Yır Çeviri Portekizce
54,747 parallel translation
İsa'yı hayata geri getirmedim, hayır.
Eu não ressuscitei Jesus.
Hayır, bu, Keşif'ten birkaç yıl önceydi.
Não, foi uns anos antes da Descoberta.
İşin gerçeği, prezervatif kullananlar ve kullanmayanlar karşılaştırıldığında, aynı eşli insanlarda test edildi ve görüldü ki, prezervatif kullanımı vajinada en az üç tür bakterinin oluşumunu artırıyor ve kızarıklığa sebep oluyor veya vulvada kızarıklığa ve sürekli bir yırtılmaya sebep oluyor.
A verdade é que, quando as pessoas usam preservativos, comparativamente a não os usar, foi testado com pessoas com o mesmo parceiro, que o preservativo aumenta a presença de pelo menos três tipos de bactérias na vagina e também causa eritema, ou vermelhidão na vulva, o que é consistente com mais ruturas.
Hayır, araştırmacıyım.
Não, sou um pesquisador.
- Onu vurup sıyırırsan ölecek değil sonuçta.
Mesmo que o apanhes de raspão e não morrer.
Hayır, ona sormalıyım...
Não. Tenho que perguntar...
Hayır, ama... Onunla yıllardır bir ilişki yaşıyordu ve kocası bunu öğrenirse onun için kötü olur.
Não, mas... ela tem um caso amoroso com ele há vários anos, e seria mau para ela se o marido descobrisse.
Hayır, Bay Varga'yı.
Não, o sr. Varga.
Karımla bir yıldır yatmadım.
Não durmo com a minha mulher há um ano.
Bak Jon, bir yıldır karını becermiyorsan, başkası beceriyordur.
Bem, Jon, se não papas a tua mulher há um mais de um ano, alguém a anda a papar.
Bunu şimdi öğreniyorum ve sekiz yıldır ortaktık.
Eu acabei de saber e fomos parceiros durante oito anos.
Aygır Harry 10 yıldır okuldaydı.
O Harry Hipopótamo estava na escola há mais de 10 anos.
Seni daha önce hiç böyle görmemiştim. Dört yıldır seni tanıyorum.
Nunca te vi assim e já te conheço há quatro anos.
Aynen öyle, ben bir üçkâğıtçıyım, dolandırıcıyım, hilebazım ve yalancıyım.
Claro que sou. Vigarista, trapaceiro e mentiroso.
Kapıyı açıyorum. Ağzından kan fışkırıyor.
Então eu abro, e há sangue a escorrer da boca dele, e ele grita :
- Yok artık! Açık renkli tenler yüzlerce yıldır tercih edilen şeydi.
Pele clara tem sido preferência nos últimos séculos.
Topluluğumuz yıllardır geliştirme aşamasındaydı.
A nossa ordem tem-no desenvolvido durante muitos anos.
Bence bu insanlar siyahları kaçırıyor beyinlerini yıkayıp seks kölesi tarzı boktan işler yaptırıyorlar.
Acredito que estão a sequestrar pessoas negras e fazendo lavagem cerebral para serem escravos sexuais ou merdas do tipo.
Parçaları birleştirmeye başladım, şöyle bir şey çıktı ortaya muhtemelen siyahları kaçırıp beyinlerini yıkıyorlar köle yapıyorlar, seks kölesi ama normal köle mantığı değil seks kölesi falan yapıyorlar.
Comecei a juntar as peças e foi isso que concluí. Sequestram negros e fazem lavagem cerebral para os fazerem de escravos... Ou escravos sexuais, ou merdas do tipo.
Onlarca yıldır değer veriyorlar.
Há décadas que lhe dão valor.
40 küsur yıldır bu konu üzerinde çalışıyorum.
Ouça, foi o trabalho da minha vida durante mais de 40 anos.
Mesela... sehpam. Yıllardır bendeydi. Milyonlarca kez onu görmüşümdür ama o gittikten sonra...
Como a minha mesa de café, tinha-a há anos e devo ter olhado para ela um milhão de vezes, mas depois de ele...
Ben iki yıldır dinliyorum.
Ouço isso há dois anos.
Kardeşimi yıllardır görmedim.
Não vejo o meu irmão há anos.
O zamanlar, bir yıldızsanız, büyüleyici posterlerinizi ve el ilanlarınızı yaparlardı ve size istediğiniz kadar verirlerdi. Reklam amacıyla yollara falan yapıştırırdınız.
Na altura, quando eras a estrela contratada, faziam cartazes e panfletos sensuais para ti e davam-te os que quisesses para levares e usares como material de promoção.
Bu sektörün pek çok kişiyi bitirdiğini gördüm. Hazır değillerdi ve bunun sonuçları yıkıcı olur.
E, no caso de muitas pessoas, vi a indústria fartar-se delas antes de estarem preparadas e isso é arrasador.
15 yıldır yapımcılık ve yönetmenlik yapıyorum ve 15 yıldır yaptığım işin teorisini neden anlamıyorum, diye düşündüm.
Eu já produzo e realizo há 15 anos e pensei : "Porque é que eu não compreendo a teoria do que tenho feito nos últimos 15 anos?"
Sandviç. Sanırım üç yıl sonra yaptım.
Dupla penetração, fiz isso... três anos mais tarde.
Seni 100 yıldır tanıyorum.
Conheço-te desde o princípio deste século.
Çocuk yıllardır süt kutusu bile kaldırmamış.
Esse puto nem um pacote de leite consegue levantar.
Evet, çamaşır yıkayacaktım.
Ia fazer uma máquina de roupa.
Seni hiç çamaşır yıkarken görmemiştim.
Acho que nunca te vi lavar roupa.
- Çamaşırımı yıkayabilirim.
- Posso lavar a minha roupa.
- 17 yıldır buna hiç şahit olmadım.
- Em 17 anos, não tive provas disso.
Hayallerini yıkmak istemem Monty ama bir sır vereceğim.
Odeio desapontar-te, Monty, mas vou contar-te um segredo.
Son üç yıldır neredeydin?
Onde estiveste nos últimos três anos?
Sanırım konuşmalıyız, değil mi?
Devíamos falar, não?
Sanırım bu yıl bir şansımız var.
Acho que temos uma hipótese este ano.
Gelişim olduğu müddetçe arkasında insanlardan oluşan bir çöp yığını kalır. Dışarıdan öylece bakarlar.
Enquanto houver progresso, existirão sempre destroços humanos na sua esteira, do lado de fora, a observar.
Y - Yalvarırım efendim.
Por favor, senhor.
Demir almaya hazır mıyız?
Estamos prontos para partir?
Yaralanırsa, ölürse ateşi çıkarsa bir aylak tarafından öldürülürse yıldırım çarparsa...
Ela magoa-se, ela morre, se tiver uma febre, se for mordida por um morto-vivo se for atingida por um raio...
Hızlarını kesebilirim. Yola birkaç ağaç yıkıp hazırlanmanız için sizlere biraz vakit kazandırırım.
Posso atrasá-los, derrubar algumas árvores na estrada, ganhar um tempo para vocês se prepararem.
- Rick kankama selam olsun. Hazır mıyız?
- Estão prontos?
Binlerce yıldır donmuş toprak altındaydı.
Esteve congelado no subsolo gelado durante milhares de anos.
Petra'yı çağır.
Liga à Petra.
15 yıldır içmiyorum.
Passaram quinze anos.
Ziggy... Ziggy bu sabah bana... Tanışma gününde Amabella'yı inciten çocuk Max'mış sanırım.
O Ziggy disse-me esta manhã, que parece que foi o Max que estrangulou a Amabella.
11 yıldır ayığım ama otoyolda senin yerinde olmayı hatırlıyorum.
Estou sóbrio há 11 anos, mas lembro-me desse lado da estrada.
Eros'taki limanda yıllardır bir Mars gemisi ya da bir Dünya gemisi bile görmemiştim.
Não via uma nave Marciana a atracar em Eros há anos. Ou uma nave Terrestre, já agora.
Yıldırımın iki kere aynı yere düşeceğine inanmam.
Não acredito que o relâmpago caia duas vezes.
yirmi 182
yirmi yedi 16
yirmi altı 18
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dokuz 20
yirmi dakika 19
yirmi sekiz 22
yirmi dolar 22
yirmi üç 29
yirmi yedi 16
yirmi altı 18
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dokuz 20
yirmi dakika 19
yirmi sekiz 22
yirmi dolar 22
yirmi üç 29