English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ B ] / Başaramadım

Başaramadım Çeviri Rusça

527 parallel translation
Başaramadım mı yani?
Так я провалил всё?
Emrinizi henüz yerine getirmeyi başaramadım.
пока я не могу выполнить Ваш приказ...
Sevmesi için uğraştım, ama başaramadım.
Я пытался изменить это, но не смог.
Çabaladım. Başaramadım.
Я сопротивлялся, но тщетно.
O kadar çok şey denedim ama kendimi öldürmeyi başaramadım!
Я попробовала много различных вещей. Но мне не удалось покончить с собой.
- Bunu asla başaramadım.
- Я никогда этого не умела.
Üstelik başaramadım.
Но мы и не взорвались.
Bir şekilde ülkeye geri döndükten sonra bir işte dikiş tutturmayı başaramadım.
Конечно, если бы я мог продвинуть свою яйцевзбивалку...
- Onu takip ettim ve yakalamak için elimden gelen her şeyi yaptım. Ama asla başaramadım.
Я следил за ним, думая... как бы его пригвоздить, но не смог.
Başaramadım.
Это провал.
- Başaramadım, biliyorsunuz. - Görebiliyorum.
- Это не так, и вы это знаете.
Yok, ben başaramadım.
Нет. Я не мог.
Başaramadım.
Мне не удалось.
Yeterli bilgi toplamayı başaramadım.
Я не смог собрать достаточно данных для этого.
Başaramadım, Hart.
Я провалился, Hart.
Bak, beni denedi ve başaramadım...
Послушай, он тестировал меня. Я провалился.
Düştüm. Başaramadım!
Я упал, я потерпел неудачу.
Başaramadım.
Не вышло.
Başaramadım.
Я подвёл тебя.
Ama hiç başaramadım. Hep tombuldum.
Но не могла этого достичь, потому что всегда была полненькой.
Onu ezmeyi bir türlü başaramadım. O geceden beri saçıma dokunup duruyorum.
И с той ночи я все время ощупываю волосы
Sizi anlamaya çalışıyorum ama henüz başaramadım.
Пытаюсь понять вас, но еще не понял. Но это здорово.
Başaramadım.
Я потерпел неудачу.
Başaramadım efendim.
Я подвел вас, Императрица.
- Başaramadım.
- Ничего с ней не вышло.
Başaramadım.
И проиграл.
Ancak benim için en önemli çifti kurtarmayı başaramadım.
Однако, мне не удалось спасти пару, которая больше всего меня интересовала – мою.
Bense onlara engel olmayı başaramadım.
И я не смог, сэр... Остановить их.
" Ne yazık ki düzeltmeyi başaramadım...
" сожалению, это оказалось невозможно...
Başaramadım. Bir çocuğu mutlu etmek istedim.
Ќет, € облажалс €. я пыталс € произвести впечатление на мальчишку.
Dax'ten bir kelime bile almayı başaramadım.
- Я тоже так думаю. Знаете, я не смог выудить ни слова из Дакс.
Görevimi başaramadım Binbaşı.
Я провалил задание, коммандер.
Başaramadım.
У меня ничего не получилось.
- Tanrım, yine başaramadım.
- Господи, я опять проиграл.
Kendim yapmaya çalıştığım ama başaramadığım bir konu var.
но у меня ничего не вышло.
Sergilediğiniz boşboğazlık, akıl yoksulluğu vermem istenen dersi çoğunuza öğretmeyi başaramadığımı gösterdi.
показывают, что я не смог многим из вас преподать урок, которому меня поставили учить.
Yıllardır onu kontrol etmeye veya öldürmeye çalıştığımı ve başaramadığımı da biliyorsun.
Но я не смог. Ты мне не позволял. Ты одолел меня, Джордж.
Başaramadım!
Я провалился.
- Başaramadık mı?
Мы проиграли.
Sör Thomas eğer bizim başaramadığımız bu işi başarabilirseniz bu mahkeme bitecek.
Если вам повезет там, где мы потерпели неудачу этот процесс закончится
Önemli olan... korumalarım görevlerini yerine getirmeyi başaramadı.
Важно то, что моя стража не выполняет свои обязанности.
Ne dersin? Başardı mı, başaramadı mı?
Как ты думаешь : ему удалось или нет?
Ama başaramadım.
Я потерпел неудачу.
Senin için yeterli olmayı başaramadım.
Я не нужна тебе.
Ama şu insana işkence yapma dürtüsü, kurtulmayı başaramadığım tek şey.
Но желание пытать людей, это то, от чего я не мог избавиться.
Bunu başaramadığım taktirde toplumumuz tehlikeye girecek.
Если я не выведу их на правильный путь, наше общество окажется в опасности.
Evvela, kahraman olduğumu bilmiyordum. O çocuğun babasının kurtulamadığını, başaramadığımı sanıyordum...
— начала, € не знал, что € герой. я думал, что отец мальчика погиб, и что в этом виноват €, и € не смог бы... я не смог бы посмотреть мальчику в глаза. ј потом...
hâlâ başaramadınız mı?
По-прежнему нет успеха?
Doğrulatmayı bile başaramadığımız emirler.
Приказы, которые мы не можем даже проверить.
Bir Klingon okuluna gitmeni ayarlayıp, sana öğretmeyi başaramadığım... dersleri öğrenmeni sağlayacağım.
Я переведу тебя в клингонскую школу. Там ты получишь те уроки, которые я не сумел тебе преподать.
Ama başaramadım.
- Но не смог удержать.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]