiaan, bu zengin atmosferde dil, resim, hukuk, bilim, mühendislik, matematik ve müzik yeteneklerini geliştirme şansı bulmuş.
O seu filho Christiaan, crescendo neste meio privilegiado, demonstrou extraordinários talentos nas línguas, no desenho, no direito, ciência, engenharia, matemática e música.
Böylece bu altın plağa kaydedilen her veriyle bir dünyalı kadının beyin dalgaları müzik çeşitleri örnekleri, dünyanın resimleri ve sesleri 60 dilde insan mesajları ve kambur balina sesleri onlara ulaşacak.
Por isso cada uma leva consigo um disco de fonógrafo em cobre e com banho de ouro, onde estão registadas as ondas cerebrais de uma mulher, uma antologia musical, imagens e sons do nosso planeta, e incluindo saudações em 60 línguas humanas, bem como o canto das baleias corcundas.
Jake ve Elwood, size yardım parası toplamak için... bu gece çıkıp müzik yapacaklar, şarkı söyleyecekler.
Esta noite, o Jake e o Elwood vão cantar e tocar... para juntarem dinheiro para vos ajudar.
Bu benim anlayışım kayıtlı 23 öğrenci var gelişmiş müzik türlerinde bu tarz ders serileri için.
Tanto quanto sei estão inscritos 23 estudantes nesta série de palestras sobre a forma avançada de música.
Bu çok hoş, müzik.
A música é linda.
Ama bu çok popüler bir müzik olmalı, yoksa müzik kutusunda olmazdı.
Mas deve ser uma melodia popular ou não estaria na caixa de música.
Ufaklık Doo, müzik işinden bu kadar çok anladığını bilmiyordum.
Não sabia que percebias tanto sobre o mundo da música.
Bu benim dünyadaki en sevdiğim müzik.
Esta é a minha música favorita em todo o mundo.
Bu yüzden sesini kes de rahat rahat müzik dinleyeyim.
Agora, vou ouvir boa música e dispenso as tuas sugestões. - Eu escolho.
Bu, Müzik sever Uluyan Deli Köpek Hint Tepesi'nin üstünden sana geliyor demek.
Aqui é o "DJ Cão Danado", transmitindo de Indian Dunes.
Gece gündüz duyduğumuz bu garip müzik de ne?
General, qual é aquela música estranha que ouvimos todos os dias?
Bu, sevişirken dinlenecek en tuhaf müzik.
Essa é a música mais estranha para se fazer amor.
- Aslı ben sana teşekkür ederim bu harikulade Noel gününde, bize böyle harikulade bir müzik dinlettiğiniz için.
- Sou eu que vos agradeço por esta música gloriosa neste glorioso Dia de Natal.
Bu şeyle müzik mi yapıyorsun?
- Tocas música com esta coisa?
- Bu bir müzik gurubu.
- É uma banda.
- Bu tür müzik uygun mu?
- Essa não é proibida?
Bu tür dans ve müzik zararlı olabiliyor.
Essas danças e esse tipo de música podem ser destrutivos.
Müzik, bu koşullandırmanın bir parçası.
A música faz parte do condicionamento.
O da dükkana gelir, onunla müzik ve bu işte ne kadar yükselmek istediğimi konuşurduk.
Um dia, ela foi à loja e falamos sobre música e de minha vontade de vencer nesta atividade.
İşte bu iyi müzik.
Isto é que é uma boa improvisação.
En güzel, en popülerparçalarsizi bekliyor. Portland KLAM radyosundan bol garnitürlü, tadına doyulmaz bir müzik sandviçi. Bu parça...
De tudo que aqui está, passamos o melhor que há, e que tal outra rodada de sucessos da KLAM, em Portland... é...
Terry bu bir müzik albümü.
Terry, isto é um álbum.
Bu da müzik mi?
Isso é música?
Öte yandan müzik bu işi daha acısız hale getirir.
No entanto, a música torna isto menos doloroso.
Bu iki hafta müzik setini saklamam gerektiğini gösterir.
Ou seja, duas semanas a esconder a aparelhagem.
Bu gece bana gelip müzik dinlemek ister misin? Hayır.
Queres vir a minha casa hoje à noite ouvir uns discos?
Bu bir porselenden salıncaklı at ve bir müzik kutusu.
Isto é um cavalo de porcelana e uma caixa de musica.
Bu sanki müzik seti kullanma kılavuzu gibi.
Que confusão. Ouve só.
Müzik hakkında bu kadar şeyi nasıl öğrendin?
Como é que sabes tanto acerca de música?
Bu... Müzik.
É... música.
- Fakat bu tür müzik yoktu.
- Mas ele não tinha música como esta.
müzik 464
müzik yok 25
müzik mi 28
müzik başlar 28
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu mümkün mü 117
bu muhteşem 145
müzik yok 25
müzik mi 28
müzik başlar 28
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu mümkün mü 117
bu muhteşem 145
bu müthiş bir şey 23
bu muydu 42
bu mümkün 171
bu mükemmel 158
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
bu müthiş 75
bu muydu 42
bu mümkün 171
bu mükemmel 158
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
bu müthiş 75