English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Kadın da

Kadın da Çeviri Portekizce

12,120 parallel translation
Kadın da muhtemelen bunu biliyordur.
Acho que ela sabe disso.
Anlaşılan Hard News, çok çağdışı ve ciddi kadın da resmen şeytan. Kendinden büyük olanları kovacak.
Aparentemente, "Hard Noticias" é demasiado velho, demasiado sério... e ela é uma assassína sorridente, que despede qualquer um mais velho que ela.
Kadın da, ağacın meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu görünce ondan bir meyve koparıp yedi.
Quando a mulher viu que o fruto era bom e podia comer, e era uma delícia para os olhos, e aquele fruto cobiçado dava "conhecimento" ela pegou na fruta e comeu.
- Kadın da böyle demişti.
- É isso que elas me dizem.
Steven Avery'nin adalet sisteminin haksız yere mahkûm ettirdiği bir kurban olmaktan genç bir kadının soğukkanlı katilliğine evrilme süreci hayret vericiydi.
A transformação de Steven Avery... PROCESSO CIVIL DE AVERY... de uma vítima de um erro da justiça, para Steven Avery, o assassino horrendo de uma jovem inocente, foi de cortar a respiração. ADV.
Brendan eve yaklaştıkça imdat çığlıklarını daha net duyuyor çığlıkların bir kadından geldiğini anlıyor ve Steven Avery'nin kapısını çalıyor.
Conforme se aproxima da casa, ouve gritos mais altos a pedir ajuda, reconhece que são de uma mulher e bate à porta da casa de Steven Avery.
Ağ mühendisi olarak, Teresa Halbach adlı genç bir kadının telefon kullanımıyla ilgili dökümleri incelemeniz istendi mi sizden?
Como engenheiro de redes, pediram-lhe para analisar os relatórios da utilização de comunicações de uma jovem chamada Teresa Halbach?
Memur size plakanın kayıp bir kişi ya da kadın adına kayıtlı olduğunu söylüyor.
E é-lhe dito que a matrícula está no nome de uma pessoa ou mulher desaparecida.
Bobby Dassey burada şahitlik ederken öğleden sonra 2 : 45 sıraları pencereden bayan fotoğrafçıyı gördüğünü ve gördüğü kadarıyla kadının fotoğraf çektiğini söyledi.
O Bobby Dassey testemunhou que, cerca das 14h45 da tarde, viu a fotógrafa pela janela e ela parece estar a tirar fotos.
Dresden'da kadın kliniği yönetiyor.
Ele administra uma clinica para mulheres em Dreston.
Dinle, ahbap. Düğünler, kadınların çocukluktan kalan fikirlerinden ve abes fantezilerinden oluşan abartılı partilerdir.
Olha, as bodas são festas exageradas... derivadas de fantasías irracionais de mulheres... e de ideas preconcebidas da infância.
Kadın, dışarıda dolaşabiliyordu.
Aquela mulher aguentou-se lá fora.
Earl'ü o yaşlı kadının sırtına sokmak kimin fikriydi?
Quem achou que seria engraçado colocar o velho Earl nas costas da senhora?
Seni kulüpten çıkaran o kadın nasıl biriydi?
A mulher da boate... Como é que ela é?
- Ve o da Manhattan kadını.
- E ela gosta de Manhattan.
Ve kadını da.
E para as mulheres.
Bir kadın ya iyi eğitimlidir ya da iyi terbiyelidir.
Uma mulher é altamente treinada ou altamente refinada.
Önerin hoşuma gitti, kadın.
Gosto da sua ideia, minha senhora.
Sacramento kadın basketbol takımıyla çıplak paraşütle atlamayı unutmamak lazım.
E não esquecer o base-jumping nu em grupo com as Sacramento Monarchs, da WNBA.
Aslında ev arkadaşımla da tanıştınız, çamaşırhanedeki yaşlı kör kadın Al.
Partilho essa casa com alguém que já conhecem, a idosa cega da lavandaria, a Al.
Elbette ilginç bir karakter yapısı vardı Miranda orası su götürmez fakat soykırım kendi halkından 10.000 erkek, kadın ve çocuğun ölümünden sorumlu olması onu tarihin yanlış tarafına koymuştur.
Ele era um personagem em destaque no palco internacional... Admito que sim, mas creio que o genocídeo... que causou a morte de 10.000 do seu próprio povo, homens, mulheres e crianças... coloca-o no lado negro da História.
Seni mağazada unutmamaya ya da gazetedeki kedili kadın gibi çamaşır makinesine koymamaya çalışacağım.
Vou tentar recordar não te deixar numa loja... ou dentro de uma máquina de lavar, como aquela mulher no jornal fez com o gato.
Kadın hakları için yürüyüş vardı.
Há uma marcha pelos direitos da mulher.
Geçen akşam Tanca'da güzel bir kadını kurtardım.
Pois, bem, ontem à noite salvei uma mulher bonita em Tânger.
Bunlar da gecenin iş kadınları. Çaktın mı?
Estas são as minhas damas de negócios desta noite, percebes?
- Ninenin kadın kulüplerine gidebilirsin.
Podes usar os tacos da tua avó, estão ao pé da porta da entrada.
Ninemin cenazesinden bir gün sonra kadınlara yavşadığın anda deli olduğunu anlamalıydım.
Devia ter percebido que eras doido quando começaste a atirar-te a outras mulheres no dia a seguir ao funeral da avó.
Merhaba Simon, lütfen oğluna yardım eden o kadının iletişim bilgisini gönder.
Olá, Simon, Envia-me o contacto da mulher que ajudou o teu filho, por favor.
- Bu kadınların kaderidir.
É o destino da mulher.
Kadınlar ismini yemekten ya da seksten alan ruj satın alırmış diyorlar.
Dizem que as mulheres gostam de comprar batom com nome de comida ou sexo.
Annenin yaşına bakarsak, bu kadın ne kadar gençse, o kadar hızlı olur.
Depende da idade da mãe. Quanto mais jovem for, mais rápido isto acontece.
"Kadın Saati" nde şimdi, "Shakespeare'in karısı bunalımda mıydı?"
E a propósito de "Hora da Mulher", a mulher de Shakespeare era deprimida?
- Uzan ve kadının kırmızı şarabını kap.
- Apanha o copo de tinto da senhora.
Aslında pek bayan da değil, babası Albert White olan bir hayat kadını.
Não era bem uma senhora, mas uma puttana mafiosa envolvida com o Albert White.
Esir olmuş ruhlardan bahsetmişken Bay Gary L. Smith'in Seabord Limited'e bir yataklı vagonda karısıyla diğer vagonda da o hayat kadınıyla bindiğinin görüldüğü söylendi.
Por falar em almas cativas, disseram-me que o Sr. Gary L. Smith foi visto a entrar no Seaboard Limited, com a mulher dele numa carruagem de luxo e aquela puta maestra noutra.
Graciela'nın bungalovlarını inşa ettik. Çocuklar ve terk edilmiş kadınlar için kalacak bir yer.
Construímos as casitas da Graciela para mulheres e crianças abandonadas que não tinham onde ficar.
Hayallerinin kadını için buraya geldi.
Veio atrás do amor da vida dele.
Kadın.
Da mulher.
Kadın ve çocuklar gıda ve yiyeceklerden yoksunlar, çünkü Bogue adlı biri vadimizi ele geçirip madencilik yapmak istiyor.
Há mulheres e crianças sem comida nem bens essenciais. Tudo porque um homem chamado Bogue quer explorar as minas do nosso vale e ficar com ele.
Kadını için ona müsamaha gösteriyorsun. Kadın senin zaten.
Toleras-lhe por causa da mulher dele.
Sanırım kadınların da var evet, doğru.
Acho que as mulheres também têm, é verdade.
Viskinin Rusya'da ihtiyar bir kadın tarafından icat edildiğini biliyor musun?
Sabia que o whisky foi inventado por uma velhinha na Rússia?
Şu çocuk neden gidip de kendine doğru düzgün bir iş bulmuyor ve kadınına bakmıyor, bilmiyorum.
Não sei porque aquele rapaz não arranja um trabalho decente e cuida da mulher.
Aman be kadın. Bono da aileden.
Bolas, mulher, é o Bono.
Kadın, Gabe'in kira parasından olduğu için kızgın, o kadar.
Ela está zangada porque não recebe o dinheiro da renda.
Benim adım Michelle Darnell ve Amerika'nın en zengin 47. kadınıyım.
Eu chamo-me Michelle Darnell... e sou a 47ª mulher mais rica da América.
Bir polis amiri, bugün Harry'nin Izgara Restoranı'nda öldürülen ve şimdi kimliği Helen Kimmel olarak açıklanan kadının cinayetiyle ilgili ipuçları aradıklarını basına aktardı.
A Polícia disse à imprensa que ainda estão à procura de pistas sobre o brutal homicídio da mulher identificada como Helen Kimmel no Harry's Rainbow Grill.
Kızlara ortalama bir penise sahip olduğunu söylüyor, ve bunu sanki bir kağıda itiraflarını yazarmış gibi yapıyor, Kadınlara, ne kadar büyük olduğunu anlatan erkeklerden sonra bir rahatlık çöker.
Ele diz às miúdas que tem uma pila mediana e enquanto que isso pode parecer moderadamente constrangedor no papel as mulheres ficam aliviadas de todos os homens que falam do quão bem dotados são.
Şey bölümü var mı, hani bir kadın vardı, çirkinleşmek için estetik ameliyatı oluyordu?
Tens aquele da mulher que está a ser operada para corrigir o quão feia é?
Sevdiğim kadın havaya uçurulabilir ya da vurulabilirdi.
A mulher que amo podia ter morrido numa explosão ou a tiro.
Gecenin bir yarısı Suudi bir kadın odanda ne arıyor?
O que é que está esta mulher Saudita a fazer aqui contigo a meio da noite?
darling 44
david 2467
davıd 24
daddy 17
danny 1357
daniel 570
dana 196
dash 20
dante 84
data 848
daphne 369
dale 159
daria 27
daisy 193
dave 763
dane 24
dani 91
danke 21
dallas 215
daniela 44

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]