Diyordun Çeviri Portekizce
1,313 parallel translation
Ona ne diyordun?
Como é que lhe chama?
Ne diyordun?
O que disse?
Ve tecavüz arttı, diyordun.
E as violações aumentaram.
- Bir şey mi diyordun?
- Estavas a dizer alguma coisa?
"Sana çok şey borçluyum" diyordun...
E que tal, "Devo-te tanto, Michael"?
"Başıma gelen en güzel şey bu" diyordun.
"És a melhor coisa que jamais me aconteceu".
Ne diyordun?
Que estavas a dizer?
Kabus gördün. "Kan," diyordun.
Tiveste um pesadelo, estavas a gritar... sobre sangue.
Ee, ne diyordun, seni küçük puşt?
O que foi que disseste, filho da puta?
Özür dilerim, ne diyordun.
Sinto muito.
İkide bir, krallığında herkes kendi kaderinin ve kendi kıçının efendisi olacak diyordun. Ama bu sadece senin için geçerli.
repetiu até não poder mais que em seu reino cada homem é dono de seu destino e de seu culo.
"Sana çok şey borçluyum" diyordun...
E então, "Eu devo-te tanto Michael"?
"Başıma gelen en güzel şey bu" diyordun.
"Tu és a melhor coisa que alguma vez me aconteceu, Michael."
Adama yalancı diyordun hani? Yalan söylüyor.
H, pensei que achavas que ele estava a mentir sobre isto.
Ne diyordun?
Estavas a dizer...?
- Ne diyordun?
- Estavas a dizer...?
Ne diyordun?
Estavas a dizer o quê?
Ne diyordun? Piper. Ryan, merhaba.
Estava a dizer? Ryan, olá.
- Ne diyordun?
- Estavas a dizer?
Boyun şeyini dene. Ne diyordun ona?
Experimente aquilo do pescoço.
Ne diyordun?
O que ias dizer?
Peki,'İki yıllık üniversiteye gideceğim'diyordun?
Então e o "Vou para um instituto"?
- Ne diyordun sen ona?
- Como é que chamas a isto?
Ne diyordun?
Continue.
- Sen bana şey diyordun...
Ele estava a falar-me da coisa.
Ne diyordun?
O que estavas a dizer?
Kendine aşk berbattır diyordun.
Você mesmo disse que o amor emprestava.
"Becer beni, becer beni." diyordun.
"Fode-me, fode-me, fode-me, fode-me."
Ne diyordun canım?
O que estavas a dizer, querido?
Sen de "Tamam." diyordun.
E tu disseste, "Está bem"
Affedersin, ne diyordun?
Desculpa, que estavas a dizer?
Ne diyordun?
O quê?
Ne diyordun hayatım?
O que estavas a dizer, querida?
Ne diyordun benim iyi arkadaşım?
Que estavas a dizer, meu bom amigo?
Ne diyordun?
Que ias dizer?
Yer tutması diyordun.
Qualquer coisa sobre Cocks and Quarters?
Sen ne diyordun.
Qual era a pergunta?
- Ne diyordun?
Á parte disso, o que é que estavas a dizer?
Şu salatalıklı sandviçlere ne diyordun?
Como se chamam aquelas sanduíches de pepino?
- Diyordun ki, sevgilim.
- Estavas tu a dizer...
- Ne diyordun?
Estava a dizer...
- Sen diyordun ki... biri kazara vakfa girmiş, korumayı vurmuş, 2OO, OOO doları çalmış?
- O quê? - Estás a dizer que... alguém entrou no banco por acidente, atirou no guarda e roubou 200 mil?
Özür dilerim. Ne diyordun?
Desculpa, o que dizias?
Beach Boys albümünde akor basmaktan mutlu olur diyordun.
É de pensar que ia ficar contente por ter uma canção.
Ne diyordun?
Tu estavas a dizer...
Sen ne diyordun?
O quê dizia?
Sen ne diyordun?
Que estavas a dizer?
Ne diyordun?
- Desculpa, o que estavas a dizer?
Affedersin, ne diyordun?
Desculpe, o que foi?
Ne diyordun ona?
Como é que lhe chamas?
Ne diyordun?
- Onde queres chegar?
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorsun ki 51
diyorlar ki 68
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorsun ki 51
diyorlar ki 68