English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sevgilisi

Sevgilisi Çeviri Portekizce

2,581 parallel translation
Frankie, babamın bir sevgilisi olduğunu düşünüyor.
Não. O Frankie acha que ele tem uma namorada.
Sevgilisi intikam istedi, bu yüzden de Charles ve Nora'nın bebeğini kaçırdı.
O namorado queria vingar-se, por isso, raptou o filho do Charles e da Nora.
- Kocası, sevgilisi...
O marido, o amante...
Sevgilisi.
O amante.
Herkes beni o sanıyor. - Kocası, sevgilisi...
O marido, o amante...
- Sevgilisi.
- O bebé é nosso.
- Hayır, kıskanç eski sevgilisi falan da yok.
- Não, e sem ex-namorados ciumentos.
O, yardımcının sevgilisi değil mi?
Ela é a esposa do teu Vice Presidente.
Yardımcının sevgilisi.
Não é a mulher do vosso vice-presidente?
- Sevgilisi gibi.
- Que outro tipo? - Um amante.
Arkadaşımın sevgilisi o.
- O quê? Nada.
Hem süper kahraman olup hem de sevgilisi olamaz.
Ser um superherói e ter uma namorada, isso não dá certo.
Arayan Nina'ydı. Görünüşe göre Ortiz ve sevgilisi 3 yıl önce Pearson Otelinden kovulmuşlar. - Neden?
Acontece que a Ortiz e o namorado foram demitidos do Hotel Pearson há três anos.
Hem süper kahraman olup, hem de sevgilisi olmak... Uymuyor yani.
Ser um super-herói e ter namorada..... não funciona.
Sevgilisi sinirlendi, çıkageldi ve... Sana ne diyeceğim...
O namorado ficou zangado, apareceu...
Sevgilisi olduğunu söylemedi.
Ela não me disse que tinha namorado.
- Biri şu sürtüğün icabına baksın. - Evet, neden onun sevgilisi oluyormuş?
Pois, porque é que ele tem uma namorada?
Sevgilisi.
- O amante...
Leonard'ın yeni bir sevgilisi olduğunu duydum.
Ouvi dizer que o Leonard tem uma nova namorada.
Annemin ne zaman erkek bir arkadaşı olsa, o genelde sevgilisi oluyor.
Quando a minha mãe tem um amigo homem, geralmente significa que ele é namorado dela.
Kelly bir yardım yemeğine Ashley'nin eski sevgilisini kendi sevgilisi olarak getirdiği için Ashley onu merdivenlerden aşağı itmiş.
Aparentemente, Ashley empurrou Kelly das escadas num evento de caridade, porque Kelly apareceu com o ex. da Ashley, o atual namorado da Kelly.
Ama sevgilisi bizi tanıyor. Onunla konuştuk.
Mas o namorado já nos conhece.
Hem sevgilisi hem de reklamcısı çok duygusal olduğunu ve kötü bir ayrılık yaşadığını söyledi blog'larda da kıza hiç acımıyorlardı.
O namorado e a assessora de imprensa afirmam que ela estava muito sensível, que teve um fim de namoro mau, blogues sem piedade...
Marta Arterro Diego Barra'nın 2002 yılındaki sevgilisi.
Marta Arterro, namorada de Diego Barra em 2002.
Aldatma olur mu merak ediyorum, birisi sevgilisi varken...
É traição, se uma pessoa tem uma namorada...
Rachel'ın sevgilisi Phil'di.
Foi o Phil, namorado da Rachel.
Sevgilisi, dershaneden Brian'ın arkadaşı değil mi?
Ele não é amigo do Brian?
Bilmiyorum, yeni sevgilisi gemi seyahatine mi çıkarıyormuş neymiş.
Não sei. Deve ter a ver com o namorado dela embebedá-la num cruzeiro.
- Ne sevgilisi?
- Que namorado?
Benim annem de sesli mesajla gelemeyeceğini söyleyip sevgilisi olduğunu bültenle duyurdu. Aramıza hoş geldin yani.
Pois, e a minha cancelou num voice mail e disse-me que tinha um namorado numa publicação, portanto, junta-te ao clube.
Bu akşam eve gidip on saatlik vardiya değişiminden sonra, sevgilisi olan, öptüğüm bir erkek için tüm gece ayakta durup, 100 çörek pişireceğim.
Chego a casa, após um turno de 10 horas, não durmo e faço 100 queques para um sujeito que beijei e tem namorada.
Cashandra, Johnny'nin sevgilisi. Merhaba, merhaba.
Olá, eu sou amiga do Johnny.
Tetikçi burada yaşadığını, kızın sevgilisi olduğunu söyledi,..
- Está bem. - O atirador dizia viver aqui, que era o namorado até que Delorenzo o denunciou.
Ne yani, aldatan bir eş ve ölen sevgilisi değil mi?
O quê, a esposa traidora e o amante morto?
O senin yardımcının sevgilisi, değil mi?
Ela é a esposa do teu Vice Presidente.
Kurban, Laroy Wayne'in sevgilisi.
A vítima era a namorada de Laroy Wayne.
Sevgilisi yok ki, Sheldon'ı var.
Ela não tem namorado. Ela tem um Sheldon.
Senin serseri rockçın... Jackie'nin eski sevgilisi, Ronan Gallagher.
O teu rocker mauzão, o ex da Jackie, o Ronan Gallagher.
Adeleti sağlamak üzere kendini adamış, ve güzel kadınların sevgilisi harika, harika bir sevgili...
Um Fora de Lei dedicado à justiça, e um conquistador de mulheres bonitas. Um grande, grande conquistador.
Görünüşe göre Amerikalı kadınların yüzde 96'sıı içinde yirmiden fazla sevgilisi olanlar koca bulamıyor.
Aparentemente, na América 96 % das mulheres, que tiveram vinte ou mais pessoas, não arranjam marido.
- Sevgilisi var mı? - Sizde tutkunun ateşiyle yanan ama bunu tarif edemeyen insanlardan mısınız?
- Serão vocês uma daquelas pessoas que arde com tanta paixão, mas não são capazes de expressá-la?
Kadınların sevgilisi olduğunu düşünür.
Julgava-se um playboy.
İlk sevgilisi değildi İşin doğrusu Başkalarıyla da yattı
Ela não foi o seu primeiro amor, como se veio a saber, ele foi com outras,
Kocası, nişanlısı ya da sevgilisi varsa, o vicdan azabı çekmeli, ben değil.
Se ela tem marido, noivo ou namorado, está na consciência dela, não na minha.
Kim bu yeni sevgilisi mi?
Quem é esse homem? Teu novo namorado?
Sevgilisi olduğuna inanamıyorum.
Não acredito que ele esteja a namorar.
- Sevgilisi olmamam güzel bir şey o zaman?
Então, ainda bem que não sou o seu namorado, não é?
Sevgilisi Dean'in satıcılık sicili var.
Não haviam drogas no apartamento dela.
O, senin yardımcının sevgilisi.
Ela é a esposa do teu Vice. ( VP )
Bu yüzden mi başka bir sevgilisi var?
É por isso que ele tem outra rapariga na vizinhança?
Sevgilisi.
- O namorado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]