English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ö ] / Öyle mi oldu

Öyle mi oldu Çeviri Portekizce

420 parallel translation
Öyle mi oldu?
É o que aconteceu?
Öyle mi oldu Jed?
Nao foi o que aconteceu, Jed?
Oh, öyle mi oldu? Çok güzel.
Que bom.
İnanmıyorum gerçekten öyle mi oldu?
- Fez isso mesmo? - Fiz. Não acredito!
- Şimdi öyle mi oldu?
Você sabe?
- Öyle mi? - Londra bacak konusunda mutaassıp oldu.
- Sim, Londres cuida agora das pernas.
- Çok çabuk oldu, öyle değil mi?
- É repentino, não é?
- Sürpriz oldu değil mi? - Kesinlikle öyle oldu.
Uma prenda, não é?
Yani, bu ölüm kalım mücadelesinde, bir yandan da denizin dibine bakıp bunları görecek vaktiniz oldu, öyle mi?
Haveis tido tempo à hora da morte de olhar esses segredos das profundezas?
- Oradakilere çok kötü oldu. - Öyle mi düşünüyorsun?
- Sinto por esses dois.
Öyle oldu, değil mi?
Estavas ou não?
Öyle mi oldu?
Pedi?
Fakat benim oldu, öyle değil mi?
Mas eu fiz, não fiz?
Haa şimdi de benim hatam oldu öyle mi? Sana ne demeli?
Tu é que mais parecias um miraculado!
Bir şey oldu, öyle değil mi Bay Kraler?
Algo aconteceu, não é, Sr. Kraler? O que? Se é algo que diz respeito a nós, é melhor que todos ouçam.
Vincenzo bize bir şey dememiş olabilir ama bu çok güzel bir sürpriz oldu! Öyle değil mi?
O Vincenzo não nos disse nada, mas, meu Deus, pensei que fosse uma surpresa, não achas?
Dün ikimize güzel gelen bugün suç oldu öyle mi?
O que ontem era bonito e justo, hoje, torna-se uma culpa!
Artık olgun bir küçük hanım oldu, öyle değil mi?
Está a ficar uma mulherzinha, não está?
Bilim adamı bir anda işe yaramaz oldu öyle mi?
Cientistas que subitamente deixam de ser produtivos?
Öyle oldu, değil mi?
Foi, não foi?
Böyle de çok süslü oldu, öyle değil mi?
É um pouco de mau gosto, não te parece?
- Öyle oldu, değil mi?
- É, não é?
Öyle mi? Ne oldu geçen yıl?
O que houve no ano passado?
Ne oldu? Bugün çok iyi oynuyorlar, öyle değil mi?
- Hoje estamos imparáveis, não?
- Bu hiç komik değil. Yani seni fazlaca heyecanlandıran ilikşilerin... oldu öyle değil mi? - Bayan, lütfen..
- Sra. Love, por favor... tente se recompor.
Başarılı oldu, öyle değil mi?
Ele teve sucesso, não teve?
Bana göre oldukça sert bir gönderme oldu, öyle değil mi?
Isso é algum tipo de piada da sua parte?
- Öyle değil mi? Kendini savunma dedikleri Amerikan geleneğine ne oldu?
E o velho costume americano da legítima defesa?
Öyle oldu, değil mi Aliette?
Não é verdade, Aliette?
- Seni gördüğüne memnun oldu, öyle değil mi büyükbaba?
alegra-se de vê-lo. Verdade, avô?
Senin emrin dışında oldu, öyle mi?
Sem ordens suas?
Öyle oldu, değil mi?
Foi isso, não foi?
Bu sizin için zor oldu, öyle değil mi, Peder?
- Isto é duro para si, não é? - Bem...
Burası biraz havasız oldu, sence de öyle değil mi?
Está a ficar abafado aqui dentro, não achas?
İki yıl oldu, öyle değil mi, Harlan?
Já se passaram dois anos, não foi, Harlan?
çok kolay oldu. Öyle mi?
- Ai, sim?
Baker Sahili'ndeki cinayetler işlenmeden 18 ay önce oldu, öyle mi?
18 meses antes dos assassínios em Baker Beach?
Şimdi de panayır iptal oldu öyle mi?
E agora, por causa dele, cancelaram o teu único carnaval, não é?
Senin evin oldu, öyle mi?
Ai agora é tua casa?
- Orada neler oldu öyle? - Ne? - Hiçbir şey olmadı değil mi?
- O que é que aconteceu ali atrás?
Yargıç Foster'a yazık oldu, öyle değil mi? - Evet.
Tenho pena cerca de Juiz Foster.
Bütün gün sanki bir şeyler olacakmış hissine kapıldım. Ve gerçekten de oldu, öyle değil mi?
Todo o dia senti que algo assim iria acontecer, e agora aconteceu, não é?
- Ama öyle oldu, değil mi?
- Mas tenho andado, não é?
Poirot'un tahmini gerçek oldu, öyle değil mi?
Eis que a previsão de Poirot se torna verdadeira, n'est-ce pas?
Öyle oldu, değil mi?
É isso, não é?
Evet, ama öyle oldu, değil mi?
Bem, nos conhecemos, não?
Bu vaka çok ilgi çekici oldu, öyle değil mi, Başmüfettiş?
Este caso foi muito curioso, não é verdade, Inspector-chefe?
Bana öyle geliyor ki bizim küçük hayatlarımızda geçtiğimiz bir kaç dakika içinde oldukça büyük değişiklikler oldu. Sence de öyle değil mi?
Parece que a tua vidinha se alterou... bastante nos últimos minutos, não achas?
Bir şey olursa Leon benden sana yardımcı olmamı istemişti ve sanırım bir şey oldu, öyle değil mi?
O Leon pediu-me que te ajudasse se acontecesse alguma coisa, e acho que aconteceu, certo?
- Sonra ne oldu, Jake? - Bana bir levyeyle karşılık verdi. Öyle mi?
... ele avança direito a mim com o pé-de-cabra, mas tirei-lho e ainda o desanquei mais.
- İnişlerimiz, çıkışlarımız oldu, öyle değil mi?
- Tivemos altos e baixos, claro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]