Kayboluyor Çeviri Portekizce
833 parallel translation
Saatlerce kayboluyor.
Esteve fora durante horas.
Hiç iz bırakmadan ortadan kayboluyor.
Parece não estar em nenhuma das moradas.
Kelimelerin önemi kayboluyor.
O texto perde importância.
- Gözden kayboluyor!
- A acenar! Está a acenar sua Majestade.
Gözden kayboluyor! - Bırakın kaybolsun!
E o que ê que isso tem de mal?
Doğru kurbanları ve taşları seçiyor. Duvarlardan, çatılardan iz bırakmadan gece karanlığında kayboluyor.
Ele escolhe as vítimas perfeitas, apenas as pedras certas, trepa paredes e telhados, desce pelas clarabóias, não deixa pistas e desaparece na noite.
Ahab'ın haritasına göre, Moby Dick yeniayla birlikte ortaya çıkacaktı. Fakat hilalin kıvrımları neredeyse kayboluyor. Ve beyaz balinadan hala bir iz yok.
O mapa do Ahab, mostra a Moby Dick e a Lua Nova aparecerem juntos,... mas a Lua já perdeu os cornos e não há sinal ainda da baleia branca.
Neden istediğiniz şeyler göz açıp kapayana kadar kayboluyor?
Porque é as coisas que você quer estão lá apenas por um piscar de olho?
Bir kadın sermayesini çekmek için avukatına geliyor ve sonra esrarlı bir biçimde kayboluyor.
Uma mulher vai ter com o seu advogado para retirar todo o seu capital e, de repente, desaparece misteriosamente.
Derinlik kontrolü kayboluyor.
A perder controlo de profundidade.
Biri, çalıyor çırpıyor ve ortadan kayboluyor.
Suponhamos que tenha mentido e roubado sem pagar por isso.
Tam burada, Amsterdam'da neler olup bittiğinin farkında değilsiniz. Her gün yüzlerce Yahudi ortadan kayboluyor.
Não sabe o que está havendo... aqui em Amsterdã.
Lanet olası, hepsi ortadan kayboluyor.
Raio de chatice, desaparecerem assim.
Keşfedilmemiş bir anı inatla uzak bir çağa doğru gitgide gözden kayboluyor.
Uma memória desconhecida foge obstinadamente para épocas cada vez mais longínquas.
Birincisi, aniden ortadan kayboluyor.
Em primeiro lugar, ela desapareceu.
Özel hayatı yok gibi görünüyor ama zaman zaman ortadan kayboluyor.
Parece que não tem vida privada e ainda ele desaparece de vez em quando.
Alnındaki kesik - kayboluyor, sonra yine ortaya çıkıyor.
O golpe na testa... desaparece e depois volta a aparecer.
Katılmıyorum, konsantre olamıyorum, en çok rahatsız eden de bu. Görme yeteneğim kayboluyor gibi ve geminin normal sıcaklığı gittikçe soğuyor gibi geliyor.
Estou a ter dificuldade em concentrar-me, o que é perturbador, a minha vista parece estar a falhar, e a temperatura normal da nave parece-me cada vez mais fria.
Şimdi de sinyal kayboluyor efendim.
O sinal está a perder-se, agora, senhor.
Kelimeler, kelimeler içinde kayboluyor ve sizi binlerce mil uzaklıkta düşler âleminde bırakıyor.
Cada dia eu acho que é mais difícil. Tudo o marca. Tudo.
Evet, 53 numara hızla kayboluyor.
Sim, o carro n. 53 está a ficar para trás.
İçinde olduğunuz gemi kayboluyor ve bizimkinin iç sistemlerini etkiliyor.
Tudo. Essa nave está a desaparecer e... a romper as entranhas desta.
Günışığı yavaş yavaş kayboluyor.
O dia está morrendo.
Wimbledon giriş formunu eşinize gösterirken bir baktınız eşiniz pelte içinde kayboluyor.
Estava a mostrar à sua esposa uma entrada para Wimbledon, quando se virou e a viu desaparecer para dentro de um manjar-branco.
Ansızın izne ayrılıyor ve sonra ortadan kayboluyor.
De repente, tirou uma licença e, depois, desapareceu.
Atılgan uzayın gizemli bir boşluk barındıran bilinmedik sektöründe ilerliyor. Dünya Federasyonu'na ait pekçok gemi... 150 yıldır bu sektörde gizemli şekilde kayboluyor.
A Enterprise segue rumo a um setor desconhecido do espaço... onde várias naves da Federaçao da Terra... tem desaparecido misteriosamente nos últimos 1 50 anos.
Burada herkes kayboluyor.
Está tudo de pernas para o ar.
İnsanlar her gün kayboluyor.
Pessoas desaparecem todos os dias.
Dostlarım birer birer ortadan kayboluyor.
Os meus amigos desaparecem um a um.
Şu senin arkadaşın NASA'da çalışıyor, sana gizli bilgi veriyor, sonra kayboluyor.
Entâo, este teu amigo, que trabalha na NASA, dà-te uma pista e depois desaparece.
Ardından hızla kayboluyor. Ama acı hala orada duruyor. Ne daha az, ne de daha çok.
Mas desaparece de repente e a dor continua.
- Şekilleri kayboluyor.
- Estão desaparecendo.
Amiral, nereden başlayacağımı bilemiyorum. Uçak geminiz Pasifik Okyanusunda kayboluyor.
Um porta-avioes se perdeu no Pacifico.
Hızla kayboluyor efendim.
Está a desaparecer,
Kayboluyor.
A desaparecer,
Cesetler mezarlarından çıkıp kayboluyor, doktor.
Doutor, estão a desaparecer cadáveres dos túmulos.
Konuşuyor musun yoksa kayboluyor musun?
Dizes alguma coisa, ou desapareces?
O gölgeler içinde kayboluyor, sen üzerime atlıyorsun.
Afasta as sombras que projectas em mim.
İnsanlar devlet dairelerinde neler olduğunu da bilmiyorlar bir anda kariyerleri yok oluyor çünkü buralarda evrakları kayboluyor.
As pesoas não conhecem as dirculares departamentais sobre os cônsules chamados ao país e cujas carreiras acabaram por serem pouco firmes com certas coisas.
Şakıyan kuş alçalıyor ve gözden kayboluyor.
Pássaro a fazer inclinação e a perder de vista.
şu anda açıklıktan geçerek gözden kayboluyor.
... a desaparecer pela abertura.
Profesör, toplumumuzda birçok insan hiç iz bırakmadan ortadan kayboluyor.
Professor... Na nossa sociedade, desaparecem demasiadas pessoas sem deixar rasto.
Konsantrasyonum kayboluyor.
A minha concentração está a falhar.
Geleceğimdeki tüm görüntüler kayboluyor.
Todas as imagens do meu futuro desapareceram.
Orada her yıl binlerce insan kayboluyor.
Lá desaparecem, todos os anos, milhares de pessoas.
Hızla kayboluyor, efendim.
A afastar-se rapidamente.
Ağabeyin bu yüzden kayboluyor.
Por isso, o teu irmão está a desaparecer.
Bir süreliğine kayboluyor ama kasları bükerek ortaya çıkarabilirsin.
Ele... descontrai passado algum tempo, mas... podes fazê-lo manualmente ao flectir os musculos.
Dunlop izleri 150 yard boyunca sürüyor, kayboluyor ve Palmerizleri oldukça açık şu taşlara doğru gidiyor, onlar da kayboluyor.
Marcas de Dunlop durante 150 metros, desaparecem, e marcas de Palmer vão dar a estas rochas e também desaparecem.
Şıp diyor ve kayboluyor.
Subitamente, desaparece.
Bay Harrison un kizi kayboluyor... ayni evde kalan baska bir kiza, sapik telefonlar geliyor.
E agora a irmandade onde ela vive com as outras raparigas está a ser alvo de chamadas obscenas.
kaybol 495
kayboldum 90
kayboldu 136
kaybol buradan 28
kaybolduk 72
kaybolmuş 47
kaybolun 67
kayboldular 25
kaybol gözümün önünden 18
kayboldum 90
kayboldu 136
kaybol buradan 28
kaybolduk 72
kaybolmuş 47
kaybolun 67
kayboldular 25
kaybol gözümün önünden 18