Yaptık Çeviri Portekizce
25,055 parallel translation
- Salakça bir şey yaptık.
Ouçam, fizemos uma coisa estúpida.
Süper işler yaptık.
Temos trabalhado bem.
Evet yaptık!
Dormi com ela!
Masum bir insanı bıçaklayan babanın yaptıklarına kıyasla küçük bir kargaşa
Uma pequena confusão comparada com a do teu pai, quando apunhalou um humano inocente.
Şarap mahzeninde birlikte soygun yaptık, değil mi?
- Vá lá. Não assaltámos aquele armazém de vinho?
Hata mı yaptık?
Cometemos um erro?
O kıza yaptıkların da.
Bem, nem aquilo que andas a fazer aquela rapariga.
Beraber iş yaptık. Kadın meclis üyesi.
Sabes quem será o substituto dele?
Oracle ile de aynı anlaşmayı yaptık.
Com a Oracle foi igual.
Bliyorum biraz kötü bir başlangıç yaptık ve bunun için çok üzgünüm.
Sei que começámos mal e peço desculpa por isso.
Gördüğün üzere biz ödevimizi yaptık.
- Não. Fizemos o nosso trabalho de casa.
Bunu bir çok kez yaptık ama neden bu sefer farklı geliyor?
Fizemos isto tantas vezes. Porque foi tão diferente?
Elbette. En son geçen hafta yaptık.
Teve uma na semana passada.
Onu kilitledik ve eklemeliyim ki zar zor yaptık.
Tranquei-a... Mal, posso eu dizer.
Bombayı yaptık Amara'yı bulmalıyız.
Agora que temos a bomba temos que encontrar a Amara.
Çoğu adil değildi ama ne kadar kötüye giderse gitsin her zaman doğru olanı yaptık.
Mais do que a nossa quota... Mas independentemente do quão mau se tornem, sempre acertamos tudo porque nós somos família.
Yapmamız gerekeni yaptık biz.
Nós fizemos o que tínhamos que fazer.
Bir anlaşma yaptık.
Celebrámos um acordo.
Neden yaptık bunu?
O que é que foi aquilo?
O ve ben inanıImaz bir makine yaptık motorlu bisiklet.
"Eu e ele fizemos uma máquina incrível... "... uma bicicleta motorizada.
- Motoru biz yaptık.
- Fizemos o motor.
İkimiz yaptık.
Fizemos os dois.
Bu iskelet çok küçüktü, biz de daha büyüğünü yaptık.
Este quadro é muito pequeno, fizemos um maior.
Bunu kardeşinin New York'taki cinayeti ile bağlamak polislerin biraz vaktini aldı ama yaptıklarında bize verdiğin DNA'yı onlara yolladık ve aracın içinde bulunan DNA ile kusursuz bir eşleşme yakaladılar.
Os polícias locais levaram algum tempo a ligar isto ao homicídio da sua irmã em Nova Iorque, mas quando o conseguiram, mandámos-lhes o ADN que nos deu e correspondia na perfeição ao ADN encontrado dentro do veículo.
Çoktan yatırım yaptık zaten.
Já o convencemos a investir.
Böylece yasal sahtekarlık yapmış olacaktı ve yaptı da.
Que ela cometeu uma fraude, e cometeu.
Grubumun ismini "Tüm Vermişler" yaptım ve hepsini sattık.
Eu mudei o nome da minha banda para "All Taints." Vendemos tudo.
- Evet, daha önce bunu yaptık.
Sai com ela.
Bu artık herkesin yaptığı bir şey.
É o que as pessoas agora fazem.
Müvekkilime itiraf pazarlığı hakkında kötü danışmanlık yaptım.
Dei-lhe um mau aconselhamento no respeitante ao acordo de culpa.
O kıza yaptığın şey de değildi.
Bem, nem aquilo que andas a fazer aquela rapariga.
Yani, bu yaptığımızı haklı kılmaz, özellikle de yalan kısmını.
Quer dizer, não torna correcto o que fizemos, sobretudo o mentir.
Küçük kıza ne yaptın?
Está doido?
- Ufacık çocuğa ne yaptın?
Que me tirariam a May.
İnsanlık Hiroshima'yı yaptı ve tekrar etti.
A humanidade deu-nos Hiroshima e teve outra hipótese.
Ayrıca biz anlaşmadık mı eğer biri bir seçim yaptıysa diğeri kabul etmese bile yoluna çıkmayacaktı.
Além disso, não dissemos que iríamos jurar não nos meter no caminho quando uma pessoa faz uma escolha com a qual o outro não concorda?
Bu toplantıyı el sıkışmalar ve nasıl yaptınız muhabbeti ile yapacağız sanıyordum.
Pensei que isto seria só salamaleques e cortesia.
Pekala, bunu yaptığın için Felicity ne kadar kızgın?
A Felicity ficou muito zangada com isto?
O gün yaptığımız hırsızlık konusunda Z'ye konuşmaması gerektiğini ben söyledim.
Fiz o Z ficar de boca fechada sobre o assalto.
Beni katil yaptılar ve kızım hâlâ kayıp.
Tornaram-me uma assassina. E continuo sem ela.
Daha geçen yıl seçim çağrısı yaptılar biz de meşruiyet kazandırdık.
Há um ano, convocaram eleições, demos-lhe legitimidade.
Beni katil de yaptılar ve kızım hâlâ ortalarda yok.
Tornaram-me uma assassina.
Yıllarca değişik operasyonlarda ortaklık yaptılar, Belki burada New York'ta bile.
Eles foram parceiros durante anos, a trabalhar em operações talvez até aqui em Nova Iorque.
Vampir listesine birazcık ekleme yaptı. Kötü haber ise :
Bom, a boa notícia é que ela finalmente aceitou o acordo.
Anlarsın işte, ekip için fedakârlık yaptım.
Bem, sabes... Fiz esse esforço pela equipa.
İstediği özrü ben dünya ve insanlık için yaptım.
O que ele quer, o pedido de desculpa... Eu fi-lo pela humanidade, pelo mundo.
Bana ne yaptıysa kıvılcımı hissedemiyorum, ışığım sönüyor.
Sim, o que quer que ela me tenha feito, consigo sentir minha fagulha, a minha luz a desvanecer.
Colt, dün gece kız arkadaşının annesine yaptığım şeyleri... ayrıntısıyla anlatmam yakışık almaz.
Colt, seria desagradável dar-te os pormenores das coisas que fiz à mãe da tua namorada a noite passada.
Bugün, onları selamlayıp onurlandırıyoruz. Ve ailelerini. Büyük fedakarlık yaptılar.
Hoje, homenageamos e congratulamo-los e às suas famílias pelo derradeiro sacrifício.
Ama kiralık katil tutmak isteyen kişileri yakalamak için polislerin yaptığı oyunları düşün.
Mas pense no esquema que a Polícia usa para apanhar pessoas que querem contratar um assassino.
Sadece ama sadece seninle pazarlık yaptığını söyledi.
Disse que tem negociado só consigo.
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptım bile 41
yaptığını beğendin mi 27
yaptım mı 24
yaptığım bu 21
yaptın 100
yaptım 350
yaptılar 29
yaptınız mı 19
yaptın mı 91
yaptım bile 41
yaptığını beğendin mi 27
yaptım mı 24
yaptığım bu 21