English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ H ] / Haberin olsun

Haberin olsun Çeviri Portekizce

680 parallel translation
Çok azıyla yetiniyorsun, haberin olsun!
Devo dizer que se contenta com pouco.
Haberin olsun Jerry, seni dinleyen yok.
Devo dizer-te, Jerry, que ninguém te está a ouvir.
Dur, başına bir bela alıyorsun, haberin olsun.
Espera, quero que saibas no que te metes.
Sadece haberin olsun istedim. Sana bir şey olsun istemiyorum.
Não quero que te aconteça nada.
Haberin olsun.
Vá...
Diello, seni koruyacağız, haberin olsun.
DIELLO, ESTAMOS AQUÍ PARA PROTEGÊ-LO.
- Haberin olsun, Helen beni seviyor.
- Deixa-me que te diga, a Helen ama-me.
Haberin olsun, bugün Franz Joseph Nene ile nişanlanacak.
Vou antecipar-te uma notícia. Francisco José vai ficar comprometido hoje com a princesa Helena.
Sen düşünedur, ama haberin olsun, gösteri ülke çapında televizyonda yayınlanacak.
E também pensa que a função aparecerá em televisão.
Haberin olsun, Tavernier, bazı gelişmeler var.
Tenho notícias para o senhor.
- Akşam yemeğine bizdesin, haberin olsun.
- Tens que jantar conosco esta noite.
Haberin olsun, topraklarına...
Para tua informação, ele reclamou os nossos escalpes...
Haberin olsun Arap olmak sandığından daha zordur.
Porém, vou dizer-te uma coisa tornares-te árabe não será tão fácil como julgas, harita!
Bir daha Tanca'daki kadar... anlayışlı olmayız, haberin olsun.
Desta vez, nao seremos tao compreensivos como o fomos em Tânger.
Çıktığın zaman başına gelecekler var, haberin olsun.
Quando saíres já sabes para onde é.
Ve haberin olsun Noel icin kizkardesime gidecegim... dondugunuzde burda olmayabilirim. Tamam.
Quero avisar-te que vou á minha irmã e pode acontecer que quando regressarem já cá não esteja.
Haberin olsun, seni baştan çıkarmam gerekmiyordu.
Para tua informação, não tinha por missão seduzir-te.
Sarhoş olduğumu biliyorum ama yine de şehirdeki en beyaz zenci o ve bu konuda fikrimi değiştirmeyeceğim, haberin olsun.
Já sei que estou bêbado, mas segue sendo o negro mais branco da cidade, e não vou trocar de opinião sobre isso, advirto-lhe isso.
Haberin olsun, benden kurtulman hiç kolay olmayacak..
Vai ser muito dificil veres-te livre de mim.
Haberin olsun, kutlama yaparken hiçbir masraftan kaçınmam.
Já sabes, não olho a despesas quando celebro.
Haberin olsun, sarı ışık yanıyordu.
Para tua informação, a luz estava amarela ali atrás.
Haberin olsun at eti.
Aviso que é carne de cavalo.
Marvin, haberin olsun, bende çok ciddi bir uçuş korkusu vardır.
Marvin, tenho de te dizer, tenho muito medo de voar.
Neyse, sadece haberin olsun istedim. Vereceğin karara saygı duyacağım.
Só te queria dizer isso, mas o que decidires, por mim está bem.
Kiki bu gece gidiyor haberin olsun dedim.
Era para avisar que a Kiki parte hoje.
- Haberin olsun, bir iş buldum.
- Fica sabendo que tenho emprego.
Lisa matematikten A aldı, sadece haberin olsun diye söylüyorum.
A Lisa teve um A em matemática, e estou a mencioná-lo porque é notícia. Não te estou a rebaixar.
- Ve haberin olsun paraya alerjim yok.
Não sou alérgica ao dinheiro.
Kendi iyiliğini düşünmüyor olabilirsin ama bu pervasızlığın yüzünden başkalarını da tehlikeye atıyorsun, haberin olsun.
Por muito pouco que te preocupes pelo teu bem estar... devias considerar que há outros... que podem ficar em perigo pelo teu descuido.
Kızım, haberin olsun, artık Ike seni becermeye çalışacak.
Garota, sabes que o Ike vai-te fazer ralar.
Bunu dostluğumuza dayanarak söylüyorum, haberin olsun diye.
Só estou a dizer isto por amizade, para que saibas.
Ama haberin olsun... burada işlerin şakası yok.
Mas devo dizer-te... que isto não é brincadeira.
Haberin olsun. Uyarmadı deme.
Depois não digas que não te avisei.
Haberin olsun patronun yarın dışarı çıkacak.
Só sei que o Rodney sai sob fiança amanhã.
Bir daha Lord'a aleyhimde bir şey söylersen seni ellerimle gebertirim, haberin olsun.
E se voltardes a denunciar-me a Sua Senhoria espremo todo o vosso pus com as minhas mãos.
Ofisini ben alırım tabi, ama, "Don Giovanni" yi, ilk kermeste satacağım haberin olsun.. - Tamam.
Aceito o gabinete, mas dispenso o "Don Giovanni".
Haberin olsun, burası da pek güvenli sayılmaz.
Nem é seguro aqui sequer!
Dinle, hat kesilmeden önce haberin olsun... acilen bazı malzemelere ihtiyacımız var.
Sim, ouve. Antes que a ligação caia, Vou liderar uns sobreviventes através desta ventoinha de ventilação.
Ama yarın da 50,000'i getirmeyecek olursan bir daha ayağa kalkamazsın, haberin olsun.
Se não vieres amanhã... com os 50, não serás capaz de voltar a andar. Entendeste?
Haberin olsun, her gelişimde yatıya kalmayacağım.
Aviso-te, não vou dormir aqui de cada vez que vier.
Eğer hemen anahtarı vermezsen, beynini dağıtacağım haberin olsun.
E, se não me deres a chave, vou-te estourar os miolos!
Ama haberin olsun, duyduğum şu :
Para que conste, vou dizer-te o que ouvi.
Haberin olsun, sürüyle rahatlatıcı hobim var.
Eu tenho, tu sabes que tenho muitos hobbies relaxantes.
Haberin olsun, bir sürü şeyi sorgusuz sualsiz kabul ediyorum.
Só quero que saibam que levo muita fé nisto.
- Haberin olsun zeki çocuk olay öyle değil.
Tenho uma novidade para ti, espertalhão.
Haberin olsun, ben sen değilim.
Isso é óptimo, mas eu não sou tu.
Haberin olsun ağlayabilirim.
Bom, só para ficar avisada... ... eu posso chorar.
Haberin olsun kuponun süresi bitiyor.
O cupão expira, sabias?
Haberin olsun uymam gereken kurallar var.
Para que perceba as linhas com que me coso...
Çok sinirli haberin olsun.
Está histérico.
Ama haberin olsun, ne annen, ne de baskalari hiç umurumda degil.
Eu sei tudo sobre a princesa Sorokina! Vou dizer-te uma coisa!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]