Sayın hâkim Çeviri Portekizce
649 parallel translation
Sayın Hâkim, izniniz olursa merhumun eşi ve varislerden biri olan Bayan Garrison mahkemede konuşmak istiyor.
Meritísimo, a viúva e herdeira de John Garrison, - quer fazer uma declaração.
Sayın Hâkim, Bayan Garrison razı...
Ela estava de acordo!
Hayır, Sayın Hâkim.
Nenhuma declaração.
Sayın Hâkim, karar vermeden önce bir şey söyleyebilir miyim?
- Posso dizer uma coisa, antes que decida? - Meritíssimo!
Sayın Hâkim, bu beyefendinin varislerden biri olduğunu sanmıyorum.
Não creio que este senhor seja herdeiro.
- Sayın Hâkim. - Dürüst, korkusuz habercilik organize suçlara karşı halkın ilk güvencesi. Yerel veya uluslararası.
Uma imprensa corajosa, sem medo... é a primeira defesa do público contra o crime organizado, local ou internacional.
Burada serbest girişimden bahsediyorum, Sayın Hâkim.
Estou a falar de empreendedorismo.
Sayın hâkim Chicagolu saygıdeğer rakibim, bu farazi sorularıyla konuyu dağıtıyor.
Excelência, o meu digno adversário de Chicago está a criar confusões com perguntas hipotéticas.
Önümüzde bu dokümanların suç unsuru oluşturduğuna dair her hangi bir delil bulunmamakta Sayın Hâkim.
Não temos provas de que estes documentos eram incriminatórios, Excelentíssimo.
Sayın Hâkim, sizce orası bazı tutuklama ve alıkoyma riskleri altında mı?
Vossa excelência, supõe Que estou correndo risco de detenção e reclusão?
Ekleyecek bir şeyim yok, Sayın Hâkim.
Nada a acrescentar, excelência.
Affedersiniz Sayın Hâkim, itirazımın reddedildiğini mi söylediniz?
Perdão, excelentíssimo. Negasteis o meu protesto?
İtiraz ediyorum, bu iddianın tanığı nerededir Sayın Hâkim?
Protesto! Onde está a prova desta afirmação, Excelentíssimo?
Sayın Hâkim, onun tüm bu mahkeme salonunu paramparça etmek maksadı ile vücudunun içerisinde, gizli bir patlayıcı madde taşıyor olabileceğine dair endişeniz mi var?
Sua Senhoria, Teme que leve explosivos ocultos no seu corpo, com a intenção de fazer este tribunal em mil pedaços?
Sayın Hâkim.
Excelência,
Sayın Hâkim, bizler hayatımızın her günü dışarıda bu terörist ve komünistlerle savaşıyoruz. Ve bu adam özel kuvvetlerin üzerine asılsı kuşkular yöneltmeye çalışıyor.
Excelência, estamos aqui todos os dias das nossas vidas para lutar contra os terroristas e os comunistas e este homem tenta manchar a reputação dos serviços especiais.
Yargıç Sternwood. Merhaba sayın hâkim.
Juiz Sternwood, olá, meritíssimo
- Sayın hâkim.
- Meritíssimo.
Sayın Hâkim... Leland Palmer, kasabamızın tanınan, sevilen, ve saygı duyulan şahsiyetlerinden biridir. Kökleri eskiye dayanır.
Excelência todos conhecem e gostam do Leland Palmer é um membro respeitado na comunidade, muito influente aqui.
Sayın Hâkim, kızını öyle kaybetmenin ne demek olduğunu bir Leland bilir.
Excelência, sabe o que é perder uma filha da forma como o Leland perdeu.
"Normal" kelimesine itiraz ediyorum, Sayın Hâkim.
Protesto o uso da palavra normal, Excelência.
Sayın Hâkim'den kararı açıklarken bunu göz önünde bulundurmasını rica ediyorum.
Peço ao tribunal que tenha isso em consideração ao considerar a sentença.
- Bunu yapamam Sayın Hâkim.
- Não posso, Sr. Juiz.
Benim müvekkilimin filmi daha önceki tarihte yapılmış, Sayın Hâkim.
O filme do meu cliente antecede tudo isso, Meritíssimo.
Sayın Hâkim, bir sürü dedikodu ve varsayımımız var.
Bem, Meritíssimo, temos bastantes boatos e suposições.
Sayın Hâkim, davanın kapatılmasını talep ediyorum.
Meritíssimo, proponho a anulação.
Sayın Hâkim, sürpriz tanıklarımı çağırmak istiyorum.
Meritíssimo, gostaria de chamar as minhas testemunhas surpresa outra vez.
Sayın Hâkim, üzerinde tarih yok ki.
Podia ter sido desenhado por qualquer pessoa a qualquer altura.
Sayın Hâkim, fikirleri çalma hakkımızı bizden alırsanız... Ondan mı gelecek bu fikirler?
Meritíssimo, se nos retirar o nosso direito de roubar ideias de onde é que elas virão?
Davayı, Sayın Hâkim Garson Deeds yönetecek.
O Meritíssimo Juiz Garson Deeds preside à audiência.
Sayın Hâkim, bay Martin iki ağır vahşet içeren cinayetten mesul tutuluyor.
Meritíssimo, o Sr. Martin é acusado de crimes de ferocidade extrema.
Bir şey itiraf edebilir miyim, sayın Hâkim?
Posso confessar uma coisa, Meritíssimo?
Sayın Hâkim, Augustus Hill bir polis memurunu soğukkanlılıkla öldürdü.
Sua Senhoria, Augustus Hill assassinou a um oficial.
Sayın hâkim, tüm gücünüzü beni ezmeye kullandınız.
você se valeu de todo seu poder para me destroçar, Sua Senhoria,
Yani Sayın Hâkim, bu namuslu, ağzına içki koymayan kendi halinde adamı kefalet hakkından mahrum bırakmak ne yasalara, ne de adalete sığmaz.
Portanto, meritíssimo, o estado não encontra razões para este homem de vida honesta, Simples, abstémio, deve a sua fiança rescindida
Sayın Hâkim, duruşmanın çarşambaya ertelenmesini talep edebilir miyim?
Meritíssimo, posso solicitar um adiamento até Quarta-feira?
Sayın hâkim,
Senhoria,
- Sayın hâkim, sayın hâkim?
- Sim. - Senhoria, Senhoria?
Sayın Hâkim, izninizle kararı okuyorum.
Se me é permitido, em tua honra, Vou ler a declaração
Bu doğru Sayın Hâkim.
É verdade, meritíssimo.
Kısmen bu şekilde de denilebilir Sayın Hâkim.
Talvez... pode ser visto em parte dessa forma, meritíssimo.
- 8,000 peseta, Sayın Hâkim.
- 8,000 pesetas, vossa excelência.
Kariyer yapılacak dosya Sayın Hâkim.
É um caso capaz de fazer uma carreira, meritíssimo.
Sayın hâkim, tanık lütfen soruma yanıt versin.
Senhoria, por favor, lhe indique à testemunha que responda a pergunta.
Sayın Hâkim, bu çok büyük bir hata.
Meritíssimo, isto é um grande erro.
- Teşekkür ederim Sayın Hâkim.
Obrigado Meretissimo.
- Hayır, sayın hâkim.
- Não, senhor Dr. Juiz.
Elbette Sayın Hâkim.
Sim, Excelência.
Sayın Hâkim,
Sua Senhoria, como é de conhecimento público,
- Ama Sayın Hâkim...
- Mas, Meritíssimo...
- Elbette, Sayın Hâkim.
Certamente, Meritíssimo.
sayın hakim 274
hakim 44
hakim bey 57
hakime hanım 16
sayın 41
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20
hakim 44
hakim bey 57
hakime hanım 16
sayın 41
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20