Hiç sanmam Çeviri Portekizce
589 parallel translation
Hiç sanmam.
Não, senhor.
Hiç sanmam.
Não penso.
- Hiç sanmam.
- Não me parece.
Hiç sanmam.
Acho que não.
Sonraki bölümü seveceğini hiç sanmam.
A próxima parte, acho que não vai gostar.
- Hiç sanmam. Karar vermeleri bile 10 sene aldı.
Demoraram 10 anos a decidir.
- Dinle, hiç sanmam senin...
- Ouça, não quer...
Hayır, hiç sanmam.
Não, você não.
Hiç sanmam.
Não me parece...
- Hiç sanmam.
- Dúvido.
Hiç sanmam.
Não me parece.
Yanlış adamla uğraşıyorsun. - Hiç sanmam.
Penso que sabe a resposta de algumas perguntas que tenho em mente.
Hiç sanmam.
Oh, acho que não.
Hiç sanmamıştım.
Não achei que tivesse.
Yazık ki, ne yaparsak yapalım, buna razı olacağını hiç sanmam.
Mas temo que a tanto não o saibamos mover.
- Hiç sanmam.
- Nem pensar.
Ama bana göre, Jimmy yeni bir kız arkadaş bulmuşsa... Ablasını karşılamaya vakit ayırıp da geleceğini hiç sanmam.
Mas parece-me, que se o Jimmy encontrou uma namorada... ele não vai perder tempo para se encontrar com a irmã.
Benim savımı doğrulayacağını hiç sanmam.
Não creio que isso possa confirmar a informação.
Hiç sanmam.
Dificilmente acredito nisso.
Şey, Hiç sanmam ki, Bayan Pryor...
Bem, eu acho que, dificilmente, a Sra. Pryor...
Hiç sanmam, ismim de Martine.
Duvido, e meu nome é Martine.
Hiç sanmam dostum.
É pouco provável.
Önce polis bulursa, çeyrek milyon doları bize vermeyi düşüneceklerini hiç sanmam.
Se a policia o encontrar primeiro, não vão trazer... aquele quarto de milhão a nós. - Oh, Adam...
Santa Rosita'ya gideceklerini hiç sanmam. - Culpeper çok bağıracak.
Não vão gostar disto em Santa Rosita.
- Hayır, hiç sanmam.
- Não, não me parece.
- Yarın elimize bir fatura verilebilir. - Hayır hiç sanmam.
- Talvez recebamos a conta amanhã.
- Hiç sanmam. - Binbaşı!
- Quer apostar?
Hiç sanmam, o asla burada durmaz.
Sim, mãe. Eu acho que não.
O kadar korkutucuydu ki bir daha aklımdan çıkacağını hiç sanmam.
Foi tão assustador, que acho que nunca vou esquecer.
- Hiç sanmam.
- Não creio.
- Hiç sanmam.
De forma alguma.
Yok, hiç sanmam.
Não, com elas, não.
Olabilir ama hiç sanmam.
É óbvio que é possível, mas penso ser muito improvável.
- Hiç sanmam.
- Duvido disso.
Hiç sanmam, Gaius Silius.
Não me parece, Gaio Sílio.
Hiç sanmam.
Penso que podemos ter levantado suspeitas.
Hayır, hiç sanmam.
Não, penso que não.
- Becerebileceğini hiç sanmam.
- Acho que ele não aguentava.
Eğer hayatımı gözden geçirmeye başlarsam daha kibar olacağımı hiç sanmam.
Se recordar a minha vida, não me vou tornar mais bondoso.
- Hiç sanmam.
Não creio.
- Hiç bir yerde daha iyi olduğunu sanmam.
Não é bom em nenhum lugar.
- Hiç sanmam.
- Duvido.
Onun hayatında hiç içki içmiş olduğunu sanmam.
Acho que a miúda nunca tinha bebido nada em toda a vida dela.
- Sanmam. Hiç yazmadım ki.
Não escreví nenhuma.
Oh, hiç geri döneceğini sanmam.
- Ele nunca mais vai voltar.
Hayır, hiç kimsenin bildiğini de sanmam. Uh-uh.
Acho que este não serve.
Kampüsü hiç terkettiğini sanmam, sanki gidecek başka yeri yokmuş gibi.
Acho que nunca saiu de lá. É como se fosse um navio e ele não tivesse para onde ir.
O şatodaki hiç kimsenin bir daha konuşabileceğini sanmam.
Acho que ninguém no castelo seria capaz de voltar a falar.
Hiç bir şeyi umursamadığını biliyorum ama bizi satacağını sanmamıştım.
Sei que te estás nas tintas para tudo, mas nunca pensei que nos trairias.
Sanmam. Daha önce hiç böyle bir şey olmamıştı.
Duvido, isso nunca me aconteceu.
Hiç sanmam.
- Acho que não.
sanmam 356
hiç sorun değil 240
hiç şüphem yok 65
hiç şansım yok 23
hiç sorma 68
hiç sanmıyorum 775
hiç şüphesiz 81
hiç şansı yok 60
hiç şüphen olmasın 30
hiç sevmem 23
hiç sorun değil 240
hiç şüphem yok 65
hiç şansım yok 23
hiç sorma 68
hiç sanmıyorum 775
hiç şüphesiz 81
hiç şansı yok 60
hiç şüphen olmasın 30
hiç sevmem 23