English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ö ] / Özgürlük anıtı

Özgürlük anıtı Çeviri Portekizce

107 parallel translation
En iyisini yapmak için Özgürlük Anıtı'nı korumak için
Para o seu melhor fazer E a Estátua da Liberdade defender
Bu yüzden, söylediğim gibi bu Özgürlük Anıtı'na ilk gelişim.
Então, disse cá para comigo : "Nas primeiras férias que tiver, vou ver a Estátua da Liberdade."
- Özgürlük Anıtı'na bakmak ister misin?
- Vamos à Estâtua da Liberdade?
Bu sabah Özgürlük Anıtı gibi duruyordu.
Sei lá! Esta manhã também passou assim. Parecia a Estátua da Liberdade!
Özgürlük Anıtı'na ve... Automatique restoranına gittim bile. Ama ilk kez böyle bir Kuzey Amerika evinde bulunuyorum.
Já fui à Estátua da Liberdade e ao restaurante Automatique, mas esta é a primeira vez que entro numa casa tipicamente norte-americana.
Şimdi de "Özgürlük Anıtı" oldu, senin ne işin var burada?
É a Estátua da Liberdade. O que fazes aqui?
Özgürlük Anıtı ona benzeyen iki kişiye "Hoşçakalın" diye el salladı.
Reconhecendo dois dos seus a estátua da liberdade acenou-nos ternamente.
Töreni, Özgürlük Anıtını, balinayı, Barnum Müzesini.
A parada, a Estátua da Liberdade,... a baleia empalhada no Museu Barnum.
Özgürlük Anıtı'nı arıyorum.
Estou procurando a Estátua da Liberdade.
Siz cidden Özgürlük Anıtı'nı mı arıyorsunuz?
Falou sério? A Estátua da Liberdade?
Özgürlük Anıtııı... 7. cadde metrosuna binin...
Bem, a Estàtua da Liberdade. Pegue o metrô Sétima Avenida.
Özgürlük Anıtı'nı falan aramıyorsun değil mi...
Você não está procurando a Estátua da Liberdade.
New York'un yabancısıyım... Özgürlük Anıtı'nı arıyordum...
Sou novo na cidade... e queria dar uma olhada na Estátua da Liberdade.
Özgürlük Anıtı..
Estátua da Liberdade.
Saat 4'te Özgürlük Anıtı'nda kız arkadaşınla buluş.
"Encontre-se com a sua amiga na Estátua da Liberdade às 4". Ponto. Fim da mensagem.
Bir milyon insan New York ana gemisinin Özgürlük Anıtı üstünden yükselip uzaya kaçışını izledi.
Um milhão de pessoas viram a nave em NY... elevar-se acima da Estátua da Liberdade e partir para o espaço.
Özgürlük anıtının meşalesinde patlattım.
Fi-las na Chama Eterna.
Bu doğru. En son, bir kadının içine girdiğimde Özgürlük Anıtı'nı geziyordum.
A última mulher em que penetrei foi a Estátua da Liberdade.
Özgürlük anıtı sadece bir heykel mi?
A Estátua da Liberdade é apenas uma estátua?
Arada Özgürlük Anıtı'nı seyrederler.
Eles ficam a admirar a Estatua da Liberdade.
Göçmenlere karşı değilim ama Özgürlük Anıtı'nda yazan o yazı yok mu :
Sou totalmente a favor da imigração livre, mas aquela tabuleta que temos, defronte da Estátua da Liberdade :
Bir dakika Özgürlük Anıtı.
Esperem aí. Estátua da Liberdade.
İşte Özgürlük Anıtı!
Lá está a Senhora Liberdade.
Sıkıcı görünmüyor. Kendini ikiye bölüyor ve özgürlük anıtını yok ediyor. ( Dickens'ın roman karakteri ile İllüzyonist olanı karıştırıyor )
Aqui não parece aborrecido, diz aqui que ele pode fazer desaparecer a estátua da liberdade.
Özgürlük Anıtı işini batırdı bunlar.
Foram os que atamancaram o trabalho da Estátua da Liberdade.
Özgürlük anıtı kaput.
A Estátua da Liberdade foi ao ar.
"Özgürlük anıtı kaput."
"A Estátua da Liberdade foi ao ar."
Çok güzel.Ve kadın, Özgürlük anıtı kadar sert ve büyük şeyi içime aldım " diyor.
Ela reparou que eu tinha uma tusa do tamanho da Estátua da Liberdade.
Eğer elinde bir fener olsaydı, özgürlük anıtı sanacaklardı seksi karımı.
Se tivesses um archote na mão, chamavam-te a Estátua da Liberdade. Que, diga-se já, é um grande borracho.
Ve biz, Özgürlük Anıtına "Merhaba" yerine, "Hoşçakal" diyen ilk ve tek İrlandalı aile olarak belki de tarihe geçtik.
Devemos ter sido a única família irlandesa... que disse adeus à Estátua da Liberdade, em vez de olá.
Gerçekten bir mucizeye ihtiyacım vardı. Ve oldu! Tam orada, Özgürlük Anıtı'nın önünde.
Precisava de um milagre... e aconteceu ali mesmo, à frente do Pub Nossa Senhora da Liberdade.
Özgürlük Anıtı mı?
A estátua da Liberdade?
Çocuklar, babanız sadece "Özgürlük Anıtı" elbiselerini çıkarana kadar içti.
Miúdos, o Pai só bebeu para a Estátua da Liberdade tirar as roupas.
Bunu yaparsam Özgürlük Anıtı'nı bir daha göremem.
Não esperaria voltar a ver a Estátua da Liberdade, se o fizesse.
Bu Özgürlük Anıtı'nın dibinde.
Este fulano estava na Estátua da Liberdade.
Brunei sultanıda özgürlük anıtını sandıklayıp götürdü.
O Sultão de Brunei encaixotou a Estátua da Liberdade e a levou.
- Nesin sen? Ben Özgürlük Anıtı'yım.
- Sou a Estátua da Liberdade.
Helen Teyze, yarın Özgürlük Anıtı'na gidebilir miyiz?
Tia Helen podemos ir até à Estátua da Liberdade amanhã?
Palmiye ağacı ve palmiye ağacı, Özgürlük Anıtı, Özgürlük Anıtı.
Palmeira e palmeira. Senhora Liberdade. Senhora Liberdade.
Özgürlük Anıtı, Empire State Binası.
A Estátua da Liberdade, o Empire State Building.
Ne yapmalısın biliyor musun? Özgürlük Anıtı'nın tepesine çıkmalısın.
Devias ir até ao cimo da Estátua da Liberdade.
Özgürlük Anıtı'nda daha saf bir şey yok.
Nada mais puro do que a Liberdade.
Evet, Özgürlük Anıtı Amerika'nın kıyısında gururla duruyor daracık elbisesiyle.
Sim, a Estátua da Liberdade, imponente na costa americana. Com o seu vestido que se cola ao corpo.
Adamım, tam orada, Özgürlük Anıtı.
Man, ali mesmo, a Estátua da Liberdade.
Özgürlük Anıtı'nda "yorgunlarınızı ve fakirlerinizi verin" yazar "zenginlerinizi ve yeteneklilerinizi" değil.
A Estátua da Liberdade diz : "Dêem-me os cansados, os pobres"
Özgürlük Anıtı oyunu. Smash Williams ilerliyor.
Passe "Estátua da Liberdade" para Williams.
Pekala Özgürlük Anıtı'nı yapıyoruz.
Certo, vamos fazer a nossa coreografia.
Yılda dört defa Özgürlük Anıtı'nın tepesinde buluşurlar.
Reúnem-se quatro vezes por ano na cabeça da Estátua da Liberdade.
Özgürlük Anıtı ne diyor?
Na Estátua da Liberdade diz :
Özgürlük Anıtı'nı arka planda tut, tamam mı?
Deixa ficar a Estátua da Liberdade em fundo.
Bu şehirde yaşayanlara'Özgürlük ve Huzur'anıtını hediye ediyoruz.
"Doamos este monumento ao povo desta cidade ;'Paz e Prosperidade'."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]