English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ö ] / Ölür

Ölür Çeviri Portekizce

4,613 parallel translation
Aşka karşılık verilmediğinde, aşk ölür.
Quando não é retribuído, o amor definha.
Güçlü olan yaşarken zayıf olan ölür.
Os fortes vivem, os fracos morrem.
Sonunda ne olursa olsun, güçlü olan yaşar zayıf olan ölür!
No fim, neste mundo, o forte vive, o fraco morre!
Zayıf olan ölür!
O fraco vai morrer!
Güçlü yaşar, zayıf ölür!
O forte vive, o fraco morre!
Güçlü olan kurtulur, zayıflar ölür.
Os fortes sobrevivem, os fracos morrem.
Buna izin verirsek, bir çoğu ölür.
Se permitirmos isto, irão morrer muitas pessoas.
Ya o ölür ya da biz. Daha azı olmaz.
Nada menos.
Onun için ölür müsün?
Estás disposta a morrer por ela?
Kocam ölür ölmez, merdiven altlarında gizlice konuşup gülmeye başladılar, pençelerini bana uzatıyorlar.
Espreitaram pelas escadas como urubus afetados, tentando cravar-me as garras mal o meu marido morreu.
Bir cerrah hata yaparsa bir hasta ölür.
Quando um cirurgião erra, morre um paciente.
Bizim elimiz kayarsa binlerce insan ölür.
Quando nós falhamos, morrem milhares de pessoas.
- Bana dokunursan ölür.
- Toque-me e ela morre.
Bir adim daha atarsan kiz ölür.
Mais um passo e ela morre.
Ve kadınlar ağlamaya ve ölür.
E as mulheres choram e morrem.
ama, tekrarladığı başka alacaktır benim oh hayır, değil benim, ve sırayla ölür.
Mas uma outra vindoura a encontrará, oh mas não a minha, não a minha, e que por sua vez morre.
Eğer bir meleği öldürürsen beden de ölür.
Se matas um anjo o seu receptáculo também morre.
Eğer beni kullanmazsan, insanlar ölür. Nokta.
Se não me usarem, pessoas vão morrer.
Ev sahibi ölürse, virüste ölür.
O vírus vai morrer se o hospedeiro morrer.
Bir kitap okusan veya film izlesen ölür müydün?
Tinha-te matado leres um livro, veres um filme?
Getirmezseniz Castiel ölür.
Se não, o Castiel morre.
"Pulpo gece yarısına kadar serbest kalmazsa çocuk ölür."
"Solta o Pulpo até à meia-noite ou o teu filho morre."
Dediğim her şeyi yapacaksın, yoksa arkadaşın ölür.
Vais fazer tudo aquilo que eu disser, ou o teu amigo morre.
Kılıç ile yaşayan kimse, kılıç ile ölür...
Aquele que vive pela espada morre pela espada.
Kim 31 yaşında göğüs kanserinden ölür ki?
Quem morre de cancro da mama aos 31?
Canlı, ölü veya ölür halde ; onu ağacın altına kim koydu?
Vivo, morto ou a morrer, quem o colocou debaixo da árvore?
Kendimiz için yaptıklarımız bizle birlikte ölür, başkaları için yaptıklarımız ise bizden sonra da hayatta kalır.
O que fazemos por nós morre connosco. O que fazemos pelos outros...
Orada, onun zırhını giyerken onun için ölür.
Morreu por ele lá, vestindo a sua armadura.
FBI'yla bağlantıya geçersen, kız ölür.
Se contactares o FBI, ela morre.
Herhangi bir cinlik denersen, kız ölür.
Se tentares alguma esperteza, ela morre.
Yoksa çocuk ölür, sen de kendini yine orada bulursun.
Caso contrário, ele morre e vais lá parar de qualquer forma.
Chapman, insanlar ölür ve o an'ı geri getiremezsin.
Chapman, as pessoas morrem e não podes voltar atrás.
Kıpırdamayın yoksa kaltak ölür!
Não se mexam senão esta cabra paga por isso!
Üzerime gelen ilk kişi ölür. - Anladınız mı?
O primeiro que se aproximar morre.
Kapatırsan erkek arkadaşın ölür.
- Desligas e o teu namorado morre.
Burada, tetiği çekerseniz biri ölür.
Puxas o gatilho aqui, e alguйm vai morrer algures
Birinde bir metal parçası gördüğüm anda yemin ederim kız ölür.
Se alguém apontar alguma coisa para mim, ela morre, falo a sério!
Bir dakika bile geçirirsek Daniel ölür.
Um minuto a mais... o Daniel morre.
İnsanlar ölür. Yenileri doğar.
As pessoas morrem e nascem.
Oradaki dolaşım engellenince testisler birkaç dakikada ölür ardından solup kararırlar ve nihayetinde düşerler.
Cortada a circulação, os testículos morrem em minutos, murcham, ficam negros e caem.
"İyiler hep genç ölür."
"Os bons morrem novos."
Tek başına gitmesi gerekiyor, yoksa Julia ölür.
Ele tem de ir sozinho. Se não, a Julia morre.
Bunu yaparsan Hayley kan kaybından ölür.
- A Hayley irá sangrar até à morte.
Yoksa ölür.
Vai matá-lo.
Acilen 10 cc'lik konsantre karanlık maddeye ihtiyacımız var, yoksa ölür!
Precisamos de 10cc de matéria negra, ou morrerá.
Eğer kocanın benden çaldığı 2 milyon dolardan bir kuruş eksik çıkarsa, arkadaşlarımı ararım ve oğlun ölür, anlıyor musun?
Se tiver menos do que os 2 milhões de dólares, que o teu marido me roubou, vou ligar para os meus amigos e o teu filho morre, percebeste?
Tek kişilik hücresinde yaşlı bir hanımefendi olarak ölür.
Ela morre velha na solitária.
NARVIK, Kuzey Kutup Dairesi'nden çıkacak olursa bunun dönüşü olmaz. Milyonlarca insan ölür.
Se o Narvik sair do Círculo Polar Ártico, não há nada a fazer, milhões de pessoas vão morrer.
İnsanlar ölür anne.
As pessoas morrem, mãe.
Binanın bu tarafındaki tüm yiyecekleri bırakacaksınız yoksa o ölür.
Vai deixar toda a comida deste lado ou ele morre.
Her erkek ölür.
Qualquer homem morreria.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]