Gece ve gündüz Çeviri Portekizce
360 parallel translation
Vicdan, gece ve gündüz, uyurken ve uyanıkken.
Consciência, dia e noite, acordado e a sonhar.
Gece ve gündüz aldığı her nefesi dinleyerek yanında olman gerekecek.
Terá de estar com ele dia e noite, olhar por ele a cada instante.
Düğün pastası yürüyüşü Gece ve gündüz
A caminhada do bolo de noiva Noite e dia
Külkedisi, Külkedisi Gece ve gündüz bu, Külkedisi'dir
Cindereli, Cindereli Noite e dia, Cindereli
- Koruma altında, gece ve gündüz.
- Sob guarda, dia e noite.
Kızı defalarca gece ve gündüz bu apartmana girerken gördüm.
Vi-a entrar e saír deste prédio dezenas de vezes, dia e noite.
Telefonun dinleniyor ve üç adam seni gece ve gündüz izliyor.
O teu telefone está sob escuta e três homens vigiam-te dia e noite.
Gece ve gündüz barlarda. "Kaliforniya'da hafta sonu!" Havana'da hafta sonu! " Batı Hint Adaları'ndan Kalipso'nun sesini duyabilirsiniz.
E, em todo os dias e noites, nos bares Weekend in Califórnia... e Weekend in Havana soa o calipso, das Índias Ocidentais.
Gece ve gündüz kupalarıı dolu tutsun.
Uma caneca para cada, à noite e de manhã.
Gece ve gündüz çalıştım.
Trabalhei noite e dia.
Gece ve gündüz, her dakika birlikte olacağız.
Estaremos juntos a cada minuto do dia e da noite.
Gece ve gündüz.
Dia e noite.
Hayır. Onu gece ve gündüz istiyorum.
Não, quero dizer dia e noite.
"Giuliano'nun Mezarı" yla ona eşlik eden Gece ve Gündüz heykelleri.
O Túmulo de Giuliano e os seus companheiros de trabalho : "Noite" e "Dia"
Hayır ama, dünyanın gece ve gündüz saatini burada da yakından uyguluyoruz.
Mas não. Reproduzimos como podemos as condições terrestres da noite e dia.
İki gündür gece ve gündüz bana baktı. Kinin verdi, ateşimi kontrol etti.
Passou dois dias e duas noites comigo, a dar-me quinino e a tirar-me a febre.
"Oysa onun ( kutsanmış olanın ) saadeti Tanrı'nın kanunlarındadır..." "... ve onun kanunlarında her daim, gece ve gündüz huzur vardır... "
Mas cujo deleite é a lei do Senhor., e medita nessa lei dia e noite.
Havershaw, gece ve gündüz... vardiyaları için personel talep edelim.
Havershaw, quero que o pessoal... faça os turnos da noite e de dia.
Kim gece ve gündüz geçim için didinir...
Quem é que dia e noite Se mata para sobreviver
Eğer bir insan gece ve gündüz arasındaki farkı ayırdedebilirse... zamanı da söyleyebilir.
Quando se distingue... O dia da noite, se conhece o tempo.
Fer Sokağı, No : 5'in girişini gözleyin. Gece ve gündüz.
Vigiem a porta do número 5, na rua Iron, dia e noite.
Gece ve gündüz hesaplaşması burada.
O dia e a noite do ajuste de contas chegou.
Bir yıldır gece ve gündüz kımıldamadan seni bekledim.
Eu não sabia de nada. Há um ano estou aqui sem me mover... nem de dia, nem de noite.
Gündüz ve gece oturup dururuz. Penceredeki bir gölgeden korkarak.
Ficamos dia e noite sentados, com medo das sombras na janela.
Simdi uçamïyor ve gece gündüz bir laboratuvar masasïna hapis.
Já não pode pilotar e está preso ao trabalho de laboratório noite e dia.
Bay Tim gelip sana katır, pamuk tohumu ve gübre verse güneş gündüz gece parıldasa bile bu sene ürün alamazsın.
Tim venha, te dê uma mula, sementes de algodoeiro, algum guano e o Sol brilhe dia e noite. A näo ser que o Mr. Mesmo assim näo vais ter uma colheita este ano.
Gündüz ve gece mi?
Dia e noite?
Gündüz ve gece, ayın ışığında, ve yakıcı öğle güneşinde ben vefakar ve mütevazi kulunuz ile Hakar, düzenbazlar ve hilekarların tuzaklarına zehirlere, bıçak darbelerine, pusulara, türlü şeytanlıklara rağmen...
De noite, de dia, baixo a luz da lua e o fogo abrasador do sol este humilde servidor e o vosso criado Hakar lutámos contra enganos, armadilhas e emboscadas, veneno, esfaqueamento, Traição, mal, deslealdade.
- Burada kaç kişi görevde? Gündüz ve akşam vardiyasında üçer, gece vardiyasında da dört kişi.
3 de dia e de noite e 4 após meia-noite.
Yapımında yüzlerce gece ve gündüz çalıştım,
Centenas de fundições trabalham dia e noite, a fabricar armas com este novo metal.
Ama en büyük ilham, gece gündüz demeden tüm vaktini çalışmaya harcayan Boksör'den ve Benjamin'den geliyordu.
Mas a maior inspiração veio de'Boxer', que com o seu amigo'Benjamim'trabalhou de manhã à noite durante a estação, e depois.
Beyaz balina, önümüzde uzanan Ahab'ın kendisi ve intikamı arasında özgürce yüzerken... günlerce bıkmadan gece gündüz kürek çektik.
"Por longos dias e noites remámos sem cessar", "enquanto a baleia branca nadava livremente", "aumentando a distância entre si própria e a vingança de Ahab".
Sürekli gözlersin, açıklık ararsın, gece gündüz ve geldiğinde de...
Está atento, dia e noite, esperando a oportunidade, e quando chega...
Gerektiğinde gündüz ve gece çalışabilir.
Ele é capaz de trabalhar dia e noite.
Yabancı insanlar gece gündüz buraya girip seni çevirse ve çarşafın altından yoklama yapsa nasıl olurdun?
Como é que te ias sentir, com estranhos a entrar aqui dia e noite a virar-te, a remexer debaixo dos cobertores?
Fakat o zaman dek zincirlenmeli, ve gece gündüz izlenmelisin.
Mas... até lá tens que estar... acorrentado e vigiado dia e noite.
Gündüz bizim tavsiyemizi ister. Sonra gece olur ve...
De dia, ele pede-nos conselho, mas chegando a noite...
Senin ve benim için gündüz ama yıldız için gece.
É dia para ti e para mim, mas é noite para ela.
Gündüz ve gece.
De dia e de noite.
Gündüz ve gece.
Vou dizer Vou contar
Gece serinken yürüyecek ve gündüz dinleneceğiz.
O plano é viajar de noite quando está fresco... e descansar tanto quanto seja possível durante o dia.
Gündüz ve gece.
De dia, de noite?
Vatandaşlarımıza yönelik saldırılar ve bu saldırılar karşısında aşılması imkansız görünen bir krizin kaçınılmaz sonucu olarak, radyo istasyonumuz gece gündüz yayında olacaktır.
Devido à evidente ameaça que assola um número de cidadãos, e por causa da crise que estamos a enfrentar, esta estação continuará no ar dia e noite.
Gece gündüz, kadın ve içki... İşte burada.
Mulheres e uísque noite e dia Aqui o tendes
Gece gündüz bu dağları düşündüm ve de seni.
Dia e noite pensava nestas montanhas... e em ti.
- Gündüz ve gece.
- De dia e noite.
Gündüz hoş biriyle tanıştım ve aynı gece tutuklandığını gördüm.
Ao meio dia me despedi de um ótimo sujeito... e na mesma noite, eu o vejo preso.
Gördükleri her şey raporlanacak ve tarafsız bölgede gece gündüz devriye devam edecek.
Informe qualquer coisa que avistem. E que fiquem a circular sempre.
Denizaltı tersaneleri, uçak atölyeleri cephane fabrikaları petrol tesisleri ve nakliye yolları gece-gündüz hassas bombardıman için öncelikli hedef haline getirildi.
fábricas de aviões... fábricas de armamento... Docas de submarinos... petrolíferas... e transportes eram alvos prioritários para bombardeamentos de precisão.
İngiliz gece saldırıları ve Amerikan gündüz akınları yaklaşık bir hafta sürdü.
Os ataques britânicos nocturnos e as incursões americanas diurnas duraram quase uma semana.
Hava Kıta Nakliye Komutanlığı'na bağlı uçaklar gece gündüz uçtu ve gerekli malzemeleri bıraktılar.
Dia e noite, os aviões de carga largavam provisões essenciais.
gündüz 49
gece vakti 17
gece gündüz 60
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
gece kuşu 17
gece yarısı mı 17
gece yarısı oldu 27
gece vakti 17
gece gündüz 60
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
gece kuşu 17
gece yarısı mı 17
gece yarısı oldu 27