Bağlantı yok Çeviri Rusça
709 parallel translation
- Arada bağlantı yok.
- Да ладно, здесь нет связи.
Bağlantı yok, efendim.
[Акустик] Контактов нет, сэр.
Bir bağlantı yok.
Никакой связи.
Bu olamaz. İkisi arasında doğrudan bağlantı yok ki?
Это не возможно, она не связана с сонной артерией.
- Bağlantı yok.
Никаких данных, капитан.
Efendim, Yıldız Filosu Komutasıyla bir bağlantı yok.
Пока еще нет контакта с управлением флота. Внешнее сообщение заблокировано.
- Hâlâ Yıldız filosuyla bağlantı yok.
- Лейтенант Ухура. - Пока нет контакта, сэр.
Yukarıdan emirler. Bağlantı yok.
Распоряжение с самого верха.
- Yapamıyorum 7 veya 8 nano saniye içinde önümüzde başka bir bağlantı yok.
На это нужно 7 или 8 наносекунд. У нас нет столько времени.
Bağlantı yok.
То есть никак не связана.
2-9-5 kerterizde bağlantı yok.
Пульт управления. Локатор. Контакта нет, два-девять-пять.
- Bağlantı yok mu henüz?
- Как всегда. Есть что-нибудь?
Deliller arasında bağlantı yok.
Нет цепочки фактов.
Arada bir bağlantı yok mu sence?
Думаешь, эти два дела не связаны?
Yazımda, travesti ile şiddet arasında bir bağlantı yok.
Между изменением пола и насилием нет корреляции.
Hail Mary'yle bağlantı yok.
Связь с "Ромерой" прервалась.
Ancak, sorunun bu olayla bağlantısı yok.
Но данная проблема не связана с этим.
Sadece önemli kişilerle bağlantıları yok, bu yüzden ona yardım etmek zorundayım.
Только у него нет связей и мне приходится помогать ему.
Doğrudan bağlantı kurmamıza gerek yok.
Нет необходимости прямого контакта между нами.
Kızının bağlantılarından fayda ummak kulağa biraz garip gelebilir ama hiçbir şey yapmana gerek yok ve kapılar sana da açık olacak.
Сблизившись с ними с помощью своей дочери, ты сможешь обеспечить себе безбедное будущее.
Seçme iradesiyle gerçek bir bağlantısı yok.
Никакой связи с реальным критическим сознанием.
Hiç bağlantım yok. Olacak.
Нет никакой связи.
Onunla bağlantıya geçen kimse yok mu?
Никто его не нашел?
Bir yıldan fazla süredir Federasyon bağlantısı yok.
С Федерацией нет связи уже больше года.
Uzayaltı müdahale bizi Yıldız filosuyla bağlantı kurmaktan alıkoyuyor. Onlara yok olan güneş sistemleri konusunda bilgi veremiyoruz.
Очень сильные помехи мешают связаться со Звездным флотом, чтобы сообщить о разрушенных солнечных системах.
Kaptan bağlantı için neden yok.
Контакт признан нецелесообразным.
- Hiç sensör bağlantısı yok.
- Сенсоры его почти не видят.
Bağlantı yok.
Ни запчастей.
Bilinç zaman ve mekânla bağlantılıysa, demek ki orada da yok.
Если сознание связано с пространством и временем, его там не может быть.
Hayatından bazı aptal lanet bağlantılar, bir meselenin... aslını ögrenmek için vazgeçmiş bir adamın... bir kere olsun sarhoş olma hakkı da mı yok?
Разве человек, который готов положить свою жизнь ради этого несчастного контакта, не может напиться?
Bağlantımız yok!
Связи нет.
Ses düzenini kaybettik. Radyo bağlantısı yok.
Гидроакустическая тоже.
- Yüzey bağlantısı? - Yakında birşey yok Kaptan.
Что-нибудь слышно?
Öncelik yok. Gelecek bağlantı 9 : 30'da.
Следующий контакт в 09 : 30.
Hiç faydası yok şimdi onlarla bağlantı kurmalıyız.
Ни за что, мужик. Они говорили бы с нами.
Benimle bağlantı kurabilecekleri bazı şeyleri yok etmeliydim.
Забрать некоторые изобличающие вещи.
Bu suçlarla söylediğiniz klanın bağlantısı olduğuna dair elimizde herhangi kanıt yok.
Ќет никаких доказательств того, что это им € как-то св € зано с происшестви € ми.
En gizli noktalar haricinde tehlikeli bağlantılar yok.
Никаких компрометирующих связей. Полная секретность
Geminin görsel bağlantı yeteneği yok.
Корабль не в состоянии поддерживать видеосвязь.
Karl, benim bu konuda- -... adamın ölümüyle, bardağa dokunması arasında hiçbir bağlantı olmadığı dışında fikrim yok.
Карл, я... У меня нет другого мнения насчет этой истории, кроме того, что я вполне уверен, что не было никакой связи между касанием пивной кружки и его смертью.
- Yok. Bağlantıyı kesmiş.
- Он заблокировал отключение!
Kimseyle bağlantım yok. Bu ayaklar bana sökmez!
" абыл, с кем разговариваешь?
Başka yaşam formlarıyla bağlantı arıyoruz bizi yok eden maddesel formlarla değil.
Мы ищем контакта с другими жизненными формами, а не злобными существами, которые уничтожат нас.
Bir grup ayrılıkçının yabancılarla bağlantılı olduğunu Volkan kültürünün saflığını kirletmeye, ve yok etmeye çalıştıklarına inanıyoruz.
Группа, которая верит в то, что контакты с другими расами загрязняют нашу культуру и уничтожают чистоту вулканской расы.
Ayrıca Ruby'nin kaybolduğu geceyle... -... bir bağlantısı da yok.
Докажи, что елки обуглились именно в ночь похищения.
Kim olduklarını bilmiyorlar ve bizle bağlantı kurabilecekleri hiçbir şey yok.
Они даже не знают, кто это, а если и узнают, то не смогут связать это с нами.
Bu, Denver seyir istasyonu ile bağlantımız yok, her şey gerçekten berbat durumda demek.
Нет навигационного маяка Денвера. А приборный щит показывает, что все в полной исправности и работает как часики.
Biz buna "kablo bağlantısı" deriz ama ortada kablo falan yok.
Мы говорим "подключаться", но тут нет проводов.
Aralarındaki bağlantıya dair delil yok.
Связи контролируются.
İlk bağlantıda sorun yok.
Контакт прошел нормально.
Dinle baba, bu senin için bir sürpriz olabilir. Ama her hareketimin seninle bir bağlantısı yok.
Папа, возможно, тебя это шокирует, но не все, что я делаю, касается тебя.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65