English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Y ] / Yaptılar

Yaptılar Çeviri Portekizce

6,769 parallel translation
Darağacını çok iyi yaptılar.
O trabalho efectuado na forca foi tremendo.
- Sonra taşları düzeltmeye başladılar. Özel taşlar yaptılar ve oyun herkes için eşit oldu.
Mais tarde, começaram a polir as pedras para equilibrar o jogo.
" Hem'Birlik'hem de'Konfedasyon'saldırı planlarını yaptılar.
" A União e a Confederação planearam os seus ataques estrategicamente.
Ne yaptılar sana?
O que é que eles te fizeram?
Ne yaptılar sana böyle?
O que é que eles te fizeram?
Sana ne yaptılar böyle?
O que fizeram contigo?
Sex yaptılar.
Eles transam.
Sonra bir ev yaptılar.
E construíram uma casa.
Okuldakiler Jessica için yaptılar.
Fizeram-lhe este cartaz na escola.
Trene yetişmek için bu sabah çıkış yaptılar, hanımefendi.
Eles saíram esta manhã. Para apanharem o primeiro comboio.
Denemelerini yaptılar.
Ele estava a ensaiar, foi um ensaio.
- Evet, su işkencesi yaptılar.
- Sim, fizeram, Ben.
Hata yaptılar de.
Diz que cometeste um erro.
Ne yaptılar sana?
O que fizeram contigo?
İnsanlar oraya gitti, yaptılar.
As pessoas já lá estiveram, já passaram por isso.
Yani, sana dokunan bu adamlar sana ne yaptılar?
Então esses tipos que te atacaram... O que te fizeram?
Sana hep saygısızlık yaptılar şimdi gör onları.
Todos os que nunca te respeitaram, imagina-os.
- Bize ne yaptılar bilmiyorsun.
- Não sabes o que nos fizeram.
Ne zaman baskın yaptılar?
- Quando fizeram o raide?
Bize ne yaptılar?
O que nos fizeram?
Ellerimize bir şey yaptılar bence.
- Fizeram algo às nossas mãos.
Ve o arabayla ne yaptılar biliyor musunuz?
E o que estão a fazer com o carro?
O yüzden üstünde levha olan bir merdiven yaptılar. Böylece oturabiliyor ve sırt üstü uzanabiliyordum.
Tinham construído uma escada com uma prancha na qual podia levantar-me e voltar a deitar-me.
Namuslarıyla anlaşma yaptılar.
Eles fizeram um acordo honroso.
Yaptılar bile.
Ela já está condenada.
Sana bir teklif yaptılar, sen de kabul ettin.
Eles fizeram-lhe uma oferta, a senhora aceitou.
Hayır. Çünkü yapabilecekleri her şeyi zaten yaptılar.
Não, porque eles já fizeram tudo o que podem fazer.
İlk üç şeyi iki dakikada falan yaptılar.
Fizeram as três primeiras coisas tipo em dois minutos!
- Aman Tanrım, sana ne yaptılar böyle?
- Meu Deus, amor! O que é que te fizeram?
Hamilelik çağrısı yaptılar, üstüne bir de hamile olduğunu öğrendiler...
- Ela está grávida. Foi chamada para a concepção e descobriram.
Seni şerif mi yaptılar?
Nomearam-te Xerife?
Şeytan çağırdıklarında sana bunları mı yaptılar?
Estas coisas que eles te fizeram. Quando convocaram o Diabo.
Döndüğünde sen olduğunu anlamamız için sana bu tılsımı yaptılar.
E fez este totem, para que o reconhecêssemos quando voltasse.
Bu üç geri zekalı... Kusura bakmayın çocuklar ama öylesiniz. Salak bir şey yaptılar.
Agora, estes três "cabeças de banana", e desculpem, miúdos, mas é isso que são, fizeram uma coisa parva.
Bana, bize bir şey yaptılar. O hemşire de oradaydı.
Fizeram-me alguma coisa, a nós, e aquela enfermeira estava lá.
Sana bir şey yaptılar mı?
Eles aleijaram-te?
Ethan, ne yaptılar sana?
Ethan, o que foi que te fizeram?
Ne yaptılar sana?
O que te fizeram?
Ve sonunda, yaptığım şey hoşlarına gittiği için birdenbire yöneticiliğe aldılar beni.
E, eventualmente, por por gostarem do meu trabalho, colocaram-me no trilho de um cargo executivo.
Evet, Don, olay şu ki adamların işlerini yaptıkları yerde çalışan kızlardan bazıları tam olarak senin gibi birini tarif ettiler.
Sabe, Don, acontece que... Umas raparigas lá da cabana onde os tipos fizeram aquilo descreveram um tipo como você.
Politikacıların küçük iş dermiş gibi yaptıklarında söyledikleri gibi.
O que os políticos fingem querer dizer quando falam em pequeno negócio.
Çıkar ayakkabılarını! - Sünger kek yaptım. Gerçek kremadan.
- O bolo é com natas verdadeiras.
İlaçları almayı kabul ederek en doğru şeyi yaptığımı düşünüyor herkes. Büyük ihtimalle de haklılar.
Toda a gente diz que fiz a coisa certa ao tomar a medicação.
Apollo'yla aranda kapalı kapılar ardında 3. bir dövüş yaptığınızı duydum.
Soube de uma 3ª luta entre si e o Apollo... à porta fechada.
- 10 yıldan beri bugünü Amerikalılar'ın yaptıklarının cezasını çektiğini görmeyi bekliyordum.
Esperei 10 anos por este momento, para ver os americanos pagarem por aquilo que fizeram.
Beni bugün şerif yaptılar.
Hoje nomearam-me Xerife.
Yapımcıların donlarının altından seni ben çekip çıkardım ve seni bir aktris yaptım!
Eu tirei-te de dentro das cuecas desses grandes produtores e fiz de ti uma actriz!
- Doğru kişilere yalakalık ettiğin için geçici olarak yönetici yaptılar seni.
És supervisor provisório porque lambeste as botas certas.
Evin geldiğin yer değil, yuvanı yaptığın yerdir.
Lar não é o lugar de onde vens, é onde o constrói.
Altı ay içinde baskın yaptığın her eve patlayıcılar döşenecek.
Em seis meses, todas as casas em que tu entrares, vão estar cheias de explosivos.
O delikanlılar gibi yaptım.
Eu gostava daqueles novatos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]