Istemez misin Çeviri Portekizce
1,438 parallel translation
Ekibin geri kalanı ile tanışmak istemez misin?
Não queres conhecer o resto?
Ufak bir fırt istemez misin?
Fá-lo-ias por um lanche do Bender?
- Sahanda yumurta istemez misin?
- Sim. - Não os prefere mexidos?
İki zile birden vurmak istemez misin?
Para tocar a valer. Não gostarias de bater em ambos os pratos?
Daha heyecan verici bir figür istemez misin?
Não preferes um boneco de uma personagem emocionante?
Sen bir şey eklemek istemez misin David?
Quer acrescentar alguma coisa, David?
Kahve istemez misin?
Porquê? Não queres um café?
Sallamak istemez misin?
Faz-te mesmo querer abanar, não é?
Şimdiye dek sofra tanziminde ne kadar başarılı olduğunu bilmek istemez misin?
Não estás curiosa... quantas definições de lugares tens até agora?
Oturmak istemez misin?
Quer sentar-se?
Merhaba, Bay Bayraksız! Bir bayrağın olsun istemez misin?
Não te dera teres uma bandeira?
Beşinci Sarabandı çalmak istemez misin?
Não queres tocar a quinta sarabanda? - Agora?
Bizi tanıştırmak istemez misin?
- Não nos queres apresentar?
Coleman, batıyı görmek istemez misin?
Coleman, não gostavas de ir ao Midwest?
Biraz daha kalmak istemez misin?
Não queres ficar mais um pouco?
- Sonsuza dek yaşamak istemez misin?
- Não quer viver para sempre?
Gece yarısı yüzmek istemez misin?
- Não queres tomar o banho da meia-noite?
Birazcık istemez misin?
Não queres?
- Oynamamı istemez misin?
Não me querem fazer uma audição?
Hayatının geri kalanını... bir kızla geçirmek istemez misin?
Não estaremos destinados a passar o resto da vida com uma certa miúda?
Gitmek zorunda kaldım herifler o gördüğün üstsüz karı var ya,... devamını görmek istemez misin diye bastırdılar.
Acabei por ir porque, vocês vão-me apoiar, se viram uma mulher nua vão querer vê-las todas nuas!
Başkasını emmek istemez misin?
Não vais chupar mais ninguém?
Uçuruma gözlerini diktiğinden beri, hiç bir şey görmüyorsun. Başımı koparmadan önce, gerçeği bilmek istemez misin?
Desde o teu primeiro passo no abismo das trevas não queres saber da verdade antes de cortares a minha cabeça?
Çantalarını içeri getirmek istemez misin?
Não queres trazer as tuas malas para dentro?
Birazını istemez misin?
Que bom! Não queres uma trinca?
Birini tanımak istemez misin?
Nunca queres chegar a conhecer realmente alguém?
Benimle gitmek istemez misin? Dans Kursu?
Aulas de dança... salsa.
- Evet, bir daha düşünmek istemez misin?
Pois sim, a menos que queiras reconsiderar.
- Benim gibi iyi olmak istemez misin?
- Não queres ser fixe como eu?
Seni şımartmamı daha çok istemez misin?
Não prefere antes que lhe dê mimos?
Burada olmak isteyen birini istemez misin?
Não preferes a companhia de alguém que queira estar aqui?
- Lastikleri tekmelemek istemez misin?
- Não queres apressar tudo?
Bir daha düşünmek istemez misin?
De certeza que não reconsideras?
Sen de tomar tomar paracıklar istemez misin?
Dinheiro lindo, lindo. Não és um maço grande de dinheiro lindo?
- Buraya bizi tehdit ettiğin için değil kendi isteğimizle gelmemizi istemez misin?
Deixa-me fazer uma pergunta : Não preferias que te visitássemos por querer... e não por acharmos que dependemos de ti?
İşe yaramazın tekiyim diyorsun. Beni de o yola düşmekten kurtarmak istemez misin?
Achas-te um falhado que não me pode tirar deste destino maravilhoso.
Herkesle birlikte olmak istemez misin?
Não queres estar lá fora, com toda a gente?
- Doğrusunu yazmak istemez misin?
- Não está interessada na verdade?
Kendini gerçekten test ettiğinde ne olduğunu görmek istemez misin?
Não queres ver o que acontece se te testares?
Haydi, bana etrafı göstermek istemez misin?
Vamos. Não me queres exibir por aí?
Krep zamanı! ...... Benim kreplerimden istemez misin? " derken duymak istemiyorum.
Tempo de comer panquecas porque nao comes das minhas panquecas
Bilmeyi istemez misin?
Não gostarias de saber?
Normal bir hayatı olsun istemez misin?
Não quer que ela tenha uma vida normal?
Nesa'ya Goa'uld'dan bağımsız bir şekilde yaşama şansı vermek istemez misin?
Nao quer dar à Nesa uma oportunidade de viver livre dos Goa'uid?
Hadi, sen de doğruya ne kadar yaklaştıklarını görmek istemez misin?
Não gostas ocasionalmente de ver se eles estão a ir a algum lado certo? Olá?
Kocacığınla bir kere daha yapmak istemez misin?
Casaste comigo.
Açık havada olmak istemez misin?
Não preferes andar ao ar livre?
Bize olanları bilmek istemez misin?
- John, espera, não queres ouvir?
- Daha yakına oturmak istemez misin? - Böyle iyiyim.
- Não te queres sentar mais perto?
Burada benimle uyumak istemez misin?
Não queres dormir aqui comigo?
- Nasıl öldüğünü bilmek istemez misin?
Não quer saber como é que ele morreu?
misin 24
mısın 19
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsun 47
istemiyorsan 36
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
mısın 19
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsun 47
istemiyorsan 36
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemiyor musunuz 34
istemek mi 21
istemiyoruz 30
istemezsin 24
istemiyor mu 16
istemedim 58
istemiyor musunuz 34
istemek mi 21
istemiyoruz 30
istemezsin 24
istemiyor mu 16