Fel Çeviri Portekizce
90 parallel translation
Gelin, cinayet elçileri, gelin nerdeyseniz. Siz, ey varlığın göze görünmez kötülük yılanları... Gelin, sarın memelerimde kadınlığımı, zehire çevirin sütümü.
Vinde aos meus seios de mulher... e aceitai meu leite como fel... pastores da morte... onde estiverdes invisíveis espíritos que guardam o mal da natureza!
Dosta en çok ihtiyaç duyduğum an dostluğuna en güvendiğim kişi, ikiyüzlü, kof, hain ve düzenbaz çıksın.
No momento em que eu mais precisar de um amigo, e mais certeza tiver de sua amizade, que ele seja escuro, vazio, enganador... e cheio de fel contra mim.
Mr. Starbuck, bu ne cüret...
Sr. Starbuck, você tem mais fel...
- Kim bu kadar yırtık?
- Quem mais terá tanto fel?
Gözde kızım Snookie ile birlikteydim.
Estive com o meu fel favorito, Snookie.
Kafir Yahudi ciğeri, keçi safrası porsukağacı yongası.
Fígado de judeu blasfemo, fel de cabra e enxerto de teixo.
Barut fıçısı gibisin.
Estás cheio de fel.
Memnun oldum Sam.
Estou fel ¡ z, Sam.
- L.S.E.'de beraberdik.
- Andámos na Faculdade de Economia de Londres ( FEL ). Não diga?
En tatlı şey bile en acıya döndürüverir vardığı son,
Por atos, mel em fel se mudará ;
Safra gibi acı.
Amargo como fel.
Ama bu davetsiz kişi tatlı görünse de Dönüşecek acı bir zehire.
Mas há-d'esta intrusão, ora tão doce parecendo, mudar-se no mais amargo fel.
Lanet Rurik'i selamlayalım Zora Fel fatihi, Vrax'ın kurtarıcısı.
Então, brindemos a Rurik, o Maldito, conquistador de Zora Fel, libertador de Vrax.
'Balı seven soğuğu da sever.'
"Gostas de mel? Experimenta o fel"
Bende Yarim Fel sendromu var.
Tenho síndrome Yarim Fel.
Ölüm neden, Yarim Fel sendromundan kaynaklanan sinir sisteminde çöküntü.
Causa da morte : falência do SNC causada pelo síndrome Yarim Fel.
Orada oturur, kaşlarını çatıp sigara içer ve insanların kalbini kıran şeyler söylersin.
Tu só ficas aqui sentado, trombudo, a fumar e a fazer comentários cheios de fel.
Bu yanımı severdin!
Tu gostavas dos meus comentários cheios de fel!
Kadınlığımın göğüslerine gelin. sütümü âlin katliamın elçileri, nefretim için. görünmez ağartınızla her nerede bekliyorsanız... doğanın şeytanlığını.
Venham ao meu feminino seio, e transformem o meu leite em fel, ministros assassinos, que ajudam nas travessuras da natureza com as suas levianas substâncias.
Sadece kadın kısmının cesareti yok. Bu yüzden söyle diyor : "Sütümü safraya çevir"
Apenas que a sua parte feminina năo tem ânsias, entăo disse, "Converte o meu leite em fel,"
Ve sanırım zehir istiyor.
e eu vejo fel como veneno.
- " Cinsiyetimden uzaklaştırın beni, sütümü zehre dönüştürün.
" Tirem-me o sexo e transformem o meu leite em fel.
Cinsiyetimden uzaklaştırın beni, sütümü zehre dönüştürün.
Tirem-me o sexo, e transformem o meu leite em fel. "
İnanabiliyor musun? Saat 10 ve şimdiden öküz safrası kalmamış.
Não são nem 22 : 00, e estamos sem fel de Iaque.
Biz cadılar, bu sözlerle Büyücünün kötülüğünü tüketeceğiz
Nós, bruxas, com estas palavras de fel, O gozo do mago do Mal erradicaremos.
Biz cadılar, bu sözlerle Büyücünün kötülüğünü tüketeceğiz
Nós, bruxas, com estas palavras de fel, O gozo deste bruxo do Mal erradicaremos.
Fel'e gelmelisin. Orada.
Tens de vir à casa do do Fel... ele está lá.
İğrenç Purcell.
Miss Pur-fel.
Blon Fel Fotch Passameer-Day Slitheen.
- Blon. Chamo-me Blon Fel Fotch Passameer-Day Slitheen.
İçine bak, Blon Fel Fotch.
Olha para dentro, Blon Fel Fotch.
Jocrassa Fel Fotch Pasameer-Day Slitheen hizmetinizdeyiz.
Jocrassa Fel Fotch Pasameer-Day Slitheen ao seu dispor.
Sip Fel Fotch hariç tüm aile geldi. Kendisine bir av bulmuş.
Para todos menos o Sip Fel Fotch.
Sip Fel Fotch Pasameer-Day Slitheen öldü.
Sip Fel Fotch Pasamer-Day Slitheen está morto.
- L.A.'de yeni misin?
- Igualmente. - És nova em Fel A?
L.A.'dekileri seviyorum.
- Céus. Como toda a gente em Fel A.
Çürümüş üzüme ne dersin?
Talvez, um pouco de fel?
Biberleri ben yaptım, kuskusa da yardım ettim.
É verdade. Fiz o fel-fel e os pimentos e ajudei com o cuscuz.
Acı Ay.
Lua de Mel, Lua de Fel,
Yapsın, razıyım! Karşı koyamam ki zaten, güvercin yüreklinin biriyim! Ezilmeyi acılaştıran zehir yok ki bende
Sangue de Deus, teria de suportá-lo, porque a não ser que tenha fígado de pomba, sem uma gota de amargoso fel, há muito tempo já teria cevado todos os milhafres do reino com as vísceras daquele patife.
Joe Lee ayıkken kötü biri değildir.
O Joe Lee não tem mau fel quando está sóbrio.
- Mutlu olduğumuzu düşünüyordum.
Pensei que estávamos fel...
Safra gibidir koyu ve aşındırıcı.
Ele é como o fel... sombrio, corrosivo.
İçinde kötülük ve kinden başka bir şey yok. "
Não passa de escuridão e fel. "
Hep arayıştasın, hep gözlerin fel fecir okuyor.
Estás sempre a fugir, sempre a trabalhar nisso.
Bütün saçmalıklarını dinledim, bütün o huysuzluğunu ve yoluma attığın adice saçmalıklarını.
Escutei toda a tua merda, todo o seu fel... e essa porcaria mesquinha que me atiraste no meu caminho.
More krallıktaki yerini kaybetti çünkü inandığı konuda çekinmeden konuştu.
Mais fel da realeza porque dizia aquilo em que acreditava.
Kızgınlık.
Fel.
Saf kızgınlık.
Puro fel.
Ey cinayetin vekilleri anaç memelerime düşüp zehir edin sütümü. Görünmeyen cisminizle her nerede bigünah birilerine musallat oluyorsanız!
Venham ao meu peito de mulher e transformem o meu leite em fel, vocês, ministros assassinos, seja onde for, nas substâncias invisíveis, prestem serviços aos males da natureza.
L.S.E. mezunu olsa bile.
Mesmo tratando-se da FEL.
Ve şeytani, fel fecir okuyan gözleri.
Aposto que ela tem verrugas, Mouse, e olhos maus assustadores.