English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bıttı

Bıttı Çeviri Portekizce

29 parallel translation
Soruşturma bıttı.
A investigação acabou.
Her şey bıttı Rafael.
Acabou, Rafael.
- D.E.B.S i dağıttığının farkında değil misin?
- A culpa é minha. - Não consegues ver que ela está a dividir as D. E. B. S.?
Dikkatini iyi dağıttın, B.!
Boa diversão, B!
Sana, anneme ve herkese bakıyorum da, hepiniz bıcıttırmışsınız.
Eu olho para ti e para a mãe e para toda a gente a ficar entusiasmada.
- B'lik bir kağıttı.
- Era um teste para B.
Kirk diye biri kendi grubuyla Bohemian Rhapsody'yi çalacak oldu annem onları öyle hızlı dağıttı ki grup, aletlerini bırakıp kaçtı.
Uma vez, um tipo, o Kirk, estava a ensaiar a Bohemian Rhapsody, com a banda dele e a minha mãe foi tão dura, que eles fugiram sem instrumentos... e nem sequer voltaram.
Bir dakika. Bir dakika. Silahları A.B.D hükümeti adına dağıttığını söyledin.
Espere aí, disse que ele entragava armas do governo dos U.S. mas isso não faz sentido.
Kendinizi belirli aralıklar bırakarak dağıttınız.
Vocês distribuíram-se em intervalos iguais.
Amcam öldü ve bana yirmi bin pound bıraktı ama... ama çoğunu dağıttım.
Meu tio morreu e me deixou vinte mil libras, mas... mas dei de presente a maioria delas.
Pekala, bu... Bu, "beni yalnız bırak" ın tam zıttı.
Isso é o oposto de me deixares sozinha.
çatal bıçak kullanmak gibi... öğrenilmiş yeteneklerimizi kontrol eden... prosedural hafızanın zıttıdır.
escrita, andar de bicicleta... atirar uma flecha... garfos e facas...
Bu kanıttır, dostum, FBI'a götürülecek bir şey.
Isto são provas, meu. Algo que podemos levar ao F.B.I..
Canımızı acıttı ama bunun üstesinden geldik ve bunu geride bıraktık.
Sei que nos machucou, mas nós sobrevivemos, e acabou agora.
Güney Afrika Ulusal Partisi bütün kabileleri Güney Afrika'ya dağıttı, bende onları serbest bırakacağıma dair, hazine karşılığı anlaşma yaptım.
O governo Sul Africano destituiu todas as tribos do País. Fiz um acordo para deixá-los em paz... Em troca do tesouro.
Eğer bu puşt traş olup başrol oyuncusuna benzemezse... A, filmi iptal ederiz, B, verdiği zarar için onu dava ederiz ve C, yanlış tanıttığın için seni dava ederiz.
Se aquele cabrão não se barbear e se parecer com um actor principal, a ) cancelamos com o filme, b ) processamo-lo pelos danos causados e c ) depois processamos-te a ti, por má representação.
Vuruldum, bıçaklandım, ama bu gerçekten acıttı.
Fui atingido, fui apunhalado, e isso magoa, meu.
- Geçen sefer canımı acıttın. B - Sana zarar gelsin istemiyorum.
Segundo, não te quero mal.
Hayır, bir tüttürme ritüelinde av bıçağıyla kazıttım.
Não, foi raspada com uma faca num ritual.
İki milyar hediye dağıttık ve karda tek bir ayak izi bırakmadık.
Dois mil milhões de artigos entregues sem deixarmos uma pegada na neve,
Steve gibi adamlara artık güvenmiyorum çünkü Steve'e benzemeyen veya onun tamamen zıttı olan kişiler beni hep yüzüstü bıraktı.
Se perder o respeito para pessoas como Steve porque as pessoas ao contrário do Steve ou pessoas totalmente ao contrário de Steve. Decepcionam-me sempre.
The / b / board, kesinlikle facebook'un tam zıttı.
O tópico do / b /, é o exato oposto do facebook.
Sen doğduğu gün dışarı çıktım ve dağıttım ve anneni yalnız bıraktım.
No dia em que nasceste, saí e fui embebedar-me, e eu deixei a tua mãe sozinha.
Fena acıttı cidden çünkü gerçek bıyıktı.
Isto doeu mesmo, porque era um bigode a sério.
Hangisi daha çok acıttı, vurulmak mı, yaranı gizlemek için arkadaşın tarafından bıçaklanmak mı?
O que dói mais... ser baleada ou deixar que o seu amigo a esfaqueie para disfarçar a ferida?
Eğer kızın canını acıttıysanız,... acıtmayı bırak, dokunduysanız hesabını sorarım.
Se eu descobrir que ela está ferida, ou que tu tocas-te nela, então eu vou-te fazer pagar.
Şok tabancasının acıttığını biliyorum ama bana başka seçenek bırakmadın.
Sei que isto magoa um bocado, mas não me deixas escolha.
Monty, nereye gıttığımızı bılmelıyım.
Monty, preciso saber para onde vamos.
İki adam bıçak zoruyla girip evi dağıttılar.
TIVE DOIS RUFIAS EM CASA TEMOS DE FALAR

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]