English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sana ne

Sana ne Çeviri Portekizce

24,945 parallel translation
Peki bir yılda sana ne kadar kazandıracak?
E quanto você pode ganhar em um ano?
Bak, polisler sana ne söyledi bilmiyorum ama kayıp Seattle sakinleriyle bir ilgim yok.
Olha, não sei o que a polícia te contou, mas não tive nada a ver com aqueles cidadãos desaparecidos.
Sana ne yapacağıma dair bir fikrin var mı?
Fazes ideia do que estou prestes a fazer-te? Sim.
Annen sana ne dedi?
O que é... O que é que tua mãe te disse?
Sana ne ki zaten?
O que é que isso te importa de qualquer maneira?
Sana ne kadar boktan davranırsa davransın hâlâ onu seviyorsun.
Bem, tu ainda o amas, mesmo tendo em conta que ele sempre foi uma merda contigo.
Sana ne demiştim?
O que é que eu já te disse?
Sana ne istersen çalarım.
Toco o que quiser.
Tamam ama bu her şey muhteşem beyninin etkisi geçince sana ne kadar üzgün olduğumu söylemek istiyorum.
Está bem, mas quando este cérebro "tudo é bestial" acabar, quero que saibas o quanto lamento...
O parayı bulunca sana ne olacak tahmin et.
Adivinha o que é que te vai acontecer quando descobrir o dinheiro?
- Bu avukat sana ne kadar veriyor?
- Esse advogado, - quanto é que te está a pagar?
Sana ne dersem onu yapacaksın.
Vais fazer o que eu te mandar.
Sana ne kadar teşekkür etsem az.
Nem sei como lhe agradecer.
Sana ne anlattı?
Bom, o que te disse ela?
Bak sana ne diyeceğim, daha çok gençsin, bunları anlaman mümkün değil tatlım.
Sabes que mais? És jovem, nunca poderias entender isto.
Sana ne diyeceğini söyledikten sonra ne diyeceğini biliyorsun.
Sabes sempre o que dizer depois de te dizer o que deves dizer.
Asıl sana ne oldu da böyle emir kulu gibi duruyorsun?
Isso pergunto-te eu. Vais fazer-lhe as vontades todas?
Ama sana ne yapmadığımızı söyleyeyim.
Mas vou-te dizer o que nós não fizemos.
Sana ne teklif etti?
O que é que ela te ofereceu?
Bundan sana ne?
E se estiver?
Sana ne kadar az para verdiğimizi düşünüyorum da, utanıyorum.
Quando penso no pouco que te pagávamos, é constrangedor.
Sana ne olduğu zerre umurunda değil.
Mas ele não quer saber o que te acontece.
Sana ne söyledi?
O que te disse?
Söylediğinin doğru ve Esteban'ın sağ olduğunu varsayarsak sana Keen'i bulmada yardım edebileceğini düşündüren şey ne?
Supondo que isso é verdade e Esteban está vivo, como ele pode ajudar a localizar a Keen?
Ne? Buna sana uyar mı?
Você concorda com isso?
Sana o duvarda ne olduğunu sordum.
Perguntei-lhe o que aconteceu naquele muro.
Ne oldu sana?
O que te aconteceu?
Ne de olsa sana, araştırmada yardım etmişti.
Ajudou-o na investigação.
Ne oluyor sana böyle?
Não.
Ne istersen onu yapabilesin diye sana veriyorum.
É para fazeres o que quiseres.
Laboratuar ne diyorsa onu söylüyorum sana.
Só sei o que o laboratório me disse.
Nasıl elde ettiğini bana ne zaman söyleyeceksin? Eğer sana söylersem, herkes öğrenir.
- Daí todos saberiam.
Ned, sana az önce ne dedim ben?
Ned, o que é que eu tinha acabado de te dizer?
Sana Blaine DeBeers'ın satmak için uyuşturucu bulundurmaktan tutuklama kararı olduğunu söylesem beni ne kadar seversin?
Ias gostar muito de mim se te dissesse que o Blaine DeBeers tem um mandado por posse com intenção de vender?
Şeytan olduğunu sana kanıtlaması için ne yapması lazım?
O que é que ele tem de fazer para provar-te que é o diabo?
Ne renk olduğunu bilmiyorum, ama sana söylediğim renk olmadığı kesin.
Eu não sei que cor é esta, mas não é o que pedi.
Sana ne yapacağını göstereceğim.
Adivinha.
Ne oldu lan sana?
O que se passa contigo?
- Ne oldu sana?
O que te aconteceu?
Bize söyliyecek misin sana ve sınıfına ne oldu?
Vais dizer-nos o que aconteceu à tua turma ou não?
Biz şey istemiştik... En azından ilk görüşme için kameralar olmadan konuşmak ve ne yaptığımızı sana anlatmak istiyoruz.
Nós só queríamos combinar a primeira reunião para falarmos sem câmaras e explicarmos o que estamos a fazer.
Sana baktığımda Lucy, ne kadar akıllı olduğunu ve ne çok çalıştığını görüyorum.
Quando olho para ti, Lucy, eu vejo o quanto és inteligente e como trabalhas arduamente.
Ya sana yıllardan beri ödediğimiz milyarlar ne olacak?
Como é com o quase um bilião de dólares de honorários que te pagámos durante todos estes anos?
Sana ne oldu?
O que é que te aconteceu?
Bu arada Enzo sana her ne verdiyse sisteminden çıkıp büyün tekrar işe yarayınca sana kanımı verip iyileştireceğim.
Já agora, assim que aquela porcaria que o Enzo te deu sair do teu sistema e a magia funcionar em ti novamente, eu vou dar-te o meu sangue e curar-te.
Patrick, Morrison ortalıkta görülmeyeli 50 yıldan fazla oldu. Sana, onun geri döndüğünü düşündüren ne?
Patrick, o Morrison não é visto há mais de 50 anos o que te faz pensar que ele voltaria?
St. Patrick de olaya ne kadar dâhil oldu bilmiyorum ama güven bana eğer suçlu olduğunu kanıtlayabilseydim sana gümüş tepside sunardım.
Não sei nada sobre o envolvimento do St. Patrick. Mas acredite em mim.
Sana dostun olduğunu söylediğini biliyorum ama kafasında ne tilki var her zaman kestiremezsin.
Sei que ele diz que é teu amigo, mas nunca sabes qual é a ideia dele.
Ne, sana söylemedi mi?
O quê, ele não te disse?
Ne bu? Sana söylemekten nefret ediyorum ama bu Takata için olağan.
Odeio desapontar, mas o Takata é assim mesmo.
kullandığımız kalıp cümle anlaşılan o ki yalan söylemek yüzünün dağılmasından daha az acı verici tamam diyelim ki sana inandık hala bizim sorumuzu cevaplamadın emil'in öldüğü gece onla ne yapıyordun
É isso, as coisas que o Emil disse sobre perceber os seus erros, era a fala que íamos usar sempre que enfrentássemos feministas furiosas. Acontece que mentir é menos doloroso - do que levar um soco.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]