Kahverengi Çeviri Portekizce
2,603 parallel translation
Ego ile kafayı bozmuşsunuzdur ve boylu poslu veya gür kahverengi saçlı, romantik bakışlıyı arzuluyorsunuzdur.
Aquele obcecado pelo ego, que quer a pessoa mais bonita, o cabelo mais liso, o sexo por sexo.
Arizona'dayken kahverengi inziva örümceği tarafından ısırıldım da. - İki hafta oldu.
Fui picada por... uma aranha castanha no Arizona há duas semanas.
Kahverengi inziva örümceği tarafından ısırılmış ve tedavi edilmemiş.
Ela tem uma mordida de uma aranha castanha que não foi tratada.
Bir zamanlar o koca kahverengi gözlerine bakıp bana söylediğin her şeye inanırdım.
Houve uma altura... em que podia olhar para esses teus grandes olhos castanhos. E acreditava em qualquer coisa que me dissesses.
Peki ya bunların hepsinin sunulduğu küçük kahverengi bir paket nasıl?
E isto tudo numa pequena rapariga de cabelo castanho.
Lizol-su formlarına sabunlu bir çözelti katan kahverengi yağlı bir sıvıdır.
QUE ADICIONADO À ÁGUA FORMA UMA SOLUÇÃO DE SABÃO
Seni kaybetmek istemiyorum, Koca Kahverengi Gözlü.
Não quero perder-te, Olhos Castanhos.
Birileri Koca Kahverengi Gözlü'yü kaybetmek istemiyor.
Há alguém que não quer perder o Olhos Castanhos.
Selam, Koca Kahverengi Gözlü.
Olá, Olhos Castanhos. Como é que estás?
Siyah, kahverengi ya da gri olmasın.
Nenhum preto ou castanho ou cinzento.
Yüksek IQ seviyesi kahverengi gözlerle bağlantılıymış aslında.
É fundamental ter um QI elevado para compensar uns olhos castanhos.
Kahverengi saçlar. Kahverengi gözler.
Cabelos... olhos castanhos.
Kesinlikle kahverengi saçlar.
De certeza. Cabelos castanhos.
Ceketinde uzun kahverengi bir saç vardı.
Tinhas um cabelo castanho comprido no teu casaco.
Betonun üzerinde dairesel kahverengi lekeler var.
Nódoa circular castanha no cimento.
Kırmızımsı kahverengi bir sıvı lekesine benziyor.
Parece uma nódoa de um líquido vermelho-acastanhado.
" Uncle Ben'de işlenmiş kahverengi pirinç satışı yapıIdı.
" O arroz integral do Uncle Ben estava em promoção.
Ama önce buraya oturup şu kahverengi torbaya bakacağım. Adım gibi eminim içinde yemek var.
Mas primeiro, vou sentar-me aqui e ficar a olhar para este saco de papel castanho do qual tenho quase a certeza que tem lá comida dentro.
Kahverengi mi? Yuvarlağımsı?
Castanha, circular?
Steven Spielberg'in E.T. filminde uzaylı niye kahverengi?
No filme do Steven Spielberg, o "E.T.", por que o extraterrestre é castanho?
Steven Spielberg'in E.T. filminde uzaylı niye kahverengi?
No filme do Steven Spielberg o "E.T.", por que o extraterrestre é castanho?
Bir tatil aracı... Winnebago gibi bir şey, kahverengi ve bej?
Tu sabes, um veículo recreativo, daqueles modelos da Winnebago, castanha e bege?
Kahverengi bir şey ister misin?
Aceitas algo castanho? Talvez mais tarde.
Açıkçası, şu yellozun Kolombiya'ya ( üniversite ) geri dönmesini ve yanında o tuhaf Brown ( kahverengi ) arkadaşını da götürmesini isterdim.
Honestamente, quero que ela volte para Columbia e leve o amigo castanho dela também.
Kahverengi.
Castanho-escuro.
Hanımefendileri, Leydi Mary'nin hiç giymediği kahverengi eteği istiyor.
Sua Senhoria quer a saia castanha que Lady Mary nunca usa.
Büyük kahverengi gözler, titreyen dudaklar onlara hayatımızın nasıl karardığını anlattığımda inan bana, öderler.
Enormes olhos castanhos, lábios a tremer. Assim que lhes disser que a nossa vida está a desmoronar-se, confia em mim, pagarão.
Koronun Noel hediyeleşmesinde verdiği kahverengi hırkayı giyiyor.
Usa o pulôver castanho que o coro lhe deu.
Kahverengi-bronz renkli eski tip bir yarış arabasıyla buradan birkaç mil ötede görülmüş.
Foi visto a poucos quilómetros daqui a conduzir um velho Grand Prix de duas cores, castanho e bege.
Kahverengi tulumlu.
Está de fato de macaco laranja.
Evet, tam önünüzdeler, kahverengi tulumluda tüfek var, beyler.
Sim, mesmo a vossa frente. O de fato de macaco com a carabina, rapazes.
Kahverengi tulumlu.
O de macaco laranja.
Kahverengi tulum.
Fato de macaco laranja.
Kahverengi tulumlu olan, bizim "Sevgili Jane Çetesi" dediğimiz profesyonel bir banka soyguncuları grubunun üyesi.
O tipo de fato de macaco laranja pertence a um grupo profissional de ladrões de bancos que chamamos de Quadrilha Querida Jane.
Kahverengi tulumlu olanın değil, diğer adamın.
Não, o de macaco laranja, mas o outro tipo?
Tamam, şahitlere göre, kahverengi tulumlu,
Certo, segundo as testemunhas, o de macaco laranja está dizendo,
Ve şurada, kahverengi tulumlu, güvenlik görevlisine silahını yere bırakmasını söylüyor, o da bırakıyor.
E aqui, o de macaco laranja diz para o guarda da segurança para pôr a arma no chão, o que ele faz.
İşte bu kahverengi tulumlu.
Lá está o de macaco laranja.
Kahverengi tulumlu.
Este é o de macaco laranja.
Bay kahverengi tulumla tanışın,
Apresento-te o Sr. macaco laranja,
Kahverengi tulumlu, bir nolu hırsız,
Ladrão n ° 1, macaco laranja.
Yani, bizim bay kahverengi tulum, Dennis Bailey'nin, adresini aramayı sürdürelim,
Então, vamos continuar a procurar o endereço de Dennis Bailey, o nosso Sr. Macaco Laranja.
Üzgünüm şef. Hâlâ kahverengi tulumlunun, yani Dennis Bailey'nin, nerede yaşadığını öğrenemedim, ama kardeşini buldum, Jed Bailey, ve burada, Los Angeles'te yaşıyor.
Desculpe, Chefe, ainda não sei onde o Macaco Laranja, quer dizer, Dennis Bailey mora, mas encontrei o irmão, Jed Bailey.
Dennis Bailey, namı diğer kahverengi tulum, kredi kartı borcunda boğuluyormuş.
Dennis Bailey, aliás Macaco Laranja, estava enterrado em dívidas com o cartão de crédito.
Boyd Martin'in, Dennis Bailey bay kahverengi tulum ile akrabalığı var mı?
Boyd Martin é parente de Dennis Bailey, o Sr. Macaco Laranja?
Mesela ben Daisy'yi tarif edecek olsam derdim ki ; dört dörtlük kahverengi güzel saçlar...
Exemplo : se fosse descrever a Daisy, diria que ela tem 1,52 m,
Standart, kahverengi yeşil ve saydam olanlardan var.
Só castanho, verde e transparente.
Halı kahverengi, gri değil.
Tapete castanho, e não cinzento.
42 yaşında, 1,82 boyunda, 80 kilo, açık kahverengi saçlı.
42 anos, 1.80 m, 80 kg, cabelo castanho claro.
- Kahverengi şeker, bebeğim.
- Açúcar mascavado, querida!
Kahverengi.
Cor de avelã?