Endiselenme Çeviri Rusça
6,762 parallel translation
O konuda endiselenme. Onlari açiga çekecek bir planim var.
Не беспокойся, у меня есть план для их выманивания.
- Bak, endiselenme bir is bulacaksin.
- Послушай, не волнуйся. Ты найдёшь работу.
Endişelenme dostum.
Чувак, не очкуй.
Endişelenme.
Не очкуй.
- Endişelenme.
Э... да не парься.
Endişelenme, orada olmayacaklar. Tamam mı?
Не парься, их там не будет, ясно?
O konuda endişelenme.
Э... не волнуйся об этом...
Endişelenme.
Он...
Endişelenme ahbap.
Друг, не переживай.
Endişelenme.
О, не волнуйся.
Endişelenme Finch.
Не волнуйся, Финч.
Endişelenme sizi koruyacağım.
Не волнуйся.
- Endişelenme.
О, не беспокойся об этом.
Endişelenme, seni gölgede bırakmayacağım.
Не переживай. Я не собираюсь украсть твою славу.
Endişelenme.
Не волнуйся.
- Endişelenme, hayatım.
- Не волнуйся, детка.
- Endişelenme, iyi bir iş için kullanacağım.
Не волнуйся. Я потрачу их с пользой.
- Endişelenme, hallederim.
Я справлюсь.
Endişelenme. Buraya senin için gelmedi.
Не волнуйся.
Endişelenme, Claire.
Не волнуйся, Клэр.
Endişelenme.
Не волнуйтесь.
Endişelenme.
Не стоит.
Holden'ın onu başından vurup, Flint Nehiri'ne atacağından mı endişeleniyordu? - Bu tarz bi endişelenme mi?
Что Холден может высрелить его прямо в голову и сбросить в реку Флинт?
Endişelenme.
Не переживайте об этом.
Benim yüzümden endişelenme, aynı kafadanız.
Насчёт меня не переживайте, я один из вас.
Endişelenme.
Нет.... Не переживайте.
Dedi ki, " Bana göz kulak olduğun için teşekkürler ama endişelenme.
Он сказал мне : " Спасибо, что ты приглядываешь за мной. Но слишком не беспокойся.
Ama, endişelenme.
Но не беспокойся.
"Endişelenme, unutmam."
-
Onlar iş planımızın değerini anlıyor, endişelenme sen.
Они понимают важность солидного бизнес-плана.
Endişelenme, zamanın var.
Не переживай.
Endişelenme, baba.
Не волнуйся, папа.
Endişelenme, baba. Bende.
Не волнуйся, пап, я тебя прикрою.
Endişelenme.
Не переживай.
Endişelenme Tilda.
Не волнуйся, Тильда.
Endişelenme.
Не беспокойся.
Endişelenme, endişelenme.
Не волнуйся.
Çocukken babamın bana Lucas Reem'le ilgili olarak söylediği şeyin aynısı. Kabustan uyanıp gecenin bir yarısı ağlarken derdi ki : " Endişelenme...
То же самое мне говорил отец, когда я была маленькой о Лукасе Риме, когда я не кричала посреди ночи из-за ночного кошмара : " Не бойся.
Onlar hakkında endişelenme.
О них не волнуйся.
Endişelenme.
Об этом не волнуйся.
- Endişelenme.
- Не думай об этом. Не думай об этом.
- Endişelenme.
- Не волнуйся.
Benimle gel Sarah, endişelenme.
Пойдем со мной, Сара. Не волнуйся.
Endişelenme. "
Не волнуйся ".
Endişelenme. Sadece azıcık tadına bakıyorum. Esrar tadı gelmediğine emin olmak için, yoksa Logan yazıda kullanmaz.
Не волнуйся, я попробую только кусочек, чтобы убедиться, что нет привкуса от марихуаны, иначе Логан не использует это в статье.
Endişelenme...
Ой, не волнуйся...
Hükümetin üç anadalından daha az emin gibi duruyorsun ama yine de endişelenme.
Ты выглядишь еще менее уверенно, чем когда перечисляешь три ветви власти, но не напрягайся.
Emin olmak için bir MR ayarlayalım o zaman. Ama endişelenme tabii.
Давайте всё-таки назначим МРТ, чтобы уж наверняка, но поводов для беспокойства нет.
Endişelenme onlar için.
Не волнуйся о них.
Endişelenme, bebeğim.
А теперь, не волнуйся, детка.
Endişelenme, silah sesim duyunca kaçmışlardır.
Не беспокойся, они наверное сбежали, когда услышали выстрелы.
endişelenme 2019
endişelenmeyin 418
endişelenmene gerek yok 116
endişelenmenize gerek yok 42
endişelenmeye gerek yok 31
endişelenme tatlım 16
endişelenmeyi bırak 24
endişelenmeye başlamıştım 19
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelenmene gerek yok 116
endişelenmenize gerek yok 42
endişelenmeye gerek yok 31
endişelenme tatlım 16
endişelenmeyi bırak 24
endişelenmeye başlamıştım 19
endişeleniyorum 63
endişe 26