Yaptın mı Çeviri Portekizce
26,231 parallel translation
Hiç üçlü yaptın mı?
Já fizeste sexo a três?
- Kan testi yaptın mı?
- Testaram o sangue dela?
Ben doğumu yaptıracağım. Sen de bebek için elinizden geleni yapacaksın.
Faço o parto e vocês fazem o que puderem pelo bebé.
Üstelik hala senin ihtiyaçların doğrulusunda hareket etmemi bekliyorsun ama bunu yaptım zaten.
E, ainda assim, esperas que acomode as tuas necessidades. Mas... Eu fiz isso.
- Ne yaptın? - Bir şey yapmadım.
- Eu não fiz nada.
Jake'in melek olmadığının farkındayım ama Seth'in ona yaptıklarını hak etmedi.
Sei que o Jake não era nenhum anjo mas ele não mereceu o que o Seth fez com ele.
Şaka yaptım. Sana inanıyorum erkeklik parçaların sende kalıyor.
Agora, eu acredito em ti e tu podes continuar a ter todas as tuas partes masculinas.
Jake'in melek olmadığının farkındayım ama Seth'in ona yaptıklarını hak etmedi.
Sei que Jake não era nenhum anjo mas ele não mereceu o que o Seth lhe fez.
Sadece benim, iş adamı Ronald Dacey. Evli ve 2 çocuk babası. Ve ikinize de yaptığınız şeye inandığımı söylüyorum.
Sou apenas eu, o Ronald Dacey, homem de negócios, marido, pai de dois filhos, a dizer-vos que acredito no que vocês estão a fazer, e que quero fazer parte disto.
Doğrusu yaptığımın bu olduğunu sanıyordum.
Eu pensei que estava a fazer isso.
Haklısın, senin bana yaptığın harcama kadarını yapmalıyım ben de.
Tens razão, eu devia gastar o mesmo que tu gastaste comigo.
O zaman sen de geri kalanımızın yaptığı gibi sokak arasına git ve bir yetişkin gibi çek burnuna.
Faz como nós, vai até ao beco, e faz umas linhas de neve como um adulto.
Hayır. Sanırım yaptığı o gösteri hastalığını birkaç gün daha uzattı.
Acho que a queda dela vai precisar de mais uns dias.
Ama tek yaptığım dünyayı kurtarma şansını mahvetmek oldu.
Mas... tudo aquilo que fiz foi estragar a sua oportunidade de salvar o mundo.
Bunu babamın yaptığını mı söylüyorsun?
Estás a dizer que o meu pai fez isto?
Ne yaptığının farkında mısın?
Entendes o que fizeste?
Benim için bu yaptığını, asla unutmayacağım.
Nunca vou esquecer o que está a fazer por mim.
Benim de akrabalarımın yaptığı konusunda düşünmeye başladım.
Pensei que os meus sogros estavam a fazer isso.
Hayatımı kurtarmak için, böyle büyük bir fedkarlık yaptın.
Você fez um grande sacrifício para salvar a minha vida.
Umarım ne kadar olağanüstü bir şey yaptığının farkındasındır.
Espero que percebas que fizeste uma coisa rara.
Kimsenin hatırlamayacağı bir kaç makine ve herkesin Joe'nun yaptığını sandığı bir yazılım.
Construí umas quantas máquinas de que ninguém se lembrará e um programa que todos pensam que é do Joe.
Donna, son zamanlarda SwapMeet'e giriş yaptın mı?
Tens ido ultimamente ao SwapMeet?
Elizabeth bir kaçakken sen kuralına göre oynadın ve kendince doğruları yaptım.
Mas a Elizabeth morreu.
Yılın dışında herhangi bir tarih de tam olarak ne yaptığımı sana söyleyebilirim, saatine kadar.
Escolhe um dia do ano, que sei exatamente o que vou fazer, à hora.
Şaka yaptım, 3 saattir baygınsın.
A brincar, foram apenas 3 horas.
Son olayda yaptığının yarısını istiyorum, yada bir telefon açarım belki hapise gitmeyebilirsin, ama tüm kazandığına el konulur.
Quero metade do que ganhaste no teu último negócio, ou faço uma chamada e tu podes não ir parar à prisão, mas todo o produto vai ser revistado.
Tüm hayatım boyunca, yaptığın saçmalıkların bedelini ödemeye ve... kendim için doğru olanı yapmaya uğraştım.
Toda a minha vida tentei expiar as tuas merdas e fazer algo decente por mim.
Konuşma dahi yaptım. Uzun lafın kısası, dokunaklıydı.
No que diz respeito a discursos fúnebres, acho que até foi comovente.
Düzeltmekten fazlasını yaptım.
Já fiz muito mais do que o corrigir.
Aşılarını yaptırmadım.
Não acabei as fotos.
Bu arada, Julian'ın arkeolojik kazısından bahsetmenden sonra ben de biraz araştırma yaptım.
Já agora, depois de me falares sobre a escavação arqueológica do Julian, comecei a investigar.
Ne, sana sempati duymamı mı bekliyorsun? Yaptığın şeylerden sonra?
Esperas que sinta compaixão por ti depois de tudo que fizeste?
Kardeşimin bana yaptığı şeyi öğrendiğimde iyi bir insanın yapabileceği tek şeyi yaptım.
Quando descobri o que a minha irmã fez, para mim, fiz a única coisa que uma pessoa decente podia fazer.
Telafi için yaptığın tüm o içler acısı çabalarının, derinlerde bir yerde hak ettiğini bildiğin kaderden seni kurtaracağını mı sandın?
Achas mesmo que as tuas tentativas patéticas de redenção te salvariam do destino que no fundo sabes que mereces?
- Evcil hayvan mı yaptın tekini?
- Mais ou menos? - Fizeste de um deles teu animal?
Seni cehenneme geri götürmemi istediği anlamına geliyordu? Yoksa cereyan yaptığını mı göstermek istiyordu?
Isso queria dizer que eu devia levar-te de volta ao Inferno ou Ele estava a insinuar que o Inferno estava a ficar brando?
Kimse bunu senin yaptığını düşünmüyor ama nasıl gözüktüğünün farkında mısın?
Ninguém na verdade pensa que tu fizeste isto mas sabes o que isto parece, certo?
Ne yaptığını şimdi anladım.
Eu vi o que fizeste aqui.
Bu teknik olarak doğru değil ama yaptığın benzetmeyi anladım.
Tecnicamente isso não é verdade, mas eu entendo a metáfora básica.
Kontratım için yaptığım anlaşmaya inanamazsın.
Nem acreditas no acordo que tive que fazer para abrir o meu clube.
Ne yaptığının farkındayım. Silver City'e dönmenize yardımcı olması için Lucifer'ın dünyadaki evini elinden almaya çalışıyorsun.
Sei o que andas a fazer, a tentar tirar o lar do Lucifer na Terra, para que ele te ajude a voltar para a Cidade Prateada.
- Müdürün yaptığını mı düşünüyorsun?
- O quê? Achas que foi o director?
Umarım burada rezervasyon yaptırmanın aylar sürdüğünü biliyorsundur.
Espero que saibas que demora meses a conseguir uma reservar neste sitio. Sim.
Buna bana gerçekten yaptıracak mısın?
Vais mesmo obrigar-me a fazer isto?
Umarım. Magda ne yaptığını bilmiyordu.
Digo, a Magda não sabia o que estava a fazer.
Oyuncak kimliklerinizi akıl hastanesinin el işi sınıfında mı yaptınız?
Fazem esses distintivos de brincar em trabalhos manuais na ala dos loucos?
Ne? Ne yaptığının farkında mısın?
O quê?
Senin yaptığın ve benim yaptığım şey,... ilişkisiz değil.
O que você faz, o que eu faço, eles não estão desconectados.
Tüm olası yolların hesabını yaptım efendim.
Calculei todos os percursos possíveis, senhor.
Yeni bir Mixtape mi yapıyorsun? Ne yaptığının farkında mısın, bilmiyorum.
Não sei se sabes o que se está a passar, mas não é uma brincadeira.
Ne yaptığımın önemi yok
Não interessa