English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ N ] / Ne getirdin

Ne getirdin Çeviri Portekizce

579 parallel translation
- Bu sefer ne getirdin?
- O que traz desta vez?
Üç gündür burada. Ne getirdin?
Ele chegou há três dias e o que conseguiram?
- Baba, bana ne getirdin?
- Pai, o que trouxeste?
Ne getirdin, moruk?
Que tens aqui, velhote?
- Ne getirdin?
- O que temos aqui?
Buraya ne getirdin?
O que o traz aqui?
Peki sen ne getirdin?
E o que trouxeste tu, afinal?
Ne getirdin?
Que tem aí?
Ne getirdin?
O que tens aí?
- Baba, bana ne getirdin?
Pai, o que me trouxe?
Eve benim için ne getirdin baba?
O que me trouxe, pai?
Ne getirdin?
O que você me trouxe?
Ne getirdin bana?
- Que me vais oferecer?
- Ne getirdin? - Henüz birşey almadım.
- Que me trouxeste?
Ne getirdin bize?
Que nos trazes?
- Bugün ne getirdin?
- O que nos trazes hoje?
Ne getirdin, Yarbay?
Que nos trouxe, Coronel?
Vergi ne getirdin?
Impostos, o que têm?
Bana ne getirdin?
O que me trouxeste?
- Neden onu buraya getirdin? - Ne yapacağımı bilemedim.
- Porque o trouxe cá acima?
Ne de olsa iki tane bardak getirdin.
Afinal, trouxe duas taças.
- Ne getirdin?
O que vão beber?
Ne kadar getirdin bana?
Quanto me trazes?
- Bana ne haberler getirdin?
Que notícias tem?
Bu hançerleri ne diye getirdin?
Por que trouxeste de lá esses punhais?
Onu ne diye getirdin?
Porque é que o trouxeste?
- Gel bakalım. Ne haber getirdin?
Gracioso soberano, sobre a costa oeste avança uma grande esquadra.
Onu ne diye buraya getirdin?
Porque o trouxe para cá?
Yanında ne kadar para getirdin?
Temos trabalhado muito. Quanto dinheiro trouxeste?
Bugün ne tür felaket haberleri getirdin?
Que agoiros me trazes hoje?
- Ne diye beni de yanında getirdin ki?
- Não vejo por que me queres contigo.
- Ne kadar adam getirdin?
- Quantos homens trouxeste?
- Ne getirdin böyle?
Queres que a Thelma me mate? - O que tens aí?
Londra'dan ne haberler getirdin söyle bakalım?
E que gritaria é essa sobre Londres?
Bu cenaze arabasının içinde beni 160 km getirdin, ne için?
arrastasta-me 100 milhas neste carro fúnebre, para quê?
- Bana ne hediye getirdin?
- O qué me trouxeste? - Abra e verás.
Seni alçak! Bak uçağımı ne hale getirdin!
Veja o que fez ao meu aeroplano.
O şeyi ne demeye getirdin buraya?
Por que trouxeste isso para aqui?
Balım Dadı,. ne haber getirdin?
Querida ama, que novas?
Baksana onu ne hale getirdin! - Yakalasaydım, çöpe onu atacaktım.
- Se eu o tivesse apanhado, ele é que estaria lá!
Bak onu ne hale getirdin.
Veja o que fez ao homem.
Onu ne diye getirdin?
Porque o trouxeste?
Ne kadar getirdin?
- Quanto trouxeste?
Ne kadar pirinç getirdin?
Quanto arroz você trouxe?
Onu ne diye buraya getirdin?
Por que é que o trouxeste aqui?
Bizi ne hale getirdin
Vê ao ponto a que chegámos
Ne bu, horoz mu getirdin bana?
Trazes-me galos?
Hayatımı ne hale getirdin?
O que fizestes à minha vida?
- Beni buraya getirdin işte! - Sana ne yapacağımı bilmiyorsun...
- Agora tem de me fazer vir, aqui!
Söz verip bizi buraya getirdin, karşılığına ne aldık?
Viemos atrás de ti, e que ganhámos com isso?
Haydi Brian, bana ne demek için buraya getirdin?
Brian, você me trouxe aqui pra me dizer o quê?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]