English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Y ] / Yaptım bile

Yaptım bile Çeviri Portekizce

1,378 parallel translation
Bak, paranızı gerçekten geri vermek istiyorum ama bir iki yüz kilometre yaptım bile.
Ouve, eu quero mesmo devolver o dinheiro... mas já andei umas 200 milhas nele...
Yaptım bile.
Já o fiz.
Yani DNA testi yaptırdın? Başka ne yapabilirdim ki... beni eğitmeye başladığında 16 yaşındaydım, Bruce... hareketli bir çocukken potansiyelim vardı ve şüphelenmedim bile... başka türlüymüş gibi yapabilirdim, ama seninle ilgilendim... endişelendim,
Pela primeira vez criei coragem e fiz... tinha 16 anos quando começou a me treinar, Bruce... um garoto dos subúrbios, com uma boca grande e pouco suspeito... pretendia não fazer, mas gostei de você... idolatráva,
- Bugün yola çıkmak istiyordum fakat gerçekçi olmak gerekirse, dümeni yaptıktan sonar bile kızımızı suya indirebilmek için altına ray döşemeliyiz.
- Eu queria zarpar hoje, mas na realidade, meu, depois de montarmos o leme, ainda falta assentar as guias para a lançarmos ao mar.
Hatta papier-mâché büstü bile yaptım.
Guardei a tua camisola. Até fiz um busto de papier-mâché para tu a usares.
Annen ve ben sana okulla ilgili bir şeyde yardım ediyor olmaktan o kadar mutluyduk ki bütün işi bize yaptırdığının farkına bile varmadık.
A tua mãe e eu ficámos tão contentes de te podermos ajudar em qualquer coisa relacionada com a escola que tu nos deste a volta para fazermos tudo por ti.
Şu an ne yaptığımı bile bilmiyorsun.
Nem sequer sabes o que é que eu estou a fazer.
O bunu yaptığımı bile bilmiyor.
- Ele nem sabe que faço isso.
Google araması bile yaptım.
Até fiz uma pesquisa naquele motor de busca, o Google.
Benim yaptığım sizin katkınızla karşılaştırılamaz bile.
O que eu fiz não se compara à vossa contribuição.
Döndüğümde nişanlıma burada ne yaptığımı anlatamayacağım bile.
Não poder dizer a minha noiva o que fazemos aqui, ou quando eu esteja de volta...
Teşekkür bile almadım! Orada yaptığım dahiceydi.
Nem tenho nem um obrigado?
Yaptım bile.
Já fiz isso.
Bunu yaptığımı hatırlamıyorum bile.
Nem me lembro de o ter feito.
Evet. Belki de o kadar çok ot içtim ki, yaptığımı bile hatırlamıyorum.
Sim, talvez tenha fumado tanta erva que não me lembro de o fazer.
Onun için yaptığım onca şeyden sonra bile bana güvenmiyor.
Depois de tudo o que eu faço pelo teu pai, ele ainda não confia em mim.
Hepsini yaptım. Balo, kızı, saç kesimi, gömleği, atı, hatta en mükemmel iç çamaşırlarını bile.
Eu fiz tudo... o baile, a rapariga, o corte de cabelo, a camisola, o cavalo.
Yaptığım şeyleri berbat etmeni bile özledim
E honestamente sinto a falta das cenas maradas que tu fazes
Ben Başbakan'a rapor veriyorum ve O bile... ne yaptığımızı sormayacak kadar akıllı!
Eu obedeço ao Primeiro-Ministro, e até ele é esperto o suficiente para não me perguntar o que fazemos.
Yaptığı hiçbir mantığa sığmayan davranışlarıyla ticari işlerimizi, rızkımızı ve hatta varlığımızı bile sonsuz karanlığın eşiğine getirmiştir.
E através dos seus atos possessivos, trouxe-nos a traição, a blasfêmia. Meios da sua mera existência, através da escuridão eterna.
Ama kızı Mabel... Onun için elimden geleni yaptım. İflas ettikten sonra bile.
E a sua filha, Mabel, bem, fiz o que podia por ela, mesmo depois do revés financeiro dela.
Ançüezden hoşlanıyormuş gibi bile yaptım.
Até fingi que gostava de anchovas.
- Benim yaptığımı iddia edenler bile oldu.
Há quem diga que fui eu quem a assassinou.
Yaptığımız küçük seksler bile cansızlaşmıştı.
O sexo que fazíamos estava a ficar rotineiro.
Bir süredir yaptığım şeyler içinde en heyecanlı olanı bu olabilir ama... acele etmenin işi riske atmaya değmeyeceğini ben bile biliyorum.
Isto deve ter sido a coisa mais excitante que já fiz nos últimos tempos. Mas sabem que eu sei quando o desafio não compensa o risco. Escute, detective.
Sanırım ne yaptığımın farkında bile değildim.
Creio que não pensava no que fazia.
Elimden geleni yaptım. Direnme gücümün sonundayım. Masaya dönmek için bile gücüm yok.
Fiz tudo o que era possível, mas agora chega, não faço mais nada, nem àquela mesa volto.
Hepsini kabineye aldım. Ve benimle bir telefon görüşmesi yaptıkları bir tek gün bile yok.
Pu-los a todos no governo e hoje nem sequer um me telefonou.
Bizim burada yaptığımız işi yapmak için ilkokulu bile bitirmene gerek yok.
Não é preciso andar na escola para fazer o trabalho que nós fazemos aqui.
Sonra ona matürbasyon yaptım, ölü olduğunda bile her yere boşalmış ve o yapmış gibi gözükmesi için.
Depois eu despi-lhe as calças e bati-lhe uma, mesmo que soubesse estivesse morto... para fazer parecer que havia seiva por todo o lado e para poder incriminá-la.
Cevap ver canım. Son iki yılda 80.000 kilometre yaptım, lastiğim bile patlamadı. Orada mısın?
Vamos, querido, foram 80 mil quilômetros em dois anos com apenas um pneu furado, está ouvindo?
Bazen, dün ne yaptığımı bile hatırlayamıyorum ve sonra, her yaralanmayı, her evden firarı, her "iki santim daha ve ölebilirlerdi" gibi, çocuklarıma olan şeyleri hatırlıyorum.
Muitas vezes acho que não me lembro o que fiz ontem, outras juro que me lembro de todas as lesões, todos os perigos, todos os... "mais um centímetro e todos estariam mortos", que me aconteceram enquanto eram crianças.
Doğum yaptın mı bile?
Já deste à luz?
Sana bir şey anlatayım ; bana ne yaptırdığını hatırlamak bile istemiyorum.
Deixa-me dizer-te algo : Não me vou esquecer o que fizeste comigo. Nunca.
Yatırım bankerlerinin ne iş yaptığını bile bilmem. Ama çok iyi kazandığı belli. 30. katta böyle bir dairede oturduğunuza göre.
Não sei o que é que um banqueiro de investimentos faz, mas ele deve fazê-lo muito bem.
Ne yaptığımı bile bilmiyorum. Jane!
Nem sei o que fiz de errado mas eu peço desculpas!
Seks hakkında seninle konuşmayacağım bile çünkü en son ne zaman yaptığımızı hatırlayamıyorum.
E não penso discutir contigo sobre sexo... porque não me recordo da última vez que o fizemos...
Aralarında seçme bile yaptım ama hiç biri beceremedi.
Entrevistei um monte deles. Mas nenhum consegue fazer bem.
Aynı şeyi hapishanede bile yaptığım için çok şaşıyorum.
Surpreende-me ter chegado à prisão.
Bazen ne yaptığımı bile bilmiyorum.
Metade das vezes, nem sei o que estou a fazer.
O zaman ne yaptığımı hatırlamıyorum bile.
Eu nem me lembro do que fiz nessa altura.
Kesinlikle en iyi tahminlerimiz bile gerçekleşmedi. Yaptığımız anketler sadece birkaç yerde doğru çıktı.
Só nalguns casos é que as nossas sondagens à boca das urnas se revelaram exactas.
Bugün yaptığın gibi bir daha asabımı bozarsan... seni vurabilirim bile.
E se for irritante, como foi hoje, talvez lhe dê um tiro.
Başarısız romanımı ortadan kaldırmak için yaptığım manyakça hareket bile başarısız oldu.
Até a tentativa de colocar o romance falhado para trás das costas falhei.
Ne iş yaptığım, yarım kahverengi pastel boyanızda bile değil, değil mi?
Vocês não apostam nem meio lápis de cor castanho naquilo que eu faço para viver, não é? - Não.
Yaptığım büyü Grodd'un zihinsel izini buldu bile.
Meus poderes encontraram rastros mentais de Grodd.
Ben bile burada ne yaptığımı bilmiyorum
Nem eu sei o que estou a fazer aqui.
ve özel yapım kupaların söylediği kadar iyi şeyleri hayatı boyunca yaptığını hayal bile edemiyordum.
Não o imaginava a fazer algo de tão bom que merecesse uma caneca a dizê-lo.
Hatta ne yaptığımı tam olarak bilmesem bile. Ve asıl olay Alex'in beni alkışlamasıydı,
O facto de a Alex estar a aplaudir-me foi o melhor de tudo.
Ben bile test yaptırmıştım.
Até a mim me analisaram.
İnsanlar bizim tarafın kötü olduğunu söylüyorlar, ama bu -... benim yaptığım tüm zalimliklerden bile daha fazla.
As pessoas dizem que o nosso lado é desleal, mas isto... isto é muito mais cruel do que alguma coisa que tenha congeminado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]