Iştemiyorum Çeviri Portekizce
64,259 parallel translation
Sıkboğaz etmek istemiyorum.
Sem pressões.
Risk almak istemiyorum.
Mas eu não quero arriscar.
Senden ayrılmayı istemiyorum.
Odeio ter de te deixar.
Bazı konularda evet... ama bana farklı gözle bakmanı istemiyorum.
De certa forma, mas não quero que me trates de forma diferente.
- Clary'yi konuşmak istemiyorum.
- Já te disse que não falava da Clary.
Kimseyle görüşmek istemiyorum.
Eu não quero sair com ninguém.
Tek bir kişi hariç kimseyi istemiyorum.
Com mais ninguém, na verdade.
Alec, seninle kavga etmek istemiyorum.
Alec, não quero discutir contigo.
Bunu istemiyorum.
Eu não queria que morresses.
Dövüşmek istemiyorum.
Não quero lutar contigo.
Bundan böyle senden hiçbir şey istemiyorum.
Eu nunca mais quero nada de ti.
- Ve ben kalp cerrahı olmak istemiyorum.
E eu não quero ser um instrutor de ioga.
Aramızda daha fazla sır olmasını istemiyorum.
Apenas não quero que hajam mais segredos entre nós.
Black Siren'in ondan kalan tek şey olmasını istemiyorum.
Não quero que a Sereia Negra seja tudo o que restou dela.
- Elbette istemiyorum.
É isso mesmo, não quero.
- Slade Wilson'a da güvenmek istemiyorum.
E não quero ter de confiar em Slade Wilson.
Arkana bakınca bir şeyin kalmamış olsun istemiyorum.
Só não quero que fiques sem nada.
Numara istemiyorum. Dürüst olmalı. Sen öyle diyorsun.
Não quero truques, tu dizes que devemos ser honestos.
- Çörek istemiyorum.
- Não quero um dónute.
İçki içtiğini görmek istemiyorum.
Não o quero ver a beber agora.
Bira istemiyorum. Ben gidip sigara içeceğim.
Não me apetece beber cerveja.
Senden kurtulmak istemiyorum.
Não quero estar um tempo sem ti.
Hak etmek istemiyorum, sahip olmak istiyorum.
Não as quero merecer. Só as quero ter.
- Dökülsün istemiyorum.
- É que... Não quero que se entorne.
Victor'a hayır demek istemiyorum ama...
Não quero dizer "não" ao Victor, mas é...
Paranoyaklaşıyorum ve adama dokunmak istemiyorum.
Mas fico paranoica e não quero tocar no tipo.
Bir yıl kimseyle çıkmak istemiyorum demiştim, unuttun mu?
Disse-te que queria estar um ano sem namorar, lembras-te?
Ev ödevi istemiyorum.
Não quero um trabalho de casa.
İstemiyorum ama iş benim sınırı geçmemle, ikinizin sınırı geçmesi arasında bir yere gelirse, bu çok basit bir seçim olur.
Não, mas se há escolha entre cruzar a linha ou um de vocês cruzar, essa é uma escolha muito fácil.
Açıkçası Dedektif Malone'un ölümüyle ilgili durumları saklamak istemiyorum.
Sendo assim, não gosto de encobrir as circunstâncias em volta da morte do detective Malone.
Günün geri kalanında mümkünse yalan söylemek istemiyorum.
Quero falar a verdade o resto do dia, se for possível.
- Dövüşmeni istemiyorum.
Não quero que lutes com ela.
Artık bunu yapmak istemiyorum.
Já não quero fazer isto.
Bunu sormayı hiç istemiyorum ama orada ne kadar hava kalmıştır?
Odeio perguntar isto, mas quanto ar é que eles têm?
Bunun olduğunu görmek istemiyorum, Oliver.
Não quero que isso aconteça, Oliver.
Hamile olduğumu kimseye söylemeni istemiyorum.
Não quero contar a ninguém sobre estar grávida.
Çünkü sizlerle çarpışmak zorunda kalmak istemiyorum.
Pois não quero ter nada a ver com matar um dos nossos.
Aslında istemiyorum.
Na verdade, não quero.
Bunu olduğundan daha zor hale getirme çünkü duygularımı incitmeni istemiyorum.
Não tornes isto mais difícil por não me quereres magoar.
Bu durumdayken, onu senin yanında görmek istemiyorum.
No estado em que ele está, não te quero próxima dele.
İnsanların deli olduğumu düşünmesini istemiyorum.
Não quero que achem que estou louca.
Aşağı Dünyalılar'ın ölmesini istemiyorum.
Não quero que os do Mundo à Parte morram.
Tutsakların yanına yaklaşmasını istemiyorum.
Não o quero por perto dos prisioneiros.
Şu berbat şeyi gerçekten duymak istemiyorum.
Não quero ouvir essa merda.
Artık gangster olmak istemiyorum Miller.
Já não quero ser um gangster, Miller.
Hangi konuda ihtiyacı olduğunu bilmek istemiyorum.
Não quero saber do que se trata.
Kimin yaşayıp kimin öleceğini söyleyen kişi olmak istemiyorum.
Eu não quero ser aquele que diz quem vive ou morre.
Ranza veya iş istemiyorum!
Eu não quero uma cama ou um trabalho.
Büyüyüp Michelle gibi olmak istemiyorum.
Não quero crescer e ser como a Michelle.
Ben sadece tarihin tekrar etmesini istemiyorum.
Só não quero que a história se repita.
Hayatını daha da zorlaştırmak istemiyorum.
Não quero dificultar-te mais a vida.
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58