English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ö ] / Öyle yaptım

Öyle yaptım Çeviri Portekizce

1,234 parallel translation
Bununla gurur duymuyorum ama öyle yaptım.
Não é que me orgulhe, mas insultei-os.
Ben de öyle yaptım.
todas as informaçöes, e foi o que eu fiz.
Öyle yaptım.
- E falava.
Ben de öyle yaptım.
E eu trepei.
- Davranışlarına. - Öyle yaptım.
Ah, nenhuma besteira dela
- Öyle yaptım zaten. - Sargılarını imzalamışsınız. Ama bulduğumuz eldivenler, dövüşte kullanılanlar değilmiş.
Assinou as ligaduras, mas estas luvas não foram usadas na luta.
Ben de öyle yaptım.
E foi o que fiz.
Öyle yaptım. Yapacağım.
Sim, eu irei.
Ben de öyle yaptım.
Foi o que eu fiz.
Ben öyle yaptım.
Acabei de fazer com que seja.
Öyle yaptım. Yemin ederim.
Eu disse, a sério.
- Haklısın. Ben de öyle yaptım.
Podes ter a certeza, eu contei-lhe.
Ben de öyle yaptım.
E eu assim fiz.
Ben de öyle ummuştum. Öyle yaptım çünkü bu olayın ardındaki itici güç benim!
E também farei porque tem sido a força motora pedagógica em tudo isso, não?
- Öyle yaptım. Toplantıyı iptal etmeliyiz.
- Devíamos cancelar o debate.
Boruları temizlememi söylediler, ben de öyle yaptım.
Mandaram-me despejar água nas condutas, e foi o que fiz.
Hayır. Dokunmasını çok istedim, ama yaptığımız öyle mükemmeldi ki.
Não, e eu queria tanto, mas o que fizemos foi perfeito.
Sizinle ilgili birkaç araştırma yaptım. Sayılarla haşır-neşirsiniz öyle değil mi?
Sabe, fiz o meu trabalho de casa sobre si e é muito inteligente com números, não é?
- Tabi ki öyle. - Yaptıklarım için ödül aldım. - Bu çok saçma!
Claro que vou, deram-me o prémio pelo bom actor que sou.
- Benim iyi bir ortaklık anlaşmasında hile yaptığımı mı ima ediyorsunuz? Ama kışın fiyatlar iki katına çıkacak. - Öyle değil mi?
Quando chegar o Inverno, o preço será quase o dobro, não é verdade?
Bilmiyorum ama bana öyle geliyor ki, eğer sizin gibi biri olsaydım kendime mutlaka bir kartal ya da ejderha dövmesi yaptırırdım.
Eu, no seu caso, teria tatuagens. Uma águia, um dragão...
Öyle mi yaptım?
Fiz?
- Öyle yaptığımı düşünmüyorum.
- Acho que não o fiz.
Hayır, beraber yaptığımız ilk iş Volkovitch işiydi, Kezmekistan'da ya da öyle bir yerde.
Não, o primeiro que fizemos juntos foi o serviço Volkovitch em Kezmekistan. Sim.
Sen öyle diyorsun ama bu hayatımda yaptığım en mantıklı şey olabilir.
Tu dizes que é uma loucura. Talvez seja a coisa mais sã que fiz.
Öyle zaten. Yeryüzüyle konuşuyordum ekranım kısa devre yaptı.
Estava no córtex e o meu ecrã avariou-se.
- Evet, öyle yaptım.
Sim, pedi.
Hata yaptığımı mı düşünüyorsun yoksa öyle olmasını mı dilerdin?
Acha que eu cometi um erro, ou espera que eu tenha cometido um erro?
Öyle değil... Bak, bir hata yaptım.
Não é, ouve, cometi um erro.
Zaten hep öyle oldu! Artık pes ediyorum. Yeterince hemşirelik yaptım ona.
Mas para mim chega, já fui enfermeira tempo de mais.
Al, bol sütlü ve şekerli yaptım Öyle daha rahatlatıcı oluyor.
Toma, fi-lo com muito leite e açúcar. É mais reconfortante, assim.
- Öyle mi yaptım?
- Fiz?
Öyle kızgındım ki yapamadım. O da bunu kasıtlı olarak yaptığımı söyledi.
Mas estava tão fula que não consegui e ele disse que foi de propósito.
öyle yaptım.
mudei
Evet öyle yaptım.
É verdade.
Erkeklerle öyle şeyler yaptım ki sana anlatsam herhalde şuracıkta kusardın.
Fiz coisas com eles, que se te contasse, -... te fariam vomitar logo. - Então não me contes.
Tüm yaptıklarım, celladın bir yerine iki çizme alması uğrunaysa, öyle olsun.
Se apenas consegui fazer com que o carrasco seja pago a dobrar, paciência.
İyi bir masaj yaptıracağım. - Kendini şımartacaksın öyle mi?
- Tratares de ti.
Ben asla öyle hikayeler anlatmazdım. Mesela... onun bunu ne kadar sık yaptığı... zavallı çocuk, o içki alemi ve kusmaları aerobik egzersizi sanıyor olmalı.
Não, nunca diria coisas como... com a frequência que o faz, a criatura deve pensar que comer e induzir o vómito são exercidos aeróbios.
şimdi bir şeyi açıklığa kavuşturalım erkek ve kadın arasında, kimin yanlış ya da kimin doğru olduğunu bilemezsin sadece özür dile ve konuyu kapat her zaman yaptığım da bu bende özür dilemeye hazırım tartışmayı sevmiyorum tartışmak istemiyorum aynı kural bizim içinde geçerli öyle değil mi?
- Agora repara numa coisa " Entre marido e mulher, nunca tente descobrir quem está certo e quem está errado Apenas desculpe-se e acabe com o assunto
Niye öyle bir şey yaptım ki?
Porque fiz eu aquilo?
Neden öyle yaptı anlamadım.
A Buffy é única.
Yaptığım bir şeyden dolayı böyle hissetmiş olmalı, öyle değil mi? "İşte bu kız tam bana göre!" dedirtecek bir şey.
Têm de saber uma coisa sobre a Dawn.
48 yaşında görünmek istedi ben de öyle bir rötuş yaptım ki ehliyetinde "Albino" seçeneğini işaretlemek zorunda kaldım.
A foto quase não se via. Tivemos de assinalar "albina" no impresso.
Babam öyle bir şey yaptı mı?
O pai alguma vez fez isso?
Ama konuşacak olursan öyle küçük bir hücre yaptırırım ki ayakta duracak yerin bile olmaz.
Mas se falas construirei uma cela tão pequena que não terá lugar para te parar.
Her ihtimale karşın mı öyle yaptın...
Era para o caso de eu ser...
- Öyle mi yaptım?
- Eu fiz?
Öyle mi yaptım?
Arrastei?
Tüm bunları tek İsa benden öyle istedi diye yaptım.
E fiz isto porque Jesus disse-me para o fazer.
Ahmet, burada beraber yaptığımız işlerden gurur duyuyorum. Ama Atlantic, plaklarımdan çok iyi paralar kazandı, öyle değil mi?
Tenho muito orgulho do trabalho que fizemos aqui, mas a Atlantic lucrou bem com meus discos, não foi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]