Biliyorsundur Çeviri Rusça
1,287 parallel translation
Madem bu kadar bilgilisin, öyleyse senin şu limuzin düşkünü, liberal kazanova'nın yeniden ortaya çıktığını da biliyorsundur.
Ну, раз ты такая сведующая, ты наверно знаешь... что всплыл твой богатый либеральный Казанова.
Bak eğer beni biliyorsan, bu silahı da biliyorsundur.
Слушайте, если вы знаете, кто я, то и об этой пушке наслышаны.
Babanın bu durum hakkında neler hissedebileceğini biliyorsundur.
Я думаю, ты знаешь, что твой отец чувствовал обо всей этой идее.
Vanessa Hudgens'ın neler hissettiğini biliyorsundur artık.
Теперь ты знаешь, как чувствовала себя Ванесса.
Sıcaklığın moleküler damarı nasıl taşıdığını yapıştırıcı yardımıyla ölçme. Eminim biliyorsundur, ki ne kadar değişken sonuçlar ortaya çıktığını.
О том как тепло действует на молекулярную структуру самоклеющейся поверхности, которая, уверен вы и сами знаете, создает довольно изменчивый набор данных.
Şu hatun kılıklı yeni erkekleri biliyorsundur sanırım?
Я имею ввиду, блин, вы что не знаете что мужчины - новые женщины?
Çünkü belki de nasıl hissettiğini biliyorsundur.
Потому что, возможно, ты знаешь каково это.
Belki sen daha fazla şey biliyorsundur?
Может тебе известно больше?
Ne kadar iyi olabildiğini biliyorsundur.
Ты знаешь, каким добрым он может быть.
Yalan söylüyorsan, bunun sonuçlarını da biliyorsundur.
Ты же понимаешь, какие будут последствия, если ты лжешь?
Ama artık daha çok vaktin olacak biliyorsundur.
Но также хорошо, если бы ты взяла небольшой отпуск, тоже неплохо, понимаешь.
Bunun belaya davetiye çıkarmak olduğunu biliyorsundur.
Ты понимаешь, что просто напрашиваешься на неприятности?
İnsanları idama mahkûm ediyorsun. Nasıl bir his olduğunu biliyorsundur.
Ты добиваешься смертельных приговоров, должен знать, каково это.
Biliyorsundur herhalde neden bahsettiğimi.
Ты понимаешь, о чем я.
Bugünden sonra bunu biliyorsundur artık.
Полагаю, после сегодняшнего вы знаете об этом все.
Geçen bahar olan şeyi biliyorsundur.
Да, ты-ты знаешь о том, что было весной... с Джорджиной?
Sadece umuyorum ki, sadece annenle birlikte olmaktan değil senin de aile de olmandan dolayı nasıl mutlu olduğumu biliyorsundur.
Я только надеюсь, что ты знаешь, как я счастлив просто быть с твоей матерью, Но то, что ты стала частью моей семьи...
Umarım ne yaptığını biliyorsundur. - Evet.
- Я надеюсь, ты знаешь, что делаешь.
Eğer gerçek katili taklit ediyorsan eminim bu olayı da biliyorsundur.
Именно это убийство ты изучил, чтобы скопировать стиль.
O zaman deriden kan lekesi çıkarmanın çok zor olduğunu biliyorsundur.
Тогда ты наверно знаешь, что отчищать кровь с кожи очень трудно.
Kendi karından biliyorsundur.
Тебе бы следовало знать это о своей жене.
Başlık ile ne yapacağını biliyorsundur umarım.
Думаю, ты знаешь, что делать со шлемом.
Muhtemelen ölü olduklarını biliyorsundur?
Знаешь, они скорее всего мертвы.
Gerçek görevin ayrıntıları size söylenecek mi? - Sen biliyorsundur herhalde.
Не хотите взять на себя труд и просветить нас на счет истинного задания?
Sanırım bunu zaten biliyorsundur.
Похоже, ты это знаешь не понаслышке.
Bunu sen de biliyorsundur.
Вам это должно быть известно.
Umarım beni her zaman arayabileceğini biliyorsundur. Lütfen Max, eğer yapabileceğimiz herhangi bir şey varsa -
Если вам когда-нибудь что-то понадобится...
İnsanların bu bölüme gelmelerininin nedeninin biraz huzur ve sessizlik... bulmak olduğunu umarım biliyorsundur.
Знаете, что люди приходят в книгохранилище из-за тишины и покоя.
Bunun kim olduğunu biliyorsundur.
Я уверен, что ты знаешь, кто это?
Umarım bunu biliyorsundur.
Надеюсь, ты это понимаешь.
Belki biliyorsundur, artık Gene Robbins gazetecilik bölümünden sorumlu.
Может ты в курсе, что там декан журналистики Джин Роббинс.
Biz bilmiyorsak sen biliyorsundur.
Если мы не знаем, то ты в курсе.
Umarım çekimini Vencouver'da yapmandan bir çıkarım olmadığını biliyorsundur.
Надеюсь, Вы понимаете, что у меня нет никакой заинтересованности в съёмках в Ванкувере. Хорошо.
O zaman, traş ettiğin yerin 5 santim altından kesmen gerektiğini biliyorsundur.
Тогда ты в курсе, что надрез на пять сантиметров ниже, - чем ты бреешь.
O halde seni bulmak için ne kadar zaman ve enerji harcadığını da biliyorsundur.
Тогда ты знаешь как долго и упорно он тебя искал.
Sarışın ve mavi gözlü homoseksüellerin başına avluda neler geldiğini biliyorsundur.
Я имею ввиду, ты знаешь, что случается с блондинами, голубоглазыми педиками во дворе.
Birbirlerini tanıyan iki insan bir araya gelince neler olduğunu da biliyorsundur.
И я знаю, ты знаешь, что бывает, когда два осведомленных человека оказываются вместе.
Sen zaten biliyorsundur.
Уверена, ты сама про это можешь рассказать.
O zaman ölmesi gerekenin o olduğunu da biliyorsundur.
Тогда ты знаешь, что если кто-то заслуживает смерти, то это он.
Ne yaptığını biliyorsundur umarım.
Что ж, надеюсь, ты знаешь, что делаешь.
Dosyalarımı ortaklaşa kullandığımıza göre olayların gelişimini biliyorsundur.
Полагаю, тебя не надо вводить в курс дела, поскольку последнее время мы читали одни и те же файлы.
Eminim, bir ayakkabı dükkânında neyin nerede olduğunu iyi biliyorsundur ama ben tam 12 yılımı sokaklarda harcadım.
Я верю, что Вы разбираетесь в обувных магазинах, но я 12 лет в деле.
O zaman geç kalmanın doğru bir şey olmadığını da biliyorsundur.
Так знай же, что в твоих опозданиях нет ничего хорошего.
- Tanrı aşkına çocuk! Onunla evlenirsen hayatının geri kalanında hep pişmanlık duyacaksın. Sen bunu zaten biliyorsundur.
Ради бога, дитя, если выйдешь за него замуж, будешь жалеть об этом до конца своей жизни.
Umarım, ne yaptığını biliyorsundur, evlat.
Надеюсь, ты знаешь, что делаешь, парень.
Bunun bir bağış toplantısı olduğunu biliyorsundur. Üniversite partisi değil.
У нас тут благотворительный вечер, а не приватная вечеринка.
Ne kadar farklı olursak olalım umarım sana her zaman saygı duyduğumu biliyorsundur.
Не смотря на то, что мы разные, надеюсь, ты понимаешь, что я тебя уважаю.
Rebecca'nın ölü olduğunu biliyorsundur, ne de olsa şu güvenlikleri dövmeden önce... ufak bir araştırma yapmışsındır, değil mi?
- Знаете, Ребекка погибла. Конечно, не знаете, вы же не стали изучать информацию, а просто пришли и избили моих охранников. Так ведь?
Ya da bir şeyin olmadığını biliyorsundur.
Или ты знаешь, что ты здоров.
- Ne güzel. Trevor'un geçimini nasıl sağladığını biliyorsundur sanırım?
Вы знаете, чем промышляет Тревор?
Belki sen bir şey biliyorsundur diye, umuyordum.
Ты не должна паниковать.
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyorsunuz ki 33
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyorsunuz ki 33